Bu yazıyı yazmak için sakinleşmeye çalıştım.Çok kızgınım,çok kırgınım,çok öfkeliyim… Bu seçim kritik bir dönemeçti,hepimiz bunun farkındayız,işte bu yüzden istemesek de CHP ye oy vermek zorunda kaldık.
Aklı başında olan herkes uyardı”Kemal Kılıçdaroğlu aday olmamalı,kazanacak bir aday çıkarmalıyız “diye.
Ülkeyi içinden çıkılmaz hale getiren nedir biliyor musunuz!Sürü mantığı…Takım tutar gibi parti tutarız ve ne olursa olsun ondan asla vazgeçmeyiz.
Ben dededen,babadan CHP li bir insan olduğum halde,”Kılıçdaroğlu’nun sayesinde Tayyip yıllardır başımızda,etmeyin eylemeyin,sağ duyulu düşünün”diye çırpındık aylarca,yazdık,çizdik,kimseye derdimizi anlatamadık.
Bu seçim Kılıçdaroğlu’nun koltuk sevdası yüzünden,hükümet medyası ve çevrilen dolaplar,AKP’ye taraf olan muhalifler,maaşlı troller,verilen ve de vaad edilen çifte maaşlar, katlar, yatlar, arabalar, makamlar, mevkiler sayesinde Türkiye için sıkıntıları daha da arttıracak şekilde sonuçlandı.
Atatürk “Ben öleceğim ama Cumhuriyet payidar kalacak” dedi ama Erdoğan “Ben ölürsem devlet yıkılır”diye cahil halkı kandırarak aldı maçı.
Delegelerin Kemal Kılıçdaroğlu’yla olduğu CHP’nin 2018 Şubat kurultayında; Muharrem İnce’den yana saf tutmanın bedelini; 24 Haziran 2018 listelerden tasfiye edilerek ödediler.Şimdi tümü,Kılıçdaroğlu ile birlikte yönetimlerden istifa etmelidirler
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül değil, Muharrem İnce olmalıdır diyerek farklı düşünceler ortaya koyan 60 milletvekilinden 55’ini, parti içi demokrasiyi çiğneyerek, nasıl siyasetin dışına attıklarını; 26. dönem milletvekili Barış Yarkadaş anlatıyor.
Hatta hatırladığım kadarıyla Muharrem İnce o kurultaydaydı sanırım.”Tüzükte parti genel başkanının nasıl geleceği belli ama nasıl gideceği belli değil,iki dönem partiyi üst seviyeye taşıyamayan başkanlıktan ayrılmalı diye bir madde konulmalı tüzüğe”demişti.
Kılıçdaroğlu,Muharren İnce partinin başına geçmesin diye onu CB adayı yaptı,oğlum diye diye.12 yaşından beri partinin içinde yetişen İnce’yi itibarsızlaştırmak için sandıkların büyük bir bölümüne gözetmen koydurmadığı gibi,adam balkon konuşmasını yapıncaya kadar sonuçları İnceye göndertmedi ve çaresiz kalan İnce “adam kazandı “dedi.Gerçekleri bilmeyen destekleycileri İnce’den nefret etti ve ne yazıkki okuma özürlü bir toplum olduğumuz için hala gerçekleri okuyup araştırma gereği bile duymadan düşman kesildiler.Sadece İnce’ye düşman kesilmekle kalmadılar,onu destekleyenlere de düşman kesildiler.
Yazılarımın altına neler yazdıklarını burada yazmaya utanıyorum.Beni teselli eden tek şey sürüden birisi olmadığım ve Muharrem İnce’nin her konuda haklı çıkmasıydı.
Keşke haklı çıkmasaydık da Kılıçdaroğlu sayesinde ülke kaybetmemiş olsaydı.
Tercih ettikleri Abdüllatif Şener, CHP’den istifa ettiğini açıkladı”İlk turda Sinan Oğan’a oy verdim, ikinci turda ise geçersiz oy kullandım.”dedi.Yakında AKP saflarında görürüz.
“Muharrem İnce’ye yaptıkları tüm itibarsızlaştırma çalışmaları,attıkları iftiralar şu an aynısı Ekrem İmamoğlu için yükleniyor gibi geliyor bana.Geçenlerde Kılıçdaroğlu “İmamoğlu evladım “demedi mi!Ben de “eyvah eyvah, harcanma sırası İmamoğlunda galiba”dedim.
Yalnız bildiğim birşey var,insan yaşattığını yaşamadan ölmezmiş.
Ne yazıkki halkın aymazlığı,neme lazımcılığı,menfaatçiliği ve cahilliği sayesinde Erdoğan’ın tüm dilekleri tek tek gerçek oluyor.
