TÜRKİYE’de vahşi kapitalizmin sosyal deneylerinin yapıldığını ve istem dışı kobaylarında SİZLER olduğunu yıllardır anlatamadık!.. Bunun son denemesi seçimler de kullanılan HDP= PKK. İstihbarat örgütlerinin kurguladığı beslediği ortaklaşa kullan-at sopalardan birisi. Bu sopanın kullanılmasının asıl amacının Türkiye’ yi geri bırakmak , parçalamak değil, tarihten tamamen tasviye etmek! olduğunu hepiniz biliyorsunuz ama siz niye bu işin içindesiniz ve nasıl kullanılıyorsunuz , biliyor musunuz?
HDPliler: PKK ile bir bütünüm. PKK terör örgütü değil, benim bir parçam.
HDP yi hariçten destekleyenler: HDP ayrı , PKK terör örgütü ayrı .
HDP ye karşı olanlar: HDP terör yapılanmasının kendisi.
Bu toplumun yarısı HDP terör örgütüdür, diğer yarısı da halkların özgürlük hareketidir diyerek tetiklenmiş durumda ve sizler bunu her zaman yersiniz çünkü düşünmek yerine sürekli gaza geliyorsunuz.
Yıllardır sizin üzerinizden yapılan Terör ticareti deney sahiplerinin dışındaki akbabalar için açık ekmek kapısı ve milliyetçi söylemler de bu işin lokomotifidir!.. Ne diyeceklerdi ” sizin üzerinden ekmek kazanıyoruz mu diyeceklerdi “.. Yani açık uçlu deneyi yapanlar , terör üzerinden para – uyuşturucu-insan-istihbarat ticareti yapanlar, içeride ve dışarıda politik çıkar sağlayan partiler, politikacılar Vatan sağ olsun maskesi altında terörün devam durumdan memnun ve mesutlar…
Yıl 1993: Başbuğ Alparslan Türkeş , Devlet bana yetki versin bu işi yöresel kalkınma, aydınlanma ve güvenlik gibi bütüncül yaklaşımla aylar içerisinde çözerim dedi ve yapardı… Niye desteklenmedi?
Yıl 2023: HDP= PKK Terör bileşenleri, seçimlere girerek milli meclise üye oluyorlar, Hazineden 500 milyon tl yardım alıyorlar. Siz ne yapıyorsunuz? vay efendim nasıl olur diye halkı gaza getiriyorsunuz ama geri planda bu tezgahın yürümesi işinize yarıyor, elinizi büken mi var gereğini yapsanız ya yalan mı?
İşinize gelince ne uluslararası hukuk ve imzaları takıyorsunuz, işinize gelirse başka derelerden su getiriyorsunuz.
2014 yerel seçimlerinden itibaren,Türkiye’nin gelecekte siyasal yapısının nasıl olabileceğini ifade ettim, yazdım. Başkanlık için yapılan manipülasyonların başladığını ve ayak izlerini duyuramadım!.. MHP için %10 baraj diye tutturanlara, iki partili sisteme gidiliyor, baraj %50+1 yanlış duraktasınız diye yazdım, anlatamadım. 20 mart 2017 ve 13 nisan 2017 yılındaki makalelerimde, önümüze sunulanın Başkanlık sistemi olmadığını ifade ettim. ABD de alınan kararlarda sistemi koruyan Başkan + Kongre+ Yüksek mahkemenin bir check balance oluşturduğunu yazdım. Türk sistemi diye uydurulanın , seçilecek Başkanın hem kendisini hem de çekirdek ailesini hedef haline getireceğini daha vahimi danışmanlar arkasından egemen güçlerin her zaman açık ve kolay kapı bulacağını yazdım.
Ne zaman yazdım? Bu sistem gelmeden yazdım. Nereye yazdım Cumhurbaşkanlığı dahil her yere…ABD sisteminde bir sürü parti var ama sistem iki ana partinin üzerine kurulmuş. Şimdi bu uyduruk sistemin getirisi ne oldu: İttifaklar yani kaos. Milli meclise adım dahi atamayacak insanlar ve gruplar manipülasyon , fırsatçılık yaptı ve içeriye girdiler bu uydurma başkanlık sayesinde..Sonuç?..
Yeni bir seçim ve yine yazıyor ve uyarıyorum: Partileriniz yada tercihleriniz beni ilgilendirmiyor. Beni Milli Devlet Yapılanması ilgilendiriyor ve 40 yıldır o misyon üzerinden yazıyorum. Yeni tezgah, milliyetçilik üzerinden, milliyetçi gibi davranarak sizleri yanlış yere yönlendiriyorlar. Türk Devletini Türk simgelerini kullanarak hem gururunuzu okşuyor hem de içinizi boşaltıyorlar.
