(Rum,32)(Mü’minun,53); ‘fırkalara, mezheplere bölünmeyin’ ayetlerini çıkardıktan sonra???!
Adalet; Hakka-Gerçeğe Hizmet? KUR’AN!
Yüceler Yücesi Yaratıcı Güç, müthiş-muhteşem bir akışla çevirdiği bu dünyada, sistemini hak-adalet ilkeleri üzerine kurmuş. Zaten adaletin yaratıcısı-kaynağı TANRI-ALLAH değil mi?
(Nisa,40)”Şüphesiz-hiç kuşkusuz Allah, bir zerre miktarı-bir atom ağırlığınca bile-zerre kadar haksızlık yapmaz.”
(Mâide,8)”Ey inananlar! Allah için adaleti yerine getirmede, adalet ve dürüstlüğün tanıkları olarak, adaleti gerçekleştirenlerden-Allah için hak ve adalet timsali insanlar olun-Allah için hakkı-adaleti ayakta tutun-asla doğruluktan şaşmayın. Bir topluluğun çirkinlik ve kötülüğü-bir halka olan kininiz-nefretiniz-düşmanlığınız sizi adaletli davranmaktan alıkoymasın. Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun-adaletli olun-adil davranın-adaletten asla şaşmayın. Allah’ı dinleyin-Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah yaptıklarınızı haber alır-yaptığınız her şeyden haberdardır.”
(Nisa,135)”Ey inananlar! Kendiniz, anneniz, babanız ve yakınlarınız aleyhinde bile olsa, adalet ve eşitlikten şaşmayın. Allah rızası için hakikate şahitlik yaparak adaleti gözetmeye azmedin. Varlıklı-zengin, yoksul-fakir ayrımı yapmadan; gerçeği sadece gerçeği gözetin-adaleti gerçek anlamıyla yerine getirin. Allah her iki tarafa sizden daha yakındır-HAK öncelikli olmalıdır. Öyleyse kişisel çıkar ve duygularınıza-arzunuza-hevesinize uyarak, taraflı davranmayın-adaletten uzaklaşıp da nefsinize uymayın-haddi aşarak, tutkunuza tâbi olmayın. Eğer gerçeği-hakikati çarpıtıp, yüz çevirirseniz-eğilir, bükülür-kıvırtıp geri dönüş yaparsanız veya savsaklarsanız-tanıklık etmekten çekinirseniz, bilesiniz ki Allah bütün yaptıklarınızdan mutlaka haberdardır.”
(Mâide,42)”Hüküm-karar verecek olursan, adaletle-hakkaniyetle hüküm ver-eğer hakemlik yaparsan, o zaman aralarında hakça karar ver. Allah adaletle hükmedenleri-hakkaniyetli olanları-adaletli-adil davrananları-adaleti ayakta tutanları sever.”
(Nisa,58)”Allah, sorumluluklarınızı yürütürken insanlara karşı adil davranmanızı öğütler-insanlar arasında adaletle hükmetmenizi buyurmaktadır. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Kuşkusuz, Allah, her şeyi Duyan’dır-duyuyor, her şeyi Gören’dir-görüyor.”
(Rahman,9)”Dengeyi titizlikle ve adaletle koruyun-tartıyı hakkaniyetle ayakta tutun-tartıda adaleti gözetiniz- ölçüyü hakça yapın-adaletle tartın-ölçülü davranın, adalet ve eşitlikten şaşmayın, dengeyi-ölçüyü kaybetmeyin-eksik tartmayın.”
*(tartı, ölçü, terazi, mizan kavramları; titizlikle-derinlemesine, kök anlamı ile ve adaletle bağlantısı araştırılmalı?)
(En’am,115)”Rabbinin kelimeleri-buyrukları doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır-Rabbinin Sözü doğruluk ve adalet bakımından tamdır. Allah’ın sözlerini-kelimelerini-hükmünü değiştirebilecek yoktur.”
(En’am,152)”Ergenlik-olgunluk çağına erişinceye kadar, iyiliği için olmadıkça-lehine en iyi şeklin dışında yetimlerin mallarına dokunmayın-yaklaşmayın-onun çıkarlarını en iyi şekilde koruyun. Adalet gereği, ölçüyü ve tartıyı tam olarak gerçekleştirin–hakkaniyetle yapın-ölçü ve tartıya tam olarak, adaletle uyun. Yakın akrabanız da olsa konuştuğunuz zaman adaleti gözetin-adil olun-doğruyu konuşun.”
(Hud,85)”Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam uygulayın-tam bir dürüstlükle-doğru yapın, adil bir biçimde yerine getirin-hakka-hukuka uyun, insanları kendi hakları olan şeylerden yoksun bırakmayın-malını-haklarını eksik vermeyin.”
(Enbiya,47)”Biz kıyamet gününde adalet divanları-hassas-doğru teraziler-hak edilenleri eksiksiz belirleyen tartılar kuracağız. Kimseye hiçbir haksızlık edilmeyecek. Bir atom çekirdeği kadar-hardal tanesi olanı bile hesaba katacağız.”
(Fussilet,52-Ahkaf,10)”Hiç düşündünüz mü? Ya o Kur’an gerçekten Allah’tan idiyse ve siz de onu yalanlamış-gerçekliğini inkâr etmiş-karşı çıkmış iseniz!”
ALLAH, Kitabı KUR’AN’da yer alan Sözleri ile, insanları her hâl ve şartta ısrarla adalete-adil olmaya-hakka çağırmakta, adil olmayı teklif etmektedir. Zorlama yoktur(Bakara,256).