Muhalefet ne mi yapıyor 21 sene sonunda bir büyük yenilgiyi unutturmak için arazi oldu ve tabii ki istifa eden de yok…Muhalefetten umudunu kesen gençler yurtdışına gitmeye çalışıyor,orta yaşlılar ne yapacağını bilmez durumda çaresizce kabuğuna çekiliyor.
Eğer muhalefet bu kadrolar ve bu liderler ile yerel seçimlere giderse tarihi yenilgi yaşayacak ve Erdoğan yerel seçimleri,özellikle büyükşehirleri alacak arkasından rejim değişikliği yapmaya çalışacak,bölünmeye doğru giden Türkiye’de ise Kılıçdaroğlu diye tutturanlar hiç bir sorumluluk duymadan,vicdan azabı çekmeden adım adım şeriat tamtamlarının sesini dinliyor,hep beraber felakete doğru gidişi seyrediyoruz…
Haber dinlemekten de vazgeçeceğim yakında,en inandığım,en güvendiğim haber spikerleri ağzını yayarak,bazıları gibi hharfleri uzatarak konuşuyor, kahroluyorum. Atatürk’ün Türklüğe en büyük hizmeti, tarih ve dil alanında gerçekleştirdiği çalışmalarla ortaya çıkmıştır. Bu çalışmalar aracılığıyla, halkı araplaştırma ve tarihten silme çabalarına karşı, bir ulusun yeniden dirilişi gerçekleşmiştir. Bu sebeple, Türklüğün öz evlatları olarak, tarihimizi ve dilimizi öğrenmek için yorulmadan ve usanmadan çaba göstereceğiz. Atatürk’ün yolundan giderek, kim olduğumuzu asla unutmayacağız.
Gazetelerde okuyoruz”Deprem felaketi yandaş şirketler için ‘fırsat’ oldu. Deprem felaketinin ardından düzenlenen ihalelerde en büyük dilimi Rönesans Holding, AKP iktidarı sayesinde son iki ayda dört devasa deprem konutu ihalesi aldı.Bu ihalelerin toplam bedeli ise yaklaşık 13 milyar TLBu Holding,Ankara Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nı,Marmaris Okluk Koyu’ndaki yazlık sarayı,şehir hastanelerinin ihaleleri ile birçok kamu kurumunun inşaat ihalelerini almasıyla gündeme geldi. Hani CHP “halk aç,deprem bölgesindeki insanlar sahipsiz,yabancıları göndereceğiz Vb “konuşmaları yapıp ,vaatlerde bulundular ya…
Buyrun ekonominin yeni kaptanlarına bir göz atalım.”Yeni Merkez Bankası Müdiresinin CV sinde bir şey gözden kaçıyor. Hafize Gaye Erkan, Katar Kraliçesinin trilyonluk fonunun yöneticisi. Hafize Hnm, Şimşek’in bilgisi dışında atanmış. Atama Katar Şeyhinin ricası ile CB Erdoğan’ın ortak kararı.”Üstelik hakkında pek çok şaibeli haberler yazılıp çiziliyor.Şimdi Şimşek ne yapacak bekleyip göreceğiz.
Ya vergi uzmanı ne diyor. “ölümde bile adaletsizlik” dedi Vekil ölürse 49.440, SGK’li ölürse 2.054 TL! Aradaki fark 25 kat.Öyle ya halkımız alışkın zenginin teknesine aldığında sıfır vergi,bir de çiftöinin traktöründen aldığı KDVye bir bakın…
Senelerdir yurtlarda tecavüz edilen çocuklara gözümüzü kapadık,bir kaç gün konuşup sonra unutup gittik.Bu olayalr bitti mi?Baktılarki kimsenin umurunda değil,artarak devam ediyor.Yine 12 yaşındaki Abdulbaki Dakak, ailesinin zorla gönderdiği Menzil tarikatına ait medresenin yakınında olan ahırda ölü bulundu ve ailesi her ne hikmetse davacı olmadı.
Dünyanın En Çok Camisi’ne Sahip olan ülkemizde,Diyanet, 5 ayda 16,4 milyar lira harcadı.
Heykeli put sanan cahiller,putperestliğin üç alâmeti; Mal-mülk düşkünlüğü makam-mevki düşkünlüğü gösteriş düşkünlüğü.Acaba bunlar en çok kimde var,bende yok ondan eminim…
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der):2022-2023 Eğitim-Öğretim Yılı Yıl Sonu Raporu’nu açıkladı.2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay 17,18 iken 2023 yılında bu payın 9,18’e düştüğünü belirtti.
