‘Bekleyin, o günler de gelecek’ diyor Hulusi Akar.
Kime?
‘Vur de vuralım, öl de ölelim’ diyen tıyneti belirsiz güruha…
Peki bu güruhun sabırsızlıkla bekledikleri günler ne olabilir?
Yanıtı, anımsayacaksınız, “15 Temmuz’da yapmak istediklerimiz kursağımızda kaldı” diyen o şirret kadın vermişti.
Oturdukları sitede en az elli kişiyi halledeceklerini, bunun için gerekli silah ve mühimmata sahip olduklarını televizyonda söylemişti değil mi?
Bu sözler unutulmuş olabilir mi?
Unutulmuş olmaz ama şu ‘15 Temmuz’un ne menem bir şey olduğu özenle unutturulmaya çalışılmıştır.
Onlarca kez yazdım ve her geçen gün ortaya konulan yeni kanıt ve tanıklıklara karşın, bu ‘15 Temmuz’un bir plan ve programa göre yapılmış olup olmadığı neden aydınlatılamıyor diye sordum.
Çıkarılamıyor çünkü bu işin aydınlığa çıkarılması için en önce başvurulması gereken kişinin Hulusi Akar olmasına karşın, adam konuşturulamıyor.
Ve Hulusi Akar, yeniden ortaya çıkıp bekleyin ‘o günler de gelecek’ diyor.
Demek ki, yürürlükten kaldırılmış olan EMASYA prokolünün ’15 Temmuz’dan tam bir gün önce yendien yürürlüğe koyulduğunu bilen Hulusi Akar büyük olasılıkla ‘gelecek o günler’in de ne ‘hangi gün’ yapılacağını biliyordur.
‘15 Temmuz’u bilen ve yöneten Hulusi Akar ve ortaklarının sabırsızlıkla bekledikleri ‘günler’ gelir mi gelmez mi bilemiyorum ama; Süleyman Soylu’nun Jandarmaya gönderdiği talimatla ilişkili olabileceğini öngörebiliyorum.
Bu konuda ‘spekülasyon’ yapmayı istemem ama şimdilerde yeni bir ‘Sedat Peker’ olayının patladığına dikkat çekmek isterim.
Muhammed Yakut diye bir ‘deli’, yayınladığı videoda Hulusi Akar için, pek yakında ortaya koyacağım kanıtlardan sonra ‘sen Kayseride sokağa çıkamayacaksın’ diye haykırıyor.
Türkiye’de onca yolsuzluk, onca yasadışılık, onca gasp ve irtikap suçu varken, bu ‘deli’nin Hulusi Akar’la ne zoru olabilir?
Ve ben Sedat Peker açıklayacaksa ‘15 Temmuz’ ile ilgili bir açıklama yapsın da, o zaman görelim Hulusi’leri, Hakan’ları ve Kuvvet Komutanlarını demiştim değil mi?
Başkalarını bilemem ama ben bu ‘deli’nin açıklamalarını sabırsızlıkla bekliyorum.
Kimsenin bana ‘Fetö’ydü-Metöydü diye hikaye anlatmasına gerek yok.
Evet Feto de var, fetöcüler de var.
Ancak ’15 Temmuz’un altında Fetö’den de ‘iblis’ olanlar var, nokta.
Şimdi ‘Halk İttifakı’nın ayağına dolananların en büyük korkusu işte bu ‘iblis’lerin ipliğinin ortaya çıkarılacak olmasıdır.
Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve sözde ‘kripto’ fetöcülerle mi ortaya çıkarılacak diyorsanız, yanıtı ben değil Muharrem İnce’nin Babala konuklarına sorduğu soruya hep birlikte ‘Evet’ diyen gençler versin diyorum.
Kısası, 14 Mayıs’a kilitlenmiş ‘halk kitleleri’, ne kadar yönlendirilmek istenirse istensin, ne kadar ceviz beyinli gazeticilerin koşullandırmalarına maruz bırakılırsa bırakılsın, ‘tünelin ucundaki ışığı’ görmüş bulunuyorlar.
Bu gençler ve aklı başında olanlar, sözde ‘aklı selim’ olanların kerte kerte ileri sürdükleri büyük büyük ‘laf’lara değil ama sıradan bir ‘deli’nin sözlerine bakıyorlar.
Çünkü nasıl ‘deli deliyi görünce değneğini saklıyor’ ise, başta Hulusi Akar olmak üzere, onun şefi ve altındaki rütbeli rütbesiz her kim var ise 14 Mayıs’ta değneklerini saklayacaklardır.
Aksi taktirde ellerindeki ‘değnek’…
Gerisini söylememe bilemem gerek var mı?