İnanıyorum ki uzun zamandır sizin de dikkatinizi çekmekte. Yaklaşan 2023 yılı seçim neticesini tahmin etmek, pekte zor olmasa gerek. Ortada çok önemli gündemler bulunmakta. Tarım ve hayvancılıkta kırılma noktası, çarpık ekonomi, dış ticaret açığı, eğitimde yetersizlik, halk sağlıktaki derin problemler, dış siyasette yıkım, emniyetteki zaaflar saymakla bitmemekte. İktidar ise ucuz konulara sarılmaya çalışmakta. Nedenini araştırmak gerekir. Gençlik yıllarımızda bazı masa oyunlarına merakımız vardı. LANGIRT adı ile anılan tahtadan oyuncularla bir masanın içinde rakipli futbol maçı yapardık. Şimdi ise bu sanal bir ekranda oyuna dönüştü.
Birde TİLT makinasında, bir düğme ile beyaz topu bir o yana bir bu yana göndererek puan kazanırdık. Bu gün Siyaset arenası işte bu TİLT makinasına benzemekte. Belki yozlaşan yönetimin amacı, kalitesiz insanların olmayacak duaya amin demesini sağlamak olduğuna inanmaktayım. Hatta bazılarıda bu günden, kendi başlarının çaresini aramakta. Hani, gemi batmaya başladığında, gemiyi ilk terk eden fareler olur derler ya, fareler batan gemiden savrulan tahtaların üzerine çıkıp, geminin batışını seyrederlermiş. Gemiyi en son terk edende, geminin beceriksiz kaptanı olurmuş.
Bu konuları düşündüğümde aklıma hep Titanik adlı meşhur transatlantik gelir. Yapımı ve gayesi olarak, o yılların en mükemmel tasarımı olarak kabul edilmekteydi. Titanic, White Star Line adlı bir firma için İrlanda’da Harland and Wolff adlı tersanede üretilmişti. Hatta bu tersanede iki adet aynı gemiden kızağa konulmuştu. Geminin Olimpic sınıfı olduğundan birisine Olimpia, diğerine de güçlü ve hızlı tanrıları tarif eden ad olan, TİTAN kelimesinden türeyen TİTANİC adı verilmişti. Batmayacak bir gemi olarak bölümler halinde tasarlanmıştı. Öyle ki ; bir bölüm su alsa da, ara bölmeyi kapattığınızda geminin batması imkansız olarak tanıtılmıştı. 31 mart 1908 de kızağa konulan bu gemi 26 ay gibi çok kısa bir zamanda tamamlanmıştı.
Geminin yapımında yaklaşık 11300 işçi çalışmıştı. Gemi 1911 yılı Mayıs ayında denize indirilmiş, ve iç donanımı 2 Nisan 1912 tamamlanmıştı. Geminin bir çok rakamsal bilgileri inanılmazdı. Gemi 269 metre uzunluğunda 28.2 metre genişliğinde tasarlanmıştı. Gemide 4 baca vardı amma gerçekte 3 bacası duman için, diğeri ise süs olarak yapılmıştı. Geminin 3 pervanesi vardı, bu üç pervaneye enerji sağlayan iki zamanlı dört silindir, üç aşamalı buharlı itici motorlar, ve düşük basınçlı türbinler bulunmaktaydı. Bu sisteme 29 kazan enerji vermekteydi. Gemide bir ordu kadar kazanlara kömür besleyen işçiler bulunmaktaydı. Geminin hızı saatte 23 knotta kadar çıkabilmekteydi. Gemi yaklaşık 2000 yolcu kapasiteli, 1500 mürettebatı bulunan yüzen bir şehri andırmaktaydı. Gemiye 62 yaşında Edward Smith adında deneyimli bir kaptan atanmıştı.
Bu geminin, o yıllarda bir gemi için kabul edilebilecek çok ciddi bir hızı vardı. Gemi ilk seferinde, gecenin karanlığında ve yoğun siste, direk üstündeki gözcünün, 23 knott hızla giderken uzaktan gördüğü buz dağını aşağıya haber vermesi ve sonrası yaşanan gerçekleri, kimse bilmemekte. Kaptanın, gemiyi buz dağına çarpmaması için vermiş olduğu komut, yüzlerce insanın hayatına mal olmuştu. Gemi buz dağına çarpmadı, ancak buz dağı gemiyi boydan boya keserek bütün bölmelerin su almasına, ve ilk seferinde talihsiz bir şekilde batmasına, kaptan Edward Smith neden olmuştu.
Gemi kaptanı, gemiyi buz dağından kurtarmak için manevra yapmamış olsa, gemi burundan buz dağına çarpacak, ancak batmayacaktı. Yanlış karar bir gemiyi binlerce metre denizin dibine gönderdi.
Bence, ülkelerde gemilere benzer. Deneyimli ve aklını kullanabilecek bir süvarisi olması gerekir. Doğru kararlar verirse, gemi neden gidip buz dağına çarpsın ki? Gece karanlık olabilir, denizde sis olabilir, direğin tepesine koyacağınız gözcüyü çok iyi seçmeniz gerekir. Alacağınız her kararın doğru olduğuna önce kendiniz inanmanız gerekir. Ben ekonomistim diyerek halkı aldatırsanız, gemi buz dağına çarpar. Birde gemiye alacağınız tayfaları iyi seçmeniz gerekir. Gemi sefere çıkarken, rotanızı iyi belirlemeniz gerekir. Hedefinizi doğru tayin etmeniz gerekir.
Yanınıza aldığınız dümencinizi de iyi seçmeniz gerekir. Yoksa itibarınızı kaybedersiniz. Kaybolan sadece itibarınız olmaz, çözümde ucuz hesaplardan kaçmanız gerekir. Gündem değiştirmeye hiç gerek yok. Babanızın oğlu olsa da, doğru enflasyon değerlerini toplumla paylaşmanız gerekir. Toplumu aptal yerine sakın koymayın. Ekonomi ihtisası bulunan bağımsız kurumlar tarafından yapılan hesaplamalarla, topluma verilen doğru değerler ile yurdum insanının çarşıda, pazarda gördüğü enflasyon değeri arasında fark olmaması gerekir.
Halkı ne kadar daha aldatabilirsiniz ki? TİTANİK te olduğu gibi, gemi bütün bölümleri ile batmaya başladığında, TUİK in başına AKP li Bayrampaşa Belediye Başkanının damadını atamakla, muhalif partilerin binalarını kurşunlatmakla, ittifak ortağının muhaliflerini ortadan kaldırmakla daha ne kadar yüzebilir bu gemi ? Batan gemiyi önce fareler terk eder, ta Osmaniye’ye kaçarlar diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına.
Metin Atamer
Bir yanıt yazın