Özel okul sayısının rekor düzeyde arttığı,bunun yanında 1,5 milyonu fazla kız öğrencinin eğitim öğretimin dışında kaldığı yazılan raporda“Yalnızca 2020 verilerinde dahi ülkemizdeki çocukların yüzde 44,3’ü yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya,Açlık sınırı 9.814 TL’ye, yoksulluk sınırı 33.948’e ulaşmıştır.10 milyon işçi asgari ücretle veya asgari ücretle çalışmaktadır.Yoksulluğun,zamların artışı yüzünden iki çocuğuktan biri açlığı, yoksulluğu yaşıyor.
Okullarda yetersiz ve dengesiz beslenme sorunu yanında sağlıklı içme suyuna erişimde yok.Acilen tüm okullarda,üniversitelerde dahil tüm öğrenciler için ücretsiz yemek ücretsiz sağlıklı içme suyu uygulaması başlatılmalıdır.Açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan tüm çocuklara her ay düzenli maddi eğitim desteği verilmelidir.”
Hadi hükümet görmezden geliyor,muhalefet neden bu konulara el atmıyor…
Gelelim ülkemizdeki sığınmacı olaylarına!
12 milyon sığınmacıdan 14 milyona doğru gidiyoruz.Pakistan ABD projesi gereği 4.5 milyon Afgan sığınmacı kabul etti.Ortadoğu’nun Paris’i Lübnan’ın yapısını Filistinli sığınmacılar değiştirdi. Ortadoğu’nun Paris’i çöktü,Pakistan’ın sosyal hayatı derinden etkilendi.İstikrarsızlık ülkesi oldu.
Taliban’ın Temsilcisi Ramin,ülkemizde oy kullanan Afganların 60-65 bin dolaylarında olduğunu ve Türkiye’yi ele geçirmek istediklerini açıkladı.! Hepsinin genç erkek ve Afgan ordusuna mensup oldukları dikkate alınırsa ve bazıları tarafından silahlandırılmaları halinde ciddi tehdit olur mu olmaz mı?Artık seçim de bittiğine göre neden geldikleri yerlere geri gönderilmiyorlar?
Suriyeli sığınmacılar:”Hatayı Atatürk bizden aldı,biz de geri alacağız,bir gün bu ülkede de savaş çıkacak. Siz de kaçacaksınız,burası bizim,siz gidin “deme cesaretini nereden ve kimlerden buluyorlar.
İlk defa bu kadar uzun kaldım ülkemde.Bazı yerlere gittiğimde korktum”acaba başka bir ülkede miyim kuşkusuyla,sokaklarda ve otobüslerde arapça konuşmalar,kılık kıyafetteki acaiplikler,hayrete düşürdü beni.Hiç Türkçe yok! İstanbul’un göbeğinde lokantaya gittim,Arapça fiş kesiyorlar,hatta bazı alışveriş yerlerinde”biz fiş kesmiyoruz,vergi vermiyoruzki”diyebiliyorlar.
Daha bugün Twitter da gördüm,Suriyeli sığınmacı parmak sallayarak Türkleri tahdit etti: “Ben Suriyeli Murat Başkan. Suriyelilere laf söylemeyin, akıllı olun.”diyen videosunu.
İlber Ortaylı”Avrupa’nın verdiği para sakız parasına yetmez. Yığınları Türkiye’ye toplamak büyük bir yıkım projesine işarettir. Vatandaşlık üç dört yüze satılmaz. Bu paraya sığınmacı değil, kaçakçı, para aklayıcılar gelir.Suriyelileri Halvetiye Dergahı’na davet eder gibi ülkeye dolduramazsınız. Türk vatandaşlığını da satılığa çıkaramazsınız. 300-400 bin dolara satılan vatandaşlığı sıradan insanlar alamaz. Uyuşturucu kaçakçıları,kara para aklayıcıları, çete liderleri alır. Bir kişi 10 daire alıyor, Türkiye’nin profesörleri kiralık daire bulamıyor.”diyor.
Çin,ülkesindeki Uygur Türklerine akıl almaz işkelenceler yapıyor biz her yıl gösteri yapıyoruz dünyanın öbür ucunda ama önüne gelen göçmeni sorgusuz sualaiz kabul eden ülkemiz onları kabu etmiyor,neden?
İlber Ortaylı,Uygurların geri gönderilmesini edepsizlik ve haysiyetsizlik diyerek eleştirdi. “Çin baskı yapıyor diye gönderecek miyiz? Biz Pakistan mıyız? Çok ayıp bir şey” dedi.
Bu ülke sahipsiz mi?Bırakın artık kişilerle uğraşmayı da ülkemize sahip çıkalım,yoksa yakında gidecek bir ülkemiz kalmayacak…
Bir yanıt yazın