Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni kabinesini açıkladı. Ülkeye ve asil milletimize hayırlı olsun. İnşallah başarılı hizmetler yaparlar da ülke kaostan, ekonomik enkazdan kurtulur.
Mehmet Şimşek neden geldi/getirildi sorusu önem kazanıyor.
Sn. Erdoğan’ın bir inatla: “Faiz neden, enflasyon neticedir” tezi ile ekonomi enkaza döndü. Türk insanının alım gücü düştü, enflasyon zirve yaptı, TL en değersiz paralar arasında yerini aldı.
Sn. Şimşek’in gelişi, yaklaşık beş yıldır inatla sürdürülen ve adına önce “Yeni Ekonomik Program-YEP” daha sonra da “Türkiye Modeli” denen ve mali sistemimizde büyük tahripler yapan bu yanlıştan bir –U- dönüşü yapılacak mı/ yapılacağının işareti mi?
Nereye ve nasıl bir dönüş olacak?
Ortodoks ekonomiye mi, herodotoks ekonomiye mi? Rasyonel ve uluslararası normlara uygun ekonomiye nasıl dönülecek? Faizler arttırılacak ise: “Ortada NAS varken sana bana ne oluyor?” sözü nasıl revize edilecek?
Daha önce A. Davutoğlu ile birlikte suçladığı Şimşek’in, ekonominin koltuğuna oturtulması, bir çaresizliğin mi ya da Şimşek’in uluslararası kredibilitesinden mi yararlanılacak?
Sn. Erdoğan’ı ve hükümeti sıkıntılı ve dikenli bir yolculuk bekliyor.
Makro ekonomide ipler, Şimşek’in elinde mi olacak?
Kurumlar yine eskisi gibi “laf dinleyenlerle mi” yoksa liyakâtlı, işin ehli uzmanlarla mı yönetilecek?
“Ekonominin sorumlusu benim ben! Bunların kafası basmaz ben ekonomistim.” Diyen Sn. Erdoğan, böylesi bir yönetilmeyi içine sindirir, kabul eder mi? Ses çıkarmaz ise çok zorda demektir.
Türkiye’nin bir başka açmazı da, içerde ve dışarıda, sözlerine itibar edilen saygın iktisatçıların ekonomiden uzaklaştırılmasıdır. Dünya bunu biliyor ve hatırlıyor.
Ekonomi inadı sevmez, ekonomi hesap işidir. Gerçi Sn. Erdoğan hesap uzmanı olmadığını sık sık ifade ediyor.
Ekonomi de sebep-sonuç ilişkisi çok önemlidir. Ekonomi de alınan kararlar laboratuvar titizliği ister. KKM’ın ekonomiye maliyeti, ekonomistlerin dediğine göre vergileri de hesaplarsak, 200 milyar TL. olduğu söyleniyor. Sebep ve sonuç içinde bakarsak: değdi mi?
Sn. Erdoğan, 26 Haziran 2018’de % 52.6 oyla Partili Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi Cumhurbaşkanı seçildiğinde: “ Verin kardeşinize yetkiyi, kurla, faizle, enflasyonla nasıl mücadele edilir görün” demişti.
Gördük değil mi?
Sn. Erdoğan, bugüne kadar ki uygulamalarından gördük ki, yetki paylaşımını istemiyor. Kurumların ve yetkililerin bağımsız icraatlarından da haz etmiyor.
M. Şimşek’in, A. Babacan’ın uzaklaştırılmalarının nedeni de budur.
Soru şu, Sn. M. Şimşek başarılı olur mu, başarı şansı var mı?
Gönül ister ki; başarılı olsun.
Başarısızlığın nedeni, iktisat-ekonomi ilminden ve kurumsal anlayıştan epistemolojik olarak kopuştu.
Ortaya inat ve “Bu da benim görüşüm” anlayışı giriyor.
Sn. Erdoğan, ekonomide başarılı olmak zorunda!.. Zira elde satacak kurum ve tüketecek kaynak da kalmadı. Seçimde verilmiş onca iyileştirme sözü de var.
M. Şimşek’in ekonominin başına getirilmesi, inatla geçen ve ekonominin yönetilemez olmasını sağlayan 10 yılın sonunda; ORTODOKS politikalara dönülmesi sinyalidir diye düşünüyorum.
Acaba Sn. Erdoğan, ekonomi üzerine söylediği onca büyük sözlerden sonra, Sn. Şimşek’in bağımsız kararlar almasını ve atamalar yapmasını nasıl hazmedecek?
İnşallah ekonomimiz bu kaotik durumdan kurtulur.
Elbette Sn. Şimşek’in elinde de sihirli bir değnek yok. Ek bütçe ve zamlara hazır olun.
Son söz: M. Şimşek’in açıklamalarından anlıyoruz ki, ekonomi bu güne kadar akılcı yöntemlerle yönetilmemiş.
Esen kalınız. Nazım PEKER