Yemede yanında yat! Milyonlarca mülteci akınına dinsel, duygusal temalar oluşturarak demografik yapımızı, kültürümüzü, soyumuzu bozuyorlar… Politikacıların seçim atmosferine girerken mülteciler ile ilgili atmalarına inanmayın. Nasıl bir günde ağız değiştirdiklerini gördünüz. 2018 yılından beri milyonlarca insanın ulusal güvenliğimize oluşturduğu tehditler için uyarıyorum. Sorun Suriyeli değil. İçimize başka insanlar sokarak, üçüncü tarafın bizi yönlendirmesidir. Gelenlerin aşağılanmasıdır. Onların piyon olarak kullanılmasıdır. Onların vatanları için ölmelerini, şehit olmalarını engelledik şimdi bize çakmayı belliyorlar..
Bu günlerde olanlar tadımlık hiç kuşkunuz olmasın. İlerleyen tarihlerde emperyalizm bize adam gibi çakmalarını tetikleyecek var mısınız iddiaya!..
2011 yılında Türk Savunma Sanayi diye Cumhurbaşkanlığına sunulan bana ait bir rapor var. O rapor sunulduktan sonra açık medyada bunu paylaştım. Pentagon gibi yapılanmamız gerektiğini ifade ettiğim bu raporu eleştiren bir Tümgeneral tarafından Pentagon dünyanın en büyük silah kaçakçısıdır gibi anlaşılmaz bir yaklaşıma maruz kalan raporum, bugün fikir babası olduğum Ay-Yıldız projesidir… S-400 alınma fikri ve 2.5 milyar dolar gündeme girdiği anda o paraya 3.6 milyon metrekarede 1200 adet savunma sanayi fabrikası kurulabileceğini ayrıca Milli Savunma Sanayine atak yaptıracağının hesaplarını hem Cumhurbaşkanlığına hem de kamuoyuna sundum.
O zaman gelen eleştiri neydi biliyor musunuz? Dışarıdan almazsak kendimizi nasıl savunacanağız.. Ama şimdi nasıl uçak yapacağız diyenlere ağız dolusu söven bir kamuoyu var!. Yeri gelmişken Savunma Sanayinin üç-beş grup ile değil topyekun kalkınma hamlesi ile yapılacağını aksi taktirde milli bir hamle değil üç- beş şirketin kesesine çalışmak olacağını 2018 yılında yazmıştım..
Bakalım kaç yıl sonra uyardığım çizgiye ulaşacağız?.. Nadir toprak elementlerinin stratejik önemini ve maden alanlarını Cumhurbaşkanlığına 5 yıl önce yazmıştım… Hemen seçimden önce farkına vardılar!.. Olsun buna da memnunum.
Rusların yaptığı ve Nükleer enerji santralinin modasının geçtiğini yıllar yıllar sonra bize devredileceğini ve o tarihten sonrada tasviye edilmesi çok zor bir nükleer çöplüğe dönüşeceğini yazdım. Halbuki Kuantum Fizikçisi olan Merkelin ve Alman Hükümetinin NÜKLEER FÜZYON ( Yapay Güneş) santralleri üzerinde çalıştıklarını yazdım. Ne zaman , demir tavında iken tam fikri aşamada yazdım. Kaldı ki Rusya bizim düşmanımız olmasa bile emperyalist genleri olan bir devlet diye..
O zaman gelen eleştiriler: Avrupanın göbeğinde bile nükleer santraller var diye. Bu dayatılmış bir ezber!.. Bir bilim insanı olarak saklı enerjinin büyüklüğünü politize olmuş adamlardan öğrenecek değilim. Bugün Almanya bütün klasik Nükleer santrallerini bir takvim içerisinde kapatma kararı aldı..
Yıllardır uyardığım bir konuda Arap kafası ile Türkçülük yapmak. Bu uluslararası emperyalizmin Türk soyunu ve kültürünü değiştirme atağıdır ve çakma milliyetçiler sayesinde yol alıyorlar. Türk dünyasını sinsi Arap yayılmacılığına karşı çok uyardım… Ama bu makasın içine çoktan girdiler.
Oguz SOLAK / Uluslararası İlişkiler Uz. / Makina Mühendisi/ Sanayici