Amerikalı tarihçi Prof. Dr. Justin Mc Carthy’nin 17 Nisan 2014 tarihinde açıkladığı Ermeniler bu kadar yıl geçmesine rağmen neden bu iddiaları sürdürdüklerine ilişkin görüşü önemlidir: “Bunun nedeni çok basit. Çocuklara nefret etmeyi öğretirseniz, onlar nefretle büyür ve nefret ne olursa olsun büyümeye devam eder. Diğer bir diğer sebep de yurt dışındaki Ermeni milliyetçi gruplar bundan fayda sağlayacaklarına, para alacaklarına, Kars, Erzurum, Bitlis, Van’da toprak kazanacaklarına inanıyorlar. Bunlar yanlış ama yine de inanıyorlar.”
Ermeni çeteleri Hocalı’da tarihin en vahşi katliamlarından birini yapmış, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok Azeri’yi vahşice katletmiştir. İnsanların kafa derilerini yüzmüş, sağ olarak ele geçirdiklerini işkenceye tabi tutmuş, kol ve bacaklarını kesmiş, babanın gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babayı kurşuna dizmiş, kesik kafaları sepetlere doldurmuşlardır. Tüm bu gerçekleri görmek istemeyip sözde Ermeni soykırımını Türkiye’ye kabul ettirmek isteyenler, Ermeni isyanlarını konu alan ve Amerikalı yönetmen Philip M. Callaghan tarafından çekilen “Ermeni İsyanı 1894-1920” belgeselini izlemelidir.
24 Nisan yaklaşmakta. Biden büyük bir ihtimalle yine sözde “Ermeni soykırımı” diyecek.
Geçen yıl Biden Türkiye’yi geçmişe soykırım yapmakla suçlarken üç önemli hatayı birlikte yapmıştır. Önce iddia 1915 yılına aittir. O zaman Türkiye Cumhuriyeti henüz kurulmamıştır. İkincisi soykırım suçu diye bir suç o tarihte yoktur. Üçüncüsü bu suçlama ile karşılaşan Osmanlı Subayları Malta’da yargılanmış ve beraat etmişlerdir. Malta yargılanmaları çok önemli bir vesikadır.
Deprem felaketi önemlidir ama Biden’ın ikinci defa sözde Ermeni soykırım açıklaması yapabileceği ihtimali de önemlidir. Yumurta kapıya gelmeden ve zaman geçirmeden ABD nezdinde gerekli girişimler yapılmalıdır. Milli Düşünce Merkezi tarafından yayınlanan “Ermeni Yalanları ve Gerçekleri” kitabımın İkinci Bölümü’nde Hocalı Soykırımı açıklanmıştır.