Uluslararası Para Fonu IMF, Nisan 2023’de dünya ekonomisindeki son gelişmeleri yayınlamıştır. Buna göre beklenti; büyümenin 2022’de yüzde 3,4’ten, 2023’te yüzde 2,8’e düşmesi, 2024’te ise yüzde 3,0 olması yönündedir. Gelişmiş ekonomilerde beklentinin 2022’de yüzde 2,7’den 2023’te yüzde 1,3’e gerilemesi öngörülmüştür. Finans sektörünün de yer aldığı alternatif senaryoda; küresel büyümenin 2023’te yüzde 2,5’e gerilemesi, gelişmiş ekonomilerin büyümesinin ise yüzde 1’in altına düşmesi söz konusudur. Düşük emtia fiyatları sebebiyle enflasyonun, 2022’deki yüzde 8,7’den 2023’te yüzde 7,0’ye gerilemesi beklenmektedir. Bu temel gelişmeler karşısında Türkiye ekonomisindeki beklentiler nasıldır?
AKP’nin 12 Haziran 2011 genel seçimler öncesinde ‘Türkiye Hazır, Hedef 2023’ başlığıyla duyurduğu 2023 ekonomik hedefleri, sandıkta karşılık bularak yüzde 49,95 oy oranını yakalamıştı. Geçen sürede ekonomik hedeflere ulaşılamaması, seçmende hayal kırıklığı yaratmıştır. Hayal kırıklığı eğer sandığa yansırsa, 15 Mayıs 2023 sabahı Türkiye yeni bir güne uyanacaktır. Çünkü, aşağıdaki ekonomik hedeflerin hiçbirine ulaşılamamıştır.
- Türkiye’nin dünya ekonomileri arasındaki yeri: 2011 yılında Türkiye dünyanın en büyük 17’nci ekonomisine sahip bir ülke idi. 2023 yılında dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmek hedefi tutmamış, değil ilk 10’a ilk 20’ye bile girmek mümkün olmamış, 4 sıra gerileyerek ancak 21’nci sırada yer alabilmiştir.
- Enflasyon: 2011 yılında enflasyonun tek haneli sayılara inmesi hedeflenmiştir. Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yıllık yüzde 62,45, aylık yüzde 0,44 oranında artmıştır. 2023 yılı Mart ayı TÜFE gerçekleşmesi yüzde 2,29’dur. Mart ayındaki artışla birlikte yıllık enflasyon bir önceki aya göre 4,67 puan azalarak yüzde 0,51 düzeyinde gerçekleşmiştir. Türkiye’nin yaşadığı en büyük sorunlardan biri olan enflasyonun 2023 yılında tek hanelere inmesi mümkün olamamıştır. 2022 yılı enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 64.27, ENAG’a göre yüzde 137.55’tir.
- İşsizlik: 2011’deki yüzde 9,8 olan işsizlik oranını yüzde 5’in altına çekmek hedeflenmişti ama bu oran yüzde yüz artarak yüzde 9,6 olmuştur. 2028 hedefi yüzde 7’dir.
- Kişi başına düşen milli gelir: 2023 için hedeflenen kişi başına düşen milli gelir 25 bin dolardı. 2011’de 10 bin 444 dolar olan kişi başına düşen gelir gelir 9 bin 961 dolar seviyesine inmiştir. Yeni hedef 16 bin dolardır.
- Gayri safi yurt içi hasıla: 2011 yılında 772 milyar dolar olan GSYH hedefi 2 trilyon dolardı. GSYH 2022 yılının dördüncü çeyreğinde yüzde 3,5 oranında artmış, 2022 yılının tamamında ise bir önceki yıla göre yüzde 5,6 oranında büyüme gerçekleşmiştir. Milli gelir seçim beyannamesinde 1.5 trilyon dolara çekilmiştir.
- İhracat: 2011 yılında 135 milyar dolar olan ihracatın 12 yılda dört katına çıkarılarak 500 milyar doları bulması hedeflenmiştir. Ocak-Kasım dönemindeki ihracat ise 231 milyar dolardı.
- Türkiye’nin dünya mal ticaretindeki payı: Pay 2011’de yüzde 0,8 iken hedeflenen oran yüzde 1,5 idi. Fakat bu hedef gerçekleşmemiş, oran yüzde 0,4 oranında olmuştur.
- İstihdam: 2011 yılında yüzde 49,9 olan oranının yüzde ellinin üzerine çıkarılması hedefleniyordu ama oran günümüzde yüzde 48,6 idi.
- Türkiye’nin dünya mal ticaretindeki payı: Pay 2011’de yüzde 0,8 iken 2023 için hedeflenen oran yüzde 1,5 idi. Oran yüzde 0,4’e düşmüştür.
- Yoksulluk oranı: 2011 yılında yüzde 16,1 olan oran yüzde 11,4’e gerilemiştir. 2023 için hedeflenen oran yüzde 10 idi.
