Site icon Turkish Forum

NEDEN İSTANBUL FİNANS MERKEZİ OLMAZ

Olması gerekenleri söyleyeceğiz, ve maalesef bunlar bizde yok. - erdogan suudi krali bakan nurettin nebatinin gozlerindeki isilti
SORALIM ŞİMDİ, PEKİ YA NEDEN TÜRKİYE, DAHA AÇIK KONUŞURSAK İSTANBUL BİR FİNANS MERKEZİ OLMAZ.

Olması gerekenleri söyleyeceğiz, ve maalesef bunlar bizde yok.

1) Etkin, yetkin, adil bir hukuk sistemi.
Aslına bakarsanız son 21 yılda bu konuda dip yaptık, ama öncesinde de batılıların güvenebileceği kadar sağlam bir hukuk sistemimiz yoktu.
İşte bu nedenle Londra’daki mahkemeler hâlâ daha uluslararası sözleşmelerde tahkim(hakim) sayılıyor.

2) Etkin ve yetkin bir hukuk sisteminin en önemli gereksinimi ise yaptırımdır.
Bizde bu da yok.
Bu askeri, siyasi güç ve irade gerektirir.
Herhangi bir ihtilaf oluduğunda, mahkemelerin aldığı kararların icrası anlamını taşır bu.
Peki, TSK kraliçenin ordusu gibi uluslar arası yaptırım gücüne sahip mi?
Biz neyiz ki, kukla, bilemedin sahnede dekor.

3) Bir finans merkezinde değerli metallerin, paranın saklanması için güvenilir hizmet olması gerek.
Bu şekilde devletler buralara depo ettiği kıymetleri bir ödeme aracı, ya da gelir getiren bir yatırım olarak kullanabilir.
Bizde ise en büyük korku TC’nin varlıklara el koymasıdır.
Türkiye devletin askerini, jandarmasını, polisini, mahkemelerini, vergi sistemini kullanarak siyasiler, mafya, bürokratlardan oluşan çetelerin yağmasıdır.
TCK’da organize İRTİKAP suçudur bu.
Bu suçu hükumetler işlediğinden yargılanamaz, soruşturulamaz.

4) Borsalar.…
Ülkede üretimi olmasa da, her türden emtianın doğal, güvenilir, manuplasyonlar açıksından güvenceli borsaların olması lazım.
Misal Londra’da petrol çıkmaz ama uluslararası petrol borsaları da oradadır.
Neden mi?
Çünkü bu ülkede mahkemeler, paranın yöneticileri, hükumet ve kimse borsa manipülasyonlarına müsaade etmez.

5) Lüzumsuz maddeler koymaya gerek yok.

Dünyada pek çok ülke, devlet uluslararası finans merkezi olmaya soyunuyor.
Bunlardan en bilinen olanları petrol zengini Arap ülkeleri.
Misal Katar, BAE, Bahreyn vb.
Para çok, zibil.

1)Abdullah bin Ahmad Al Ghurair & Ailesi, Birleşik Arap Emirlikleri: $3.1 milyar dolar
2)Taha Mikati, Lübnan: $3.5 milyar dolar
3) Necip Mikati, Lübnan: 3.5 milyar dolar
4) Majid Al Futtaim, Birleşik Arap Emirlikleri: $3.6 milyar dolar
5) Sulaiman Al Rajhi & Ailesi, Suudi Arabistan: $6 milyar dolar
6) Nassef Sawiris & Ailesi, Mısır: $6.5 milyar dolar
7) Mohamed Al Jaber, Suudi Arabistan: 7 milyar dolar
8) Mohammed Al Amoudi, Suudi Arabistan 13.5 milyar dolar
9) Joseph Safra, Lübnan 15.9 milyar dolar
10) Prens Al-Waleed bin Talal Suudi Arabistan 20 milyar dolar

Bunlar Arap petrol oligarkları.
Bunlar bile paralarını batıda tutmayı tercih ediyor.
Neden mi?
Son Suudi kralı öldükden sonra varlıklarına el konulan prenslere bakarak kendi ülkelerine güvenmiyorlar.

Peki neler yok?
Siyasi istikrar…
Hap kadar ülkeler, orduları yok, para sisteminde belirli bir ağırlıkları yok.

Başka…
Hukuk…
Her şeyin bir şeyhin iki dudakları arasında olduğu bir ülkeye kim nakit parasını, değerli metalini saklansın diye getirir ki?

Başka güvenlik…
Askeri güvenlik.
Bir dünya gücünün ordularının sağladığı güvenlik.
Bu yok.
Türkiye’de de yok.
London City’nin sağladığı güvenlik dünyanın hemen hiçbir yerinde yok.
Belki Imerika.

Bütün bunları önümüze koyduğumuzda ne Türkiye-İstanbul, ne de petrol zengini Arap ülkeleri dünya çapında birer finans merkezi olamaz.
Arap ülkeleri gökdelenlerin, binaların feriştahlarını dikiyor.
Bankalar var elbette, ama kendileri bile kendi paralarını bu bankalarda tutmak istemiyor.
Ne küresel İngiliz, Amerikalı, Avrupalı zenginler paralarını, değerli metallerini buraya getirmiyor.
Çünkü hukuk yok, çünkü borsalar yok, çünkü siyasi ve askeri güvenlik yok, çünkü güvenilir devlet yok.

Peki ya Türkiye’nin elinde neler var?
Hiç…
Bizim zenginlerimiz de paralarını ülke dışına kaçırmak için yırtınıyor.
Hükumetin de içinde olduğu organize çeteler mala çöküyor.
Hükumetini mafyasını, çetesini yargılamak, soruşturmak imkanı olmuyor.
Başta devlet başkanı olmak üzere devlet aygıtının tepe noktalarında bulunan herkes komisyon topluyor.
Ülkemiz siyaseten rüşvet, irtikap, zimmet ve görevi kötüye kullanma konusunda dünyanın en sıkıntılı ülkesidir.
Hırsızın büyüğü içeride olduğundan ne siyasi, ne hukuki, ne askeri, ne mali, ne idari hiçbir konuda denetim yapma imkanı yoktur.

Haydi bakalım sizin yüreğiniz yetiyorsa bu ülkede namusunuzla ama büyük iş yapmayı deneyin.
Kaçan kurtulur havasında bir ülkede finans merkezi haaa.
Adama gülerler, hem de totolarıyla gülerler.

Exit mobile version