Öldürülen Kadınlar!?
KUR’AN’ın söylediklerine aykırı, erkek egemen bir zihniyetle anlatılan-dayatılan ‘din’; kadınları, bırakın sınıfsal değerlendirmeye tâbi tutmayı (ikinci sınıf gibi) insan yerine bile koymuyor. Maalesef ‘din’ alanını eline geçirmiş erkek egemen anlayış, ‘din’i; kadının namusu(!), başörtüsü(!), kılık-kıyafet, cinsellik, şekilsel-içeriği boşaltılmış ritüel haline gelmiş ibadetler vb. gibi tekâmülünü tamamlayamamış, gerçek insan olma boyutuna yaklaşamamış zihniyetle anlıyor, anlatıyor ve dayatıyor. Kadını cinsel obje olarak görüyor, insan olarak değerlendiremiyor!
Uydurulmuş hikaye-rivayetleri ‘din’ diye anlatanlar; kadının bedenini-saçını kapattırarak, kendini bilmezliğini-kontrolsüzlüğünü saklayabileceğini zannediyor. Bu sapkınların söyleyip uygulattıklarını ‘din’ zannedenlerse; Peygamberimizin yaşadığı çağın zorlu-zorunlu-insanî(özellikle kadınlara) özgürlük için verilen çok ağır bir mücadele olduğunu anlamayıp; çok eşlilik, kadınlarla cinsel amaçlı birliktelik, gününü gün etme zannedip kadınlar üzerinden din’e karşı duruyor-din’e vuruyor. Sonuçta her iki tarafta yer alan erkek egemen zihniyet ‘kadını’ kendi alanında kullanıyor. Yaşam ile ilgili hesap sadece Yaratıcı Kudret’e verilecekse(ki bana göre hiç şüphesiz öyle) özgür bıraksalar da kadınlar nasıl istiyorlarsa öyle yaşasalar! Kadınların kılığına-kıyafetine-tercihlerine karışma hakkını onlara kim veriyor? TANRI bile öğüt, öneri ve uyarılarını Kitabı KUR’AN’da sadece söylüyor, seçimler konusunda özgür bırakıyor. Kadınlar üzerinden kendilerine yaşam alanları yaratanların önce kendi sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmiyor mu?
(İsra,13)”Biz her insanın dünyada yaptıklarının sorumluluğunu-amelini-kaderini kendi kişisel-özgür seçimine bırakmışızdır. Ancak dünyada işlediği her şeyi de bir kayda alırız. Kıyamet gününde, bu kaydı çıkarıp yayınlarız.”
(Âli İmran,195)”Şüphesiz Ben, sizden hiçbir çalışanın emeğini-çabasını-ürettiğini boşa çıkarmayacağım, ister erkek olsun, ister kadın olsun; hepiniz birsiniz-birbirinizin neslinden türeyen, eşit hak ve sorumluluklara sahip kimselersiniz.”
Yüce Yaratıcı KUR’AN’da erkek-kadın ayrımı olmadan herkesin, yaşam seçimlerinde özgür olduğunu söylerken; kadınları değersizleştiren, yok sayan, insan yerine koymayan, özgürce seçme hakkı vermeyen erkek egemen ‘din’i yalan-yanlış anlatımlar; televizyonlarda, radyolarda, basında, kitaplarda, dergilerde, sohbet(!) toplantılarında, cemaat-tarikatlarda, diyanette -her nerede yer bulurlarsa- orada zihin bulandırmaya devam ediyor.
Neredeyse her gün bir kadının -kendi malları gibi gördüklerinden- keyfiyetten öldürüldüğü, küçücük kız çocuklarının dedeleri yaşında kendini bilmezlerle evlendirilerek diri diri mezara(!) konduğu, çoğunluğun ‘Müslüman’ olduğu iddia edilen bu coğrafyada siz hangi dinden bahsediyorsunuz? Üstelik KUR’AN; “diri diri gömülen kız çocuklarının hesabının sorulacağını (Tekvir,8-9) çok açık ifade etmişken!
Erkeklerin kendi nefislerine hâkim olabilmeleri(!) için saçı-başı-üstü sımsıkı örtüldükten sonra sokağa çıkmalarına izin verilen yaratıklar haline getirilen kadınlar; yalan-yanlış-sapkın ‘din’i söylemler yüzünden değersizleştiriliyorlar, yok hükmünde sayılıyorlar. Namus bekçileri(?) tarafından da hunharca-acımasızca katlediliyor, öldürülüyorlar! Bu zalimler ‘namus’ kavramını, kadının iki bacağı arasına sıkışmış zannedenler! ‘Din’ konusunda otorite olduğunu iddia eden kişiler ve kurumlar bu konuda sorumluluk altındadır.
(Bakara,231)”Boşandığınız kadınları, istemedikleri halde işkence çektirircesine-zorla yanınızda tutmayın-özgürlüğünü kısıtlamayın!”
(Bakara,232)”Boşandığınız kadınların, uygun birini buldukları takdirde-başkalarıyla evlenmesine engel olmayın!”
(Yunus,44)”Allah kullarına asla zulmetmez-kötülük etmez-zerrece haksızlık yapmaz.”
(Nisa,87)”Allah’tan daha doğru sözlü-Sözüne Allah’tan daha sâdık kim var?”
Ayetler muhteşem uyarılar sunarken ve Ensest konusunda (Nisa,23)’de dokunulmaz kılınan kadınlar tek tek sayılmışken; neden KUR’AN’a bakılmaz?!
Benlik duygusu ile hareket edenler kendi yetersizliklerinden; Allah diyerek, ‘din’ diyerek zulümlerine kılıf arıyorlar. Kullarına, kadın-erkek asla zulmetmeyeceğini söyleyen Yüceler Yücesi Yaratıcı’nın bu sözünün doğruluğunun bilincinde; zalimlerin tüm zulümlerinin faturasını ALLAH’a havale ederek -Allah böyle istiyor!- yalanı ile ALLAH’a iftira etmelerinin önüne geçmek lâzım!!!
(Nahl,116)”Yalan düzerek Allah’a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle-kendi yalanlarınızı Allah’a dayandırarak, dilinize geldiği gibi yalan-yanlış ‘şu helâldir, şu da haramdır’ demeyin-Allah adına yalan uydurmuş oluyorsunuz. Muhakkak ki Allah adına yalan uyduranlar asla mutluluğa-kurtuluşa ermezler.”