Uzun süredir Türkiye’deki seçimler, seçim yasaları, seçim sistemi, sandık, estek-köstek üzerine bir çuval laf edilmektedir.
En azından son yirmi yılda yapılan ‘demokrasi’ tartışmaları da bu bağlamda sürdürülmektedir.
Son iki seçimde de ‘adam kazandı’ mı ‘adam kazanamadı’ mı tartışmasında yoğunlaşılmakta.
Dün gece, mufalefetin bu konudaki en önemli adamlarından biri olan Onursal Adıgüzel televizyona çıkarak, denildiği üzere milletin yüreğine su serpti.
Yüreğini soğuttu da denilebilir, seçim hileleri konusunda son noktayı koydu da denilebilir.
Muhalefetin iki kafa ‘siyaset bilimci’si dahil en cabbar gazetecileri de konuyla ilgili tüm soruları sorup en yalın yanıtları aldılar.
Neymiş efendim, siz yeter ki gidip oyunuzu kullanınız CHP’nin ilgili mekanizmaları bir tek oyun kaybolmasına izin vermezmiş.
Böylece ne oluyordu?
Kimsenin Türkiye’deki seçimlerle ilgili olarak ‘hile’ yapıldığına ilişkin kuşkusu kalmıyordu.
Yani seçimlerde hile yapılıyor iddiaları, fantezi, evham ve hatta yalan oluyormuş.
Oysa muhalefetin en iyi bilişim uzmanlarından Onursal Adıgüzel aslında ‘kazanan aday’ın yüreğine su serpmiş oluyordu.
Dr Recep ve tayfasının yüreğini soğutuyordu.
Bilişim uzmanı olmadığımı yazmıştım.
Ancak Türkiye’de uygulanan SEÇSİS sisteminin seçimlerde hile yapılmasına en elverişli sistem olduğunu ileri sürenler de var, ki ben daha çok onlara inanıyorum.
Çok basit bir örnekle açıklamaya çalışayım.
Biliyorsunuz bankaların informatik sistemleri en güvenilir sistemdir.
Siz bankaya onbin Tl yatırmış iseniz, Türkiye değil ama dünyanın dörtbir koşesinden istediğiniz zaman ve istediğiniz miktarda para çekebilirsiniz.
Banka rölevelerini inceleyip, hangi gün, nerede ve ne kadar para çektiğinizi de görebilirsiniz.
Bu konuda bir tartışmaya girmek abesle iştigal olur; değil mi?
Oysa ben de diyorum ki, siz kendi yatırdığınız miktarı, yani muhalefetin aldığı oyları şöyle de böyle denetleyebiliyorsunuz.
Güzel.
Güzel de ‘iktidar bloku’nun aldığı oyları da kesinkes hesaplayabiliyor musunuz?
Yani komşunuzun da sizinle aynı işi yaptığını bildiğiniz halde onun bankadan her ay onbin Tl çektiğine veya çekebileceğine inanabiliyor musunuz?
Bankacının komşunuzun hesabına en azından beşbin Tl kadar fazla para koyabileceğini hiç düşündünüz mü?
Bu kredi de olabilir, bankanın bağışı da.
Ve bu fazla paranın kaynağını da bilmeyebilirsiniz.
İşte Türkiye’deki SEÇSİS sistemi ‘iktidar bloku’ lehine hep böyle çalışmak üzerine kurulmuştur.
Bunu da sadece bilgisayar oyunlarıyla değil ama ‘veri tabanı’ denilen, seçmen sayısı, seçmen listesi vb veriler üzerinden yapmaktadır.
Konuyu uzatıp moralinizi bozmak istemem, ama Türkiye’de kaç yabancı uyruklu seçmen var, nerede oy kullanıyorlar, keç kez mükerrer oy ya da ‘görev belgesi’ ile oy kullanılmaktadır biliyor musunuz?
Bunları sağlıklı denetleyebiliyor musunuz?
İşte Onursal Adıgüzel’e sorulacak sorular bunlar idi ve ne yazık ki sorulamamıştır.
Ve seksenbeş milyonun yüreğine su serpilmiş olsa bile, huyum kurusun benim yüreğim hâlâ yanmaktadır.
Bütün bunlara karşın Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını diliyor ve bunun ‘hakeme rağmen’ bir kazanç olacağını düşünüyorum.
Hiç değilse Türkiye’de artık kanıksanmış olan ‘hileye gözyümma’ya bir son verilmiş olsun istiyorum.