“Cink” Burhan Beyin emperyalist hükümranlık düzeninin yumuşak gücü misyoner okulları üzerinden ele alması o yuvalardan çıkma tanınırlığı yüksek iki örnekle de süslemesi iyi olmuş. Osmanlı ekalliyetlerinden İsevi Ermeni, Rum, Bulgarların emperyalizmin aracı olarak kullanılmaları ayrı bir mevzu. Ancak bu misyoner okullarından Osmanlı Payitahtında olan Robert Kolejinin işlevinin ayrı bir yeri vardır. Hala da! Balkanlardan devşirdiği İsevi kökenli çocukları lise eğitimi verdikten sonara yeniden Balkanlarda çetecilikle işlevlendirildikleri malum.
***
“İkinci Kemal Derviş” olarak ekonominin başına getirilen Mehmet Şimşek’in, şimşek gibi ilk yaptığı iş Merkez Bankası idaresinde değişiklik yapması oldu. Yetmezmiş gibi “Made in ABD” olan Hafize Gaye Erkan’ı şimşek hızı ile Merkez Bankası’nın başına oturturuvermiş olmasını sorgulamak gerekmez miydi?
Resmi sitesinde yer alan bilgiye göre, ABD Dış İlişkiler Konseyi (CFR)’nin Hafize Gaye Erkan üye listesinde bulunuyormuş. CFR’nin resmi üyesi olan birinin Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın başına oturtulması tıpkı tilkinin tavuk kümesine müdür tayini gibi bir şey….
Dünyaya melanet tohumları eken bu yapının üyeleri arasında kimler varmış?
· Eski ABD Başkanları,
· ABD devlet yöneticileri,
· ABD’nin hegemonyası altındaki devletlerin yöneticileri yer alıyormuş.
( Amerikan CFR’sine Mustafa Yıldırım’ın Sivil Örümceğin Ağında kitabında tam 47 atıf yapılmış.)
Türkiye’yi hedef alan yayınlarıyla namlı CFR’nin resmi organı olan Foreign Affairs, 2023 mebus cumhurbaşkanı seçimleri önceki sayılarında, Türkiye’nin içişlerine müdahalede bulunan, kışkırtıcı ve Altılı Masa’yı destekleyen makaleler yayınlamıştı.
Binlerce yıllık Türk ekinin imbiğinden ” Sarımsağı gelin etmişler kırk gün kokusu çıkmamış ” diye güzel bir atasözü damıtılmış.
***
Öbekte paylaştığım yazıların içerikleri ve bazı yazılanlara ilişkin yazdıklarımı Sn. Enis Pınar okumuş olsa idi hakkımda yazdıklarında yine de ısrarlı olur mu idi ? Bu tür ithamlar tartışma ortamına yararı olacağını düşünmüyorum. Düşünceler ancak medeni bir tartışma (münazara) ortamında gelişebileceğine inanırım. Yaptığı katkılardan ötürü teşekkür ederim.
Birçok kez yazdığım gibi bir kez daha düşüncemizi yineleyelim.
Anadolu bilgesi Nasrettin Hocanın dediği gibi “Baharın suyu mu çıktı ? ” da AB(D)nin hareminde sürekli ağız dalaşı içinde olan, milleti kamplaştırma siyasetini merkeze koyan iki zihniyetten birine katılmak şar mıdır?
Cumhuriyet devrimleri ve ideolojisi denenmiş, başarılı olduğunu 10.yıl marşında ” Çıktık açık alınla on yılda her savaştan;/ On yılda on beş milyon genç yarattık her yaştan;/ Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan,/ Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan.” dizeleri ile dünyaya ilan edilmişti.
Sonra ne/ler oldu?