- Kayıt dışı istihdam: 2011 yılında yüzde 42 olan oranın yüzde 15’in altına düşürülmesi hedefleniyordu ama oran yüzde 28,7 olarak gerçekleşmiştir.
IMF’nin WEO’un Nisan 2023 raporunda, “Gelişmiş Avrupa” ile “Gelişen Avrupa” ülkelerine ilişkin Reel GSMH, Tüketici Fiyatları, Cari İşlemler Dengesi ile İşsizlik verileri yer almıştır. IMF’ye göre Avrupa’da gelişen ekonomiler; Rusya, Türkiye, Polonya, Romanya, Ukrayna, Macaristan, Belarus, Bulgaristan ve Sırbistan’dır.
Türkiye ekonomisinde 2022, 2023 ve 2024 yıllarına ilişkin gerçekleşmeler ile tahminler yukarıda yer almıştır. Reel GSMH 2022 yılında yüzde 5.6 iken 2023 ve 2024 tahmini 2.7 ve 3.6; Tüketici Fiyatları 2022’de 72.3 iken 2023 ve 2024 tahmini 50.6 ve 35.2, Cari İşlemler Dengesi 2022’de -5.4 iken 2023 ve 2024 tahnmini -4.0 ve -3.2, İşsizlik 2022’de 10.5 iken 2023 ve 2024 tahmini 11.0 ve 10.5’tir.
AK Parti hükümeti, 2012 sonunda Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 için ekonomik, siyasi ve altyapı hedeflerinin olduğu 100’e yakın madde hedefi açıklamıştır ama bu hedefler gerçekleşmemiştir.
10. Kalkınma Planı’nda GSYH 2023 hedefi 2 trilyon dolardı. 11. Kalkınma Planı’nda 2023 hedefi 1.1 trilyon dolara düşürülmüştür. Kişi başına milli gelir hedefi 25 bin dolardı. 11. Kalkınma Planı’nda hedef 12 bin 484 dolara indirildikten sonra OVP ile 2023 hedefi 10 bin 703 dolar, 500 milyar dolar olarak hedeflenen ihracat 11. Kalkınma Planı’nda 226.6 milyar dolara çekilmiş, OVP’de ise 242 milyar dolara çıkarılmıştır.
14 Mayıs’taki seçimlerin ardından Türkiye ekonomisinde yaşanabilecek gelişmelere ilişkin J.P.Morgan, seçim sonrasında yaşanabilecek senaryoları içeren bir rapor yayınlamıştır. Eğer seçimlerin ardından ekonomi politikalarında önemli bir değişim olmaz ise, dolar 25 TL civarında olabilir.
J.P.Morgan; ortodoks politikalara güçlü bağlılık durumunda dolar/TL’nin seçimlerin ardından 24-25 seviyesine yükseleceğini, yılı 26 TL seviyesinde kapatacağını öngörmüştür. Ekonomide borçlanma maliyetleri için önemli olan gösterge tahvil faizleri yüzde 25’e yükselecektir. Bu senaryo için şu yorum yapılmıştır: “Başlangıçta, seçimler öncesindeki büyük teşviklerin bastırılmış baskıları nedeniyle lira değer kaybeder. Finansal baskılama gevşedikçe, yurt içi yerleşikler döviz portföylerini artırır, yabancılar giriş için daha iyi değerleme seviyelerini bekler.”
Seçim sonrası Türkiye’de piyasalarda yüksek oynaklık beklenirken, en iyi niyetlerle bile enflasyonu düşürme zaman alacak, Merkez Bankası döviz rezervlerini artırmayı hedefleyecektir. Reuters, 14 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin, belki de 100 yıllık cumhuriyet tarihinin en önemlisi olabileceğine dikkat çekmiştir. Reuters, enflasyonun yol açtığı yaşam maliyeti krizinden etkilenen Türkler ile son yıllarda ülkeden ayrılan yabancı yatırımcılar için 14 Mayıs’taki seçimlerin bir yol ayrımı anlamına geldiği yorumunu yapmıştır. S & P Türkiye’nin en riskli ülkeden biri olduğunu 31 Mart 2023 tarihinde açıklamıştı.
S&P Global Ratings, 31 Mart 2023 tarihinde Türkiye’nin ülke kredi notu görünümünü durağandan negatife çevirmiş, artan dış, parasal, mali ve bankacılık sistemi baskılarını gerekçe göstererek borç notunu B olarak teyit etmiştir.
Eğer seçimlerde muhalefet iktidar olursa, bu şartlarda işi çok zordur. Ekonominin düzlüğe çıkabilmesi için en az 2 yıl gereklidir. Bu dönemde kemerler zorunlu olarak sıkılacak, bu da seçmende rahatsızlık yaratabilecektir. Bu nedenle muhalefetin seçim sonrası için pembe tablo yaratmaması gerekir. Kendisine devredilen ekonominin durumunu zaman geçirmeden açıklamalı, kamu oyu ile paylaşmalıdır. Aksi bir gelişme, yeni dönemden beklenen umutların kısa sürede sönmesine yol açar.