Ağızlarından ALLAH-KUR’AN-din-iman söylemleri düşmeyen , hoşlanmadıklarını kolayca ‘kâfir’ ilân eden, imanın, şekilsel birkaç ibadeti yerine getirme gösterisi olduğunu zannedenlerin yani din’i-KUR’AN’ı; siyasi, ticarî ve kişisel çıkarları için kullananların yukarda sıralanan ALLAH’ın ‘ADALET’ ile ilgili ilkelerini işlettiklerini-uyguladıklarını söyleyebilir misiniz?
Maalesef görüntü amaçlı yaşanan din; içselleştirilmiş ahlâkî ilkelerle donanmadan, KUR’AN’da TANRI’nın öğütlediği, önerdiği gerçek insanî boyutlarına ulaşamamaktadır.
Başkalarının haklarına gösterilen azami özen, kendi haklarına sahip çıkma konusu; adaletli olma çerçevesinde değerlendirilmelidir. Burada başka bir konuya -KUR’AN’la ilgili- değinmek istiyorum.
Yalnız KUR’AN, KUR’AN’ın anlaşılması söz konusu olunca benim, kendi haklarına sahip çıkma anlamında; KUR’AN çerçevesinde olaya bakış açım farklı!
Amaç; tüm insanlara KUR’AN’ın gerçekte nelerden söz ettiğini ‘aracısız’ kendilerinin anlayabilmelerini sağlamaksa; KUR’AN’ın daha iyi anlaşılmasına hizmet eden çalışmayı; ‘çoğaltma yapamazsınız, Ben’i anmadan olmaz, vb. sözler etmek sadece ALLAH-TANRI’ya hizmet değil de, Ben’e hizmet olmuyor mu? Zaten her ne kadar biz emek verip çalıştığımız için olsa da Yüce Kaynak değil midir esas bilginin Sahibi!
Tabii ki emeklerimize sahip çıkalım-kaynak gösterelim ama KUR’AN söz konusu olunca şu benlik duygumuzdan sıyrılalım!
KUR’AN’da yer alan Yüceler Yücesi Yaratıcı’mızın Sözlerinin en iyi şekilde anlaşılması amaçsa; kimin hangi çalışmayı yaptığı, altında kimin imzası olduğu, sözleşmelerle kısıtlandığı, çoğaltılıp dağıtmaların-yararlanmaların sınırlandırıldığı bağlayıcı kurallar anlamını yitirmeli değil mi? TANRI Sözlerine parasal değer biçilemeyeceğine göre; parayla, üç-beş kuruşa satmak(!); bu yaşamın EN DEĞERLİ SÖZLERİNİ ticarîleştirmez mi?
(Bakara,174)”Allah’ın indirdiği Vahiyden-gönderdiği Kitap’tan, saklayıp bunları az bir para karşılığı satanların kıyamet yiyeceği sadece ateştir.”
Bırakalım herkes bu Sözlerden özgürce yararlansın, bağlayıcı kurallarla sınırlamasın. Sen-ben kavgası olmasın, TANRI’nın biz insanlara doğruluk-gerçek adına söylemek istedikleri, TANRI’nın en değerli Sözleri kamuya açık olsun ki herkes kolaylıkla ulaşabilerek özgürleşsin!
Böylece anlattıklarının başında hep KUR’AN diyerek ama içeriği bilinmesin diye Arapça okutarak, sonuçta da sadece kendilerine hizmet ettiren, insanları kandıran-aldatan tüm kara yobaz din satıcılarından; KUR’AN’ı siyasî, ticarî, kişisel çıkarı-menfaati için kullanan ‘aracı’lardan KUR’AN kurtulsun!
(Bakara,79)”Kendi ürettikleri rivayetleri, görüşleri, kitaplara yazarak, ‘Bunlar Allah’tandır-Allah’ın ayetlerini açıklıyor’ diye insanlara sunan ve bundan maddesel kazanç elde edenlere yazıklar olsun! Vay kendi elleriyle yazdıklarına! Vay bu yolla kazandıklarına!”
(Âli İmran,103)”Hepiniz-hep birlikte Allah’ın ipine-Kuran’a sımsıkı sarılın-tutunun, fırkalara-gruplara bölünüp ayrılmayın-parçalanmayın-ayrılığa düşmeyin. Doğru yoldan ayrılmayasınız-doğru yola eresiniz-gelesiniz-doğruyu-hidayet bulasınız diye Allah size, ayetlerini-ilkelerini açıklıyor-Allah Kitabı Kur’an ile doğruyu göstermiştir.”
(İsra,41)”Biz ortak koşuculara öğüt almaları-hatırlayıp anlamaları-düşünüp ibret almaları için, gerçekleri Kur’an’da her fırsatta, farklı şekillerde-detaylı-ayrıntılı olarak açıkladık-ayetlerimizle gerekli uyarıları-her türlü açıklamayı yaptık-türlü biçimlerde anlatıyoruz. Ne var ki gerçeklerin açıklanması, ortak koşucuların nefretini-kaçışlarını artırıyor.”
(Hadid,25)”Biz elçilerimizi Söze dayalı apaçık delillerle-kanıtlarla-beyyinelerle gönderdik. Onlarla birlikte, adaleti ve hukukun üstünlüğünü sağlayacak değer ölçüleri koyduk-insanların hakkaniyeti ayakta tutmaları için-insanlıkta adalet ve eşitlik dâim yaşasın-halk adaleti gözetsin diye, Kitabı-KUR’AN’ı ve mîzanı-ölçüyü indirdik. Şüphesiz Allah, görkemli bir güce sahiptir-mutlak Güç sahibidir-çok Kuvvetli, mutlak Üstün olandır-Azîzdir.”