Bu gemi büyük bir seçim yatırımı, gövde gösterisi, parti propagandası olarak son günlerimizi işgal ediyor.
Projenin başlatıcısı olan Türker paşa ise başlangıçta yerli ve millî tasarım ve üretim olarak başladıkları projenin sonradan sorunlu bir İspanyol tasarımına ve yandaş tersane sahiplerine ihale edilmesini eleştiriyor.
Tasarım sorunlu..
Peki sorunu nedir?
Juan Carlos sınıfı olan bu gemilerde limanlarda, ya da çıkartma bölgelerini açıklarında manevra yeteneği olsun diye Cruise gemilerde olduğu gibi azipod tahrik sistemi tercih edilmiş.
Bilmeyenler için açalım, azipod denilen yapılar geminin altında 360 derece dönebilen, içinde güçlü bir elektrik motoru ve pervaneler olan bir tahrik sistemi.
Böylece gemiye limanlarda remork hizmeti gerekmeden, ya da sahillerden açıklarda sabit konumda tutmak mümkün olacak.
Normal olarak bu sistem kötü, zararlı değildir.
İşe yarar.
Ancak, bu sınıf gemilerde azipot sisteminin özellikle de yüksek hızlarda ürettiği bir titreşim ve rezonans sorunu var.
Gemilerde, uçaklarda, helikopterlerde, kanatlarda, köprülerde, gökdelenlerde ve açıkçası sıvı ya da gaz akışkanlara maruz kalan sistemlerde hep karşılaşılan önemli bir sorundur bu.
Bu sorunu önceden belirlemek üzere ölçekli modeller su altında, yüzeyinde, ya da hava tünellerinde uzun uzun test edilir.
Rezonas olursa bu çok tehlikelidir.
Başlangıçta küçük olan dalgalanmalar, yalpalar giderek büyür, sonunda sisteme mekanik hasar verebilecek güç ve büyüklüklere ulaşır.
Örneğin, bir uçak kanadı bir noktadan sonra adeta bir kuş gibi kanat çırpmaya başlar ve sonunda kanat kırılır.
Ya da, bir derin deniz sondaj platformu belirli frekanslarda ve küçük büyüklükteki dalgalarda bir sorun yaşamazken, dalga boyları ve frekansları platformun doğal rezonans frekansına uyumlu hale geldiğinde artık tehlikeli hale gelir.
Bu şekilde belirli hızlarda helikopterlerin kuyrukları kopar.
Binaların deprem dalgalarına karşı direncinde de önemlidir rezonans.
Tayfunlarla karşılaşan gökdelenlerde de önemlidir, rezonans.
Yalnızca bunu önlemek için dumping sistemleri icat edilmiştir.
Gökdelenlerde salınımları önlemek için 50-100 ton ağırlığında sarkaçlar, sıvı dolu havuzlar yerleştirilmiştir.
Aslında kabaca bir kadehe vurduğunuzda ortaya çıkan sesin frekansı aynı zamanda onun rezonans frekansıdır, o ses tonunda güçlü bir ses olursa kadeh kırılır.
Rezonans frekansını belirleyen fiziki şekil ve yapı malzemesidir.
İşte Juan Carlos sınıfı gemilerde kullanılan azipod sistemi geminin orta ve yüksek hızlarında çok güçlü rezonanslar yaratıyormuş.
Bu o derece şiddetli oluyormuş ki, geminin elektronik aksamını, sensör sistemlerini, hassas donanımlarını etkiliyor, aynı zamanda insanlar içinde çok rahatsız edici oluyormuş.
Tarihte bunun örnekleri aslında çok fazla.
Örneğin, Titanik gemisinde de motorlar, pervane devri belirli bir hızın üzerine çıktığında dayanılmaz, rahatsız edici vibrasyonlar oluyormuş.
Titanik hız rekorları kırmak için tam yol yaptığında bunu bütün yolucular hissediyormuş.
Haa geminin batış sebebi bu değil elbette.
Her neyse!…
Anadolu LHD gemisinde azipod sistemi yalnızca hassas aksama zarar vermekle sınırlı değil, ya da personeli rahatsız etmekle sıkıntılı değil, aynı zamanda geminin açık denizde tahriksiz kalmasına ve römorklar eşliğinde limana çekilmesine ihtiyaç gösterecek kadar arızalar yaratmasına da sebep oluyor.
