Öncelikle anket firmaları yanıldı mı diye soralım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu %53 ve daha yukarıda bulan anket firmalarının yanılmadığını söyleyelim.
Eğer bir yanılgı var ise, bunun %53 değil ama daha yüksek oranı bulamamış olmalarından geldiğini ekleyelim.
Madem öyle YSK (Yalan Sayılar Komutanlığı)’nın açıkladığı ve açıklayacağı ‘resmi sonuçlar’ niye farklı diyecek olursanız; bu yalan ve yolsuzluk kurumunun yayınladığı sayı ve oranlar önceden hazırlanmış ve yavaş yavaş sözde sisteme sokulmuş olduğu için ne anket sonuçlarıyla ve ne de sahadan gelen ‘ıslak imza tutanakları’yla uyum sağlayamamaktadır.
Bir başka deyişle, YSK’nın açıkladığı sayı ve oranlar seçimden çok önce hazırlanmış ve sahadan gelen sonuçlarla biraz uyumlu hale konularak yavaş yavaş açıklanmıştır.
Örneğin Dr Recep’in %49,5 oy alacağını bizzat kendisi kararlaştırmış ve kendi Soysuz bakanına da açıklatmıştı.
Bu konularda teknik bilgimin olmadığını daha önce yazmış ama bu konuları çok iyi bilen profesyonel kişilerin açıklamalarını izlemiştim.
Peki ama, madem bu kadar kesin bir biçimde ‘seçim sonuçları’ belirlenebiliyor ise neden birinci turda örneğin %55 ile kazandıklarına karar vermemiş olabiliyorlar?
İşte zurnanın zırt dediği yer de burasıdır.
Onlar da halkın %60 oranında kendilerine karşı olduğunu bilmekte idiler ve bir çıngar çıkmamasına özen göstermişlerdir.
Ve YSK’nın yanlışlıkla sahadan gelen verileri sisteme koyacak olsaydı en önce onların ciyak ciyak bağıracaklarından kimsenin kuşkusu olmamalıdır.
O nedenle Dr Recep, sandık sonuçlarına saygılıyız falan diyebiliyordu. Çünkü sonuçları daha aylar öncesinden biliyordu.
Ancak ve ne var ki, bu konudaki tılsım bozulmuşa benziyor.
CHP’de Onursal Adıgüzel’in yetersizliğinin ortaya çıkması ve gereğinin yapılması bir işaret olabilir.
Fakat Tuncay Özkan’ın CHP’yi içeriden çökertmeye çalıştığı ve bunun ayırdına varılması çok daha önemlidir.
Böylece ikinci turda kıyametlerin kopacağını şimdiden söyleyebilirim.
Çünkü CHP tarafında, deyim yerinde ise maymunun gözü açılmış bulunmaktadır.
O arada KRT ve Halk Tv gibi ‘muhalif kanallar’ın da kendilerine bir çeki-düzen verecekleri beklenmelidir.
Çünkü bu iki kanal ve sözde ‘bağımsız’ ANKA haber ajansında ya Tuncay Özkan’ın etkisi azalacak ya da CHP tarafından dikkate alınmayacaklardır.
Bütün bunları herkes gibi kuşkusuz ben de kendi kaynaklarımdan edinmekteyim.
Ancak, seçim gecesi KRT ve Halk Tv’nin ANKA haber ajansının verdiği sonuçlara kilitlenmiş olması dikkatimi çekmişti.
Gece 10 sularında YSK sonuçlarına göre Kemal Kılıçdaroğlu %48,5 oranını yakalamış iken Dr Recep %44’lerde idi.
Bu sonuçları Tele 1’den başka hiçbir televizyon kanalı vermemekte idi.
KRT ve Halk Tv, diğer bütün yandaş kanallar gibi ya Anadolu Ajansı ya da ANKA’nın verilerini yayınlıyor ve o rakamlar üzerine ahkâm kesiyorlardı.
O arada, CHP’nin genel merkezinde olanları ise bir gazeteci hayrertler içinde izliyor ve olanlara akıl erdiremiyordu.
CHP’nin içindeki beşinci kol neredeyse Kemal Kılıçdaroğlu dahil Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ı da rehin almış gibiydi.
Ayrıntısına girmeye gerek yok ama, gecenin ilerleyen saatlerinde en azından Kemal Kılıçdaroğlu’nun olanların ayırdına vardığı söylenebilir.
Ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun gerek Dr Recep mafyası ve gerekse CHP içindeki beşinci kolun ayırdına varması, ikinci tur için tüm yurttaşlarımızda bir ‘umutvar’ olasılığını ortaya çıkarmış bulunmaktadır.
O nedenle, 14 Mayıs seçim sonuçlarının değil ama bu ‘seçim sahtekârlığı’nın kesin olarak ayırdına varılması, çok önemli bir ‘kesin sonuç’ olarak ileri sürülebilir.
Bunun da ikinci turda bir başka kesinliğe yani Kemal Kılıçdaroğlu’nun rahatlıkla ipi gögüsleyeceğine işaret ettiğini söyleyebilirim.
Ve çıkacaksa asıl o zaman büyük çıngarın çıkacağına hazır olunmalıdır diyebilirim.