Bu kadar geniş spektrumlu bir tiksinti halini daha önce hiç yaşamamıştım.
Ben ömrümün 15 yılını türkiye’de politika muhabiri, kalanını da ingiltere’de ingiliz siyaseti ve uluslararası siyasi cilvelesme/itismeleri izleyerek geçirdim.
Siyaset hep kirlidir, temiz siyasetçi olmaz bu sebeple..Kirlenmeyi göze almadan siyasete giremez kimse çünkü.
Ama hiç bu düzeyde bi kirlilik görmedim.
Ortada adı geçen aday, aday adayı, kerameti kendinde menkul heveslisi, arkadan ittirileni, öne geçmek için celme takanı, hayal ettiği sonuca ulaşamayınca kaleyi yıkıp, topu kesip kendini yerden yere atanı, kapı tutanı, yan yatanı, çamura batanı hiç birarada görmedim.
Açıkça yazdım daha önce de, yine yazıyorum; beklediğiniz kurtarıcı bu ortadaki kadrodan cikmaź. Kurtarıcı bekleyen toplumların burnu da boktan kurtulmaz zaten.
Bir toplum kendi dinamikleriyle ya kurtulur ya da o kifayetsizden, bu kifayetsize savrulur durur. Sandık demokrasisi budur. Ehveni şerdir, insanlık yerine bi çare üretememiştir çünkü.
Sandık dışında savaşarak gelenin diktatörlesme ihtimali düşünülerek demokrasi beklentilerine yanit olsun diye insanlık bu yolu seçmiştir.
Ama tıkandık dunya halkları olarak, artık sandıktan da diktator cikiyo zira.
Diktatör, arsız, hırsız.
Daha az hırsız, daha az diktatör diye bisey yoktur! Üçüncü dünya siyasetinde başka türlüsü yoktur zaten.
Oy vercez tabi, belki akp’den kurtulmak mümkün olur diye.
Ama fazla ümitlenmeyin, birbirinize girmeyin.
Daha önceki seçimlerde beni KaKa (kilicdaroglu) için çok pataklayan oldu bu mecrada.
Cok özür dileyen de oldu seçim sonraları.
Allah bu sefer pişman etmez umarım.
Ama değişmez!
Neyse, Hatay’da halâ insan ölüyo biliyo musunuz?
Seraya sığınan 11 kişi sobadan sızan gazdan zehirlenip ölmüş.
Biz bitik bi milletiz esasen. Tembel, ahlaken bitik, fırsatçı…
Emniyet müdürü yakalamışlar, herif trakya’da bi ilden geçici görevle geldiği deprem bölgesinden yükleyebildigi ne varsa evine götürmüş bi araca doldurup.
Kalite budur. Fazla umitlenmeyin.
Büyuk bir ilin ticaret odası başkanı milletvekili seçilip ankara’ya gelmişti. Bakan yaptılar adamı.
Iki gazeteci arkadaş yemeğe çıkardık. Bir daha buluşmak istedi, yine ağırladık. Sonra bi daha… cok yalnızım, burada kimseyi tanimiyorum dedikçe çıkardık. Sonra bigün “size çok mahcubum bi kere de ben sizi misafir etmek isterim” diye kaldığı otele çağırdı bizi. Hesabı yine bize kitledi. .
Politikacı dediğin seçilmek için harcadığını tahsil etmeden gitmez.
Tabii ki istisnalar vardır. Bir elin parmağını geçmez.
Neyse dünya kötü özetle.
Bu müptezelliğin ortasında sonradan mahcup olacağınız angajmanlara girmeyin. Kimseyi cansiperane savunmayın, kefil olmayın.
Kimse babanızın oğlu değil nihayetinde, nedir bu ateşiniz?
Bi daha tekrar edeyim, o masada ve dışında hiç buna değecek adam yok.
Seçin kötünün iyisin, geçin gidin.
Zaten bi noktada bu millet bi kurtuluş savaşı daha verecek, o belli oldu!
Bu fikirden hoslanmıyo 21 yüzyıl komformizmi ama mecbur kalınacak.
Kurtarıcılarla bi yere varılamaz, hele bu kadar kifayetsiz, kötü niyetlilerle!
Dilek Akerdem Kocabaş