Bir düşünün tam da büyük bir savaşın orta yerinde, misal Ege’de Yunan’lara karşı ya da bir koalisyon gücüne karşı pençepenç savaşın tam da orta yerindesiniz.
Amiral geminizin bütün elektronik aksamı, sensörlerinde arızalar gelişmiş, daha vahim ve elim olmak üzere gemi tahriksiz öylece savaş alanında sürükleniyor.
Bunlar oluyor.
Örneğin, İngilizlerin çok önem verdikleri yeni nesil uçak gemileri de sorunlu.
Bu gemiler bir türlü tersanelerden çıkamıyor.
Bu gemileri belirli görevlerin icrasında göremiyoruz.
Ve zaman içinde böylesi sıkıntılı gemilerin söküme gönderildiği de oluyor.
Doğrusu millî kaynakların kullanımında çok titiz olmak lazım.
Anadolu LHD için bir başka eleştiri ise F35 projemesinden dışlandıktan sonra geminin İHA, SİHA gemisi olarak topluma sunulmasıdır.
Geminin kabul töreninde gemi üzerine şov mahiyetinde Kızılelma, Bayraktar falan yerleştirilmiş ve bu şekilde görüntüler verilmiştir.
Anadolu LHD için kullanım stratejileri ve taktiklerinde overseas, yani deniz aşırı kullanım yoktur.
Bu gemi Japon denizine, Gobon sahillerin çıkarma yapmakta kullanılmayacaktır.
Barış koruma, ya da savaşla ilgili bütün görevleri de Türk Hava Kuvvetlerinin erişiminde olan alanlardır.
Anakarada bulunan İHA, ve SİHA üslerinden kalkacak araçlar bu geminin harekat yapabileceği Ege, Doğu Akdeniz bölgelerinde yeterli desteği verme kabiliyetine sahiptir.
Esasen İHA, SİHA gemisi diye bir konsep henüz yoktur, olmasına da gerek yoktur.
Bu gemi eğer azipod, titreşim, ve rezonans problemleri düzeltilirse ki, bu büyük maliyetlerle olabilir, ağır nakliye, ve saldırı helikopterleriyle dahi son derece faydalı olabilir
İHA, SİHA gemisi konsepti tamamıyla siyasi, verimsiz, gereksiz bir konseptir.
Bu makaleyi yazdıktan sonra baktım.
İspanyollar ellerindeki gemilerde bu sıkıntı için napmış diye.
Youtube’de belgesel kıvamında bir çalışma gördüm.
Meğer İspanyollar bu gemilerde bildiğimiz normal cruise gemilerde kullanılan azipod sistemlerinin aynılarını kullanmışlar.
Daha elim ve vahim olmak üzere gemilerin ölçekli modellerinde su akışkanlığı testleri de yapmamışlar.
Gemi yüksek hızlara çıktıkça pervanelerin uç kısımlarında süperkavitasyon oluyormuş.
Bu da azipoda ve gemi gövdesine aktarılan sert titreşimler yapıyormuş,
Şimdi ellerindeki gemileri sırayla kuru havuza alıyorlar, sıkıntı çıkaran azipodları çıkarıyorlar.
Pervane boyu biraz daha büyük, ama biraz daha düşük devirlerde güç üretebilen, geometrisi biraz daha farklı başka bir azipod takıyorlar.
Elbette bu iş için azipodların takılacağı yerleri yeni boyutlara göre hazırlıyorlar.
Anlayacağınız ağır bir cerrahi girişim bu.
Benim şu ana kadar konuşulanlardan anladığım, bizim millî ve yerli uçak(!) gemimiz de İspanya’dakiler gibi sorunlu azipod sistemleri takılmış durumda.
Ve hükumet yandaş işi adamını kurtarmak ve aynı zamanda seçimlerden önce kendi hanesine birkaç puanlık oy sağlamak için gemi acele bir şekilde teslim edildi.
Bu şekilde geminin arızaların giderme işi ve onun maddi külfeti devlete aktarılmış oldu.
Yapılanlar başarı değil, tam tersi büyük kamu zararları, gecikmeler, maliyet artışlarına sebep olmuştur.
Kamuyu zarara uğratmak, zimmet, irtikap, rüşvet ve görevi kötüye kullanma suçları yoğun şekilde işlenmiştir.
Bu suçlardan mahkum olanların elde ettikleri haksız kazançlar iade ve tazmin fiilinde bulunmayan failden müsaadere edilir.…