Babaannemden dinleyerek büyüdüm bunları.Daha doğuştan damarlarımda Türk kanını hissettirdi büyüklerim.
Bu ülkenin ne zorluklarla,ne savaşlarla kurtulduğu anlatıldı hep masal yerine minicik kulaklarımıza.
Ülkemin bölük pörçük satıldığını duydukça,bu uğurda toprağın altındaki 15 lilerin çığlıklarını duyar gibi oluyorum.”Hakkımızı size helal etmiyoruz,boşuna mı öldük”İçim kan ağlıyor.
Ninesi bir başka düşkündü Hasan emmisine.
Ummahan nedenini sorduğunda,mahzun bakışları uzaklara dalıp gitti.Nasıl anlatacağını düşünüyordu besbelli.
Yaramaz torunu bir türlü vazgeçmiyordu,belliki sorusunun cevabını almadan gitmeye niyeti yoktu.
-Tavan arasında eski bir sandık var ya,sağ köşesinde tahta kutu var.Onu al da gel.
Ummahan koşarak kutuyu alıp getirdi.
Sultan çok önemli bir iş yaparcasına yavaşça kapağını açtı.İçinden sararmış bir mektup çıkardı. Uzun uzun baktı,kokladı .O küçücük kağıt parçasında kim bilir neler saklıydı.
-Memleketimizin en güzel köşelerini, para karşılığı sattığımız şu günlerde,topraklarımızın her karışının nelere mal olduğunu oku da gör.
Ummahan heyecanla açtı .
-Sultan Bacı… Arkadaşıma verdiğim sözü yerine getiremedim.İçim elvermedi, karşına sapasağlam çıkmaya utanır oldum.
Çanakkale yangın yeri gibiydi. Karşılıklı top ateşi yakıp kavuruyordu her iki tarafı da. Durum oldukça kötüydü.
Çevremize kopmuş kol ve bacaklar yağıyordu havadan.Yanık et kokusu ve duman kaplamıştı ortalığı. Kaç arkadaşımız şehit olmuştu gözümüzün önünde.
Korkuyorduk hepimiz de,ama kimse kimseye belli etmiyordu.Ölümden değil korkumuz.Bunu göze alarak gelmiştik cepheye.Onca şehit vermişken kaybetme korkusuydu bu.
Bu dünyada cehennemi yaşıyorduk.Söylemek isteyipte söyleyemediğimiz o kadar çok şey vardı ki. Bir yandan top sesleri yeri göğü inletiyordu.
Yaşadığımızı anımsamak istercesine konuşmaya çalışıyorduk
-Neredensin Hasan?
– Afyon’un Liğen Köyü’nden, ya sen Kocaseyit
-Ben de, Balıkesir’in Havran kazasından.
-Senin de sevdiğin var mı bekleyen?
-Hadi hadi şimdi bizi bekleyen memleketimiz var , düşman çizmesi çiğnemesin.
Tam o sırada büyük bir gürültü duyuldu tam yanıbaşımızda. Toz duman içinde kaldı ortalık. Göz Gözü görmüyordu.
Arkasından sadece duman ve korkunç bir sessizlik oldu .Hasan yoktu ortalıkta.
Etrafıma bakındım.Siperde kanlar içinde yatıyordu.O farkında değildi daha ama sol kolu kopmuştu.Çaresiz ,ne yapacağımı bilemez bir halde
-Hasannnnnn aç gözlerini aslanım,diyebildim.
-Din.. le… ben ..bid.. dim ,u..nut…ma Sul…tanı ma söy…….le…. ..oğ……lum… o…..lur………sa ….a……….dı…..nı……… Ha…..san ……koy…………sun.Va.tan. sağ .ol..sunnnn
Ağlayacak vaktim bile yoktu.
İngiliz gemilerinden açılan top ateşinden mermi taşıma aleti parçalanmıştı.
Her taraftan ateş yağıyordu,topumuz da çalışmıyacaktı,gülleyi nasıl koyacaktık.
Sonra bir topa, bir zırhlıya baktım. Onca arkadaşımızı, kardeşimizi bu gemiden atılan toplar öldürmüştü. Oyalanılacak zaman değildi.Düşman hemen karşımızda..ha girdi ha girecekti, memlekete
Sonra hırsla geriye döndüm , kaptığım gibi top güllesini sırtıma attım. O hışımla topun merdivenlerini nasıl çıktığımı bile hatırlamıyorum. Gülleyi Cebel topuna yerleştirdim ve arkadaşımın dehşetle açılan gözlerine aldırış etmeden,
-Ateşle , diye bağırdım..
Ondan sonra bir gürültü..kulakları sağır eden ve koca ingiliz zırhlısı İrresistable nin yavaş yavaş batışı.
Bir süre onun batışını seyrettim.Sonra yavaşça yerde yatan Hasan’a ve diğer arkadaşlarıma baktım. İçimde biriktirdiğim acıyı birden boşalttım.
-Heyyy şehit dostlarım boşuna ölmedinizzzzz……
Arkadaşlarımı bırakıp ayrılamadım hemen.Onlara son bir saygı duruşu yaparken Çanakkale marşı dökülüverdi dilimden.
Çanakkale içinde vurdular beni
ölmeden mezara koydular beni..of..gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir kırık testi
Analar babalar ümidi kesti..of..gençliğim eyvah…
Çanakkale Zaferinde Atatürk şöyle söylemiş:” Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, 25 Nisan sabahı tümene bağlı 57. Alay’ı, bir top bataryası ve süvari birliğiyle bölgeye gönderdi . Mustafa Kemal’in “Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum” sözüyle “Çanakkale geçilmez” destanını yazan 57. Alay ve diğer askerlerimiz vatanı için bile bile ölüme gitti.
Bunun üzerine İngiliz Subay General Hamilton’ın “Gebe dağlar Türk doğurmakta devam ediyor.”dedi.
Anlayacağınız birilerinin hiç cepheye gitmeden taklit etmeye çalıştığı bir cümle değildir ölmeyi emretmek.
Çanakkale Savaşı, Türkiye’nin kaderini değiştiren, var olma savaşıdır. Metrekareye 6 bin merminin düştüğü 250 bin şehidin ve binlerce yaralının olduğu bir savaştır, Çanakkale’de ölen insanların kanlarıyla sulanmıştır gelincikler…Narin, nazlı, hüzünlü gelincikler…
Kan Çiçekleri der Gelibolulular gelinciğe. Bahar gelince her yanı kırmızılar basar… Gelibolulular”Açan her bir gelincik, kan çiçeğidir. Şehit askerlerimizin her biri gelincik olmuş, sert rüzgârlara direnir de gitmez toprağından.Topraklar kana bulanmış gül bitermi hiç, biten kan çiçekleri…”der ve evladını sever gibi çok sever gelincikleri içi burkularak…
Çanakkale Boğazi, tarih boyunca çeşitli ülkelerin işgalleri altında kalmış ve sonunda 1356 da Osmanlılardan günümüze kadar kesintisiz Türk Egemenliğinde kalmıştır ve öyle de kalacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihe geçen ilk kahramanlığıdır. Türk halkına İlk bu savaşta güvenip Kurtuluş Savaşı’na Başlamaya Conkbayırı’nda karar vermiştir.
Bu yazıyı yazarken gözyaşlarıma hakim olamadım.Neden mi?Ülkemizin her bir avuç toprağını Türk kanıyla sulayarak sahip çıkan şehitlerimizi düşündüm.
Bir de bugünlerde ülke savunması bir kenara itilip,rant uğruna”Kanal İstanbul”ne pahasına olursa olsun yapılacak diye halkla inatlaşanları düşündüm.Acaba kimlere söz verilmişti ya da satılmıştı çevresi.
Ukrayna-Rusya savaşı patlak verince şimdilik rafa kaldırdılar.Kimbilir ne zaman ısıtıp önümüze koyacaklar.Ya şimdi kanal istanbul yapılmış olsaydı?Başımıza neler geleceğini düşünebiliyor musunuz?
Bir Montrö Sözleşmesi’ni düşününki başta İngiltere olmak üzere ABD’yi, Rusya’yı,NATO’yu ve ülkemize gözdikmiş diğer dünya ülkelerini dize getirme gücüne sahip…Dünyada hiçbir su yolu bu kadar güvenli bir anlaşma ile korunmamaktadır.
Adını anmaktan korkanlara duyurulur…Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Anıtkabir Komutanlığı’ndan ülkesini korumaya devam ediyor.
Düşmanlarımız emellerinden hiçbir zaman vazgeçmemişler ve asla vazgeçmeyecek, zayıf anımızı kollayacaklardır.
TÜRK millet olarak uyanık olmak ve ülkemize sahip çıkmak zorundayız.
Çanakkale İstanbul’un anahtarıdır.Çanakkale asla geçilmeyecektir…
Bugün CUMHURİYETimizi borçlu olduğumuz Mustafa Kemal ATATÜRK’e ve şehitlerimize ALLAH’tan rahmet diliyorum…
Bir yanıt yazın