“Tahir efendi bana kelb demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki benim mezhebim zira,
İtikatımca kelb Tahirdir”
Şair Nefi’nin Tahir efendiye verdiği bu yanıt Tevriye sanatının şaheseridir.
Yukarıdaki dörtlükte geçen Tahir ismini Erdoğan ismiyle değiştirip tekrar okuyabilirsiniz. Bahsettiğim Erdoğan, Tayyip Erdoğan değil elbette, Erdoğan Özgenç’tir. Aslında bu yazı bir önceki yazım “GERZEK” adlı yazıya bir cevap niteliğindedir.
Gerekli mi?
Hakaretamiz bir yorum olmasaydı elbette gerek yoktu. Ama yorum değil maşallah, Erdoğan Özgenç eleştireyim derken içindeki kin ve nefret irini ni kusmuş.
Ne demiş?
Aptal demiş,
Yalaka demiş,
İğrenç tip demiş!!!
Depremdeki acıları hissetmediğimi söylemiş!
Ülkenin canına okudunuz demiş, beddua etmiş.
Yaşadığım ülke yetkilileri benim nasıl bir vatan haini olduğumu farkedip beni ait olduğum bataklığa gönderecekmiş!
Ait olduğum batalık neresi mi?
Türkiye’yi kastetmiş!
Ben eleştirilere kapalı biri değilim, ama konuşurken ağzıyla mabadının yerini karıştıranlara da verilecek cevabımız var elbet.
Erdoğan efendi, atalarımız der ki; her havlayan ite taş atan kervan, yol alamaz.
“Gerzek” yazısını yazarken ortaya yazmıştım, senin sahipleneceğini bilemezdim elbet!
Bak Erdoğan Özgenç; okuduğunu anlayamayan her vasat zat-ı muhteremden birisin.
Ben iyi bir Türk vatandaşı olduğum gibi aynı zamanda da iyi bir Kanada vatandaşıyım.
Yani senin vatan haini gibi tanımlamaların ve kem sözlerin sahibine aittir.
Yanımda çalışan Adıyamanlı arkadaşın üç çocuğunu ve eşini enkaz altından çıkarışına şahit olup gözyaşı dökmüş bir insana depremdekilerin acılarını anlamadığını söylemen seni bağlar. Ronaldo, Messi bile bu acıları vicdanında hissederken, ve hatta İsrail, hatta Yunanistan, Ermenistan ve kısacası tüm dünya bu depremde yaşanan acıları hissederken benim bu acıları hissetmediğimi hönkürmen senin olsun. Doğduğum kasaba olan Giresun’un küçücük kasabası Güce’den bile tırlar dolusu yardım giderken, Kürt demeden, Alevi demeden ötekileştirmemek Hatay’a, Kahraman Maraş’a, Adıyaman’a ve daha nicelerine bizzat yaptığım yardımları sana ispat etmek gibi bir kaygım yok.
“Gerzek” yazımda hiç bir siyasi tema yok, parti vurgusu yok. Üstelik; yerel yönetimleri, merkezi yönetimi, inşaatları yapam müteahhitleri, ve hatta ev alırken binanın sağlamlığına bakmayıp manzarasına bakan halkı bile eleştirirken neresi hoşuna gitmedi.
17.000 kişilik “Kanada Türk Dayanışma Grubu” num kurucu adminiyim, bir bak bakalım ayrımcılık adına, ötekileştirme adına ne bulabileceksin!
Senin gibileri tanırım Erdoğan Özgenç,
“ Benim gibi düşünüyorsan, sana katılıyorum”diyen zümredensin sen.
Ülkenin içine ettiniz demiş, ben siyasetçi değilim Erdoğan Özgenç!!!
Yaşadığı ülkeye bataklık diyen zavallının birisin sen! Ben ise; ne doğduğum topraklara, ne de doyduğum topraklara bu yaklaşımda bulunmayı Ar sayarