ALLAH’a Ödünç-Borç Vermek?
ALLAH’a Teşekkür! KUR’AN?
(Hadid,11)”Kim var Allah’a güzel bir şekilde ödünç-borç verecek ki, Allah da onun için kat kat artırsın!”
(Hadid,18)”Yoksul kimselere yardım eden erkekler ve kadınlar, Allah’a güzel bir ödünç-borç vermişlerdir.”
Aslında borçlu olan bizler değil miyiz? Muhteşem bir yaşam armağanı ile bizleri, Yüce Yaratıcı Kendisine borçlu kılmamış ki üstüne bir de bizlere sunduğu nimetleri O’nun adına ihtiyaç sahipleri-yoksullar ile paylaşırsak, paylaştıklarımızı da ödünç-borç olarak kabul ettiğini ve fazlasıyla karşılığını ödeyeceğini söylüyor. Ne muhteşem bir cömertlik. Bizlere verdiklerini, geri ödünç-borç olarak almak!
Biz zor paylaşan insanların anlamakta zorlandığımız durum, işte, tam da bu! Elimize geçirdiğimiz nimetlerin hepsi-her şey, her zaman bizim olsun, ALLAH da vermek istediklerine bizim kanalımızla değil de gökten yağdırsın(?!) istiyoruz. Yani bizim olanlar(?!) hep bizde kalsın! Sanki hiç ölmeyeceğiz ve bütün sahip olduklarımızı zaten başkalarına bırakıp gitmeyeceğiz?!
(Âli İmran,185)”Her canlı sonunda ölecektir. Hesap günü herkes, dünyada işlediklerinin ödülünü-emeklerinin karşılığını eksiksiz olarak alacaktır.”
‘ALLAH yardım etsin!’ duasını yaptık mı iş bitti sanıyoruz! Halbuki ALLAH bizler kanalıyla yardım edecek; yani yapılması gerekenleri biz, gücümüz ölçüsünde ‘ALLAH için’ yapacağız.
(Bakara,272)”Yoksullara yaptığınız her iyilik, kendi yararınızadır. Yardımlarınız, yalnız Allah için olmalı. Yaptığınız her iyiliğin karşılığı size eksiksiz ödenecektir.”
(Ankebut,6)”Allah için çaba gösteriyorum diyen aslında kendisi için çaba göstermiş olur-kim gayret gösterirse, ancak kendisi için gayret gösterir.”
(Necm,39)”Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden-emeğinden başkası yoktur- insan için sadece çalıştığı-kendi çabasının karşılığı vardır-ancak çalıştığına hakkı vardır.”
(Sebe,13)”Şükür göstergesi olarak-nimetlerin karşılığını ödemek için çalışın-şükür olarak iş yapın.”
‘Şükür-teşekkür’ kavramı karnımızı doyurduk, istediğimizi elde ettik, tamam; Yaratıcı’ya teşekkür edelim! demek kadar basit değil. Şükür-teşekkür; verilen nimetlerin paylaşılması-karşılığının ödenmesi anlamına geliyor. Sen nasibini aldın-yararlandın ama hepsi senin değil, şimdi paylaşma zamanı; ihtiyacından fazla olanı, başka ihtiyaç sahipleri ile paylaşmak demek.
KUR’AN’da yer alan kavramları yalanlarıyla saptıranlar; ‘paylaşım’ için kullanılan ‘zekât’ın; zenginin malının kırkta birini, üzerinden bir yıl geçtikten ve borçlar düşüldükten sonra verilmesi olduğunu söylüyorlar. Ne acı!
Aç-açıkta-ihtiyacı olan bir yıl bekleyecek, sonra zenginin gönlü olacak, en sonunda da lütfedip paylaşacak; hem de kırkta bir??!
*(Zekât, KUR’AN içinde ki gerçek anlam boyutu çok derin araştırılması gereken kavramlardan biri?!)
(Hac,30)”Yalan sözden-yalan söz söylemekten sakının-amacından sapmış-asılsız her türlü sözden kaçının.”
TANRI, (Bakara,219).ayette: “Meşru kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanı-ihtiyaçtan fazlasını verin”
(En’am,141).ayette ise: “Kazanç-gelir-hasat günü kazancınızın-gelirinizin-hasadınızın hakkını verin!” önerilerinde bulunuyor.”
Yani KUR’AN’da ‘paylaşımın ilkesi’, kişinin kendi ekonomik durumuna göre, alt-üst sınır olmadan ‘istediği kadar’ ve
geliri elde eder etmez, ‘hemen’!
Ya paylaşıp mutlu olursun, ya da depolar, yığar; bitecek korkusuyla kimseye vermez, mutsuz, huzursuz olursun. İnsanoğlu doyumsuz, istekler sınırsız; bir yerde dur! demek lâzım. Seçim senin!
(Tegabün,16)”Nefsinin bencillik-hırs-açgözlülüğünden ve cimriliğinden korunanlar, işte onlar kurtuluşu-mutluluğu yakalayanlardır.”
(İnsan,2-3)”Şüphesiz Biz, insanı karışık bir nutfeden oluşturduk. Ona yükümlülükler vereceğiz-onu yıpratacağız. Bu nedenle onu çok iyi işitici, çok iyi görücü yaptık; iyiyi kötüyü ayıracak bilgileri yollayarak bilgilendirdik. Şüphesiz Biz, ona yolu gösterdik, ister kendisine verilen nimetlerin karşılığını ödeyen biri olsun, ister nankör.”
(Bakara,268)”Saptırıcı-şeytan sizi, yardım etmemeniz için, sürekli fakirlikle korkutur, cimriliği ve hayâsızlığı-çirkin işleri-kötü şeyleri-sınırı aşmayı önerir.”
(Leyl,5-6-7)”Kim kazandıklarından yoksullara pay ayırır ve erdemli-Allah’a karşı sorumluluk bilincinde davranırsa ve en güzeli-en iyiyi doğrularsa-en doğru olanı tasdik ederse, Biz de onun işlerini iyice kolaylaştırırız.”
(Bakara,267)”Ey inananlar! Kazandıklarınızdan ve sizin için yerden çıkardığımız nimetlerin temiz ve iyilerinden-güzel olanlarından yardım olarak verin. Size verilse hoşlanmayacağınız kadar kötü-pis-bayağı olan-beğenmediğiniz şeyleri-mallarınızı, yardım olarak vermeye kalkmayın.”
(Bakara,264)”Ey inananlar! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde, halka gösteriş için yardımda bulunan kişi gibi, yardımlarınızı başa kakmakla ve yüze vurmakla-minnet ve eziyet ederek-kalp kırarak-inciterek boşa çıkarmayın.”
(Bakara,271)”Eğer yaptığınız sosyal yardımlarınızı açıklarsanız ne güzel. Ama, yardımlarınızı yoksullara hissettirmeden-gizli verirseniz böylesi daha güzeldir ve bu davranışınız sizin bazı günahlarınızı örter.”
(Müzzemmil,20)”Kazandıklarınızdan yoksullar için pay ayırın-karşılıksız harcamada bulunun. Böylece iyi ve güzel davranışlar yoluyla Allah’a güzel bir ödünç-borç verin.”
(Fâtır,29)”Allah’ın Kitabını anlayarak okuyanlar, okuyup anladıklarını uygulayanlar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli ve açık olarak yoksullara yardım edenler, asla bitmeyen bir kazanç umabilirler.”
(Necm,24)”Yoksa insan, canı ne isterse ona-her dilediğini elde etme hakkına sahip olduğunu mu sanır-her hayal-arzu ettiğinizi yapabileceğinizi mi sanıyorsunuz?”
(Bakara,152)”Nimetlerin karşılığını ödeyin, sakın nankörlük etmeyin.”
(Secde,9)”Sahip olduğunuz nimetlerin karşılığını ne de az ödüyorsunuz-çok az teşekkür ediyorsunuz!”
(Zümer,49)”Aslında verilen nimetlerin hepsi bir imtihan aracıdır.”
(Lokman,12)”Kim kendisine verilen nimetlerin karşılığını öderse kendisi için öder-kim şükrederse kendisi için şükreder, kim de iyilikbilmezlik ederse, elbette Allah hiçbir şeye muhtaç değildir, dâima övgüye en lâyık olandır.”
(Mülk,23)”Ne az teşekkür ediyorsunuz?”
(İbrahim,7)”Andolsun ki, şükredersiniz elbette size nimetimi attırırım-kat kat fazla veririm.”
(Nisa,32)”Allah’tan size hep güzellikler vermesini isteyin-dileyin!”
(Zümer,10-Nahl,30)”Bu dünya hayatında güzel-iyi düşünüp, güzel-iyi davranan-iyilik yapan-gayret edenler için güzellik-iyilik vardır.”
(Âli İmran,92)”Sevdiğiniz-kazandığınız şeylerden Allah için yoksullara pay ayırmazsanız, dünyada ve ahirette mutlu olamazsınız-gerçek iyiliğe-erdeme asla erişemezsiniz.”
(Tegabün,17)”Allah’a güzel bir ödünç sunarsanız, Allah da onu sizin için katlayarak artırır ve sizin hatalarınızı bağışlar. Allah iyiliği karşılıksız bırakmayandır-değer verir, şefkatlidir-yumuşak ve merhametli davranır.”
(İsra,34)”Verdiğiniz sözleri yerine getirin-ahde vefa gösterin. Verilen söz insanı sorumlu yapar-sözünden sorumludur.”
(Ahzab,15)”Allah’a verilen sözler sorumluluktur-Allah adına verilmiş her söz sorumluluk gerektirir.”
(Hud,3)”Rabbinizden bağışlanma isteyin-af dileyin, sonra da tövbe edin. O zaman, Allah yaşamınız boyunca sizi güzel nimetlerle geçindirir. Fazladan yararlı işler üreten herkese de, ürettiğinin karşılığını verir. Eğer bu Kitabın ayetlerini reddederseniz doğrusu sizin için, başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.”
(İnsan,9-10)”‘Biz size Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşılık, bir teşekkür beklemiyoruz. Çünkü biz, suratların asılacağı, bize verilen nimetlerin hesabının sorulacağı çetin bir günden korkar, Rabbimizden sakınırız’ derler.”
(Mü’min,61)”Allah insanlara karşı büyük iyilik sahibidir-sonsuz derecede lütufkârdır. Buna rağmen insanların çoğu nankörlük ederler/şükretmezler.”
(Rahman,60)”Güzelliğin karşılığı güzellik değilse nedir-iyiliğin karşılığı sadece iyilik değil midir-iyilikten başka birşey olabilir mi?”
Son söz: TANRI’yı, KUR’AN’dan bilgilenerek; akılla anlamaya çalışarak, sonsuz-sınırsız lütuflarını farkederek, evrendeki muhteşem akış sistemine bakıp görerek gerçekçi bakış açısı-bilinçle tanımak;
sonsuz-sarsılmaz saygıyla,
sonsuz hayranlıkla,
bitmez-tükenmez minnetle-teşekkürle ve
sınırsız bir vefa duygusuyla sevmek!
TANRI’nın engin merhameti-sonsuz şefkati ile sarılıp kucaklanmış halde, TANRI’yı KUR’AN’dan sevmek!?!
Tanrı’yı, ağlaya-sızlaya duygusallıkla, insan sever gibi sevenler-teşekkürü-şükrü KUR’AN’dan farklı olanlar; TANRI sevgisi konusunda eksik, yetersiz hatta sorunlu da olabilirler??!!
Bu yüzden tüm soruların cevapları, TANRI’ya duyulan sevgi-teşekkür konusu da dahil KUR’AN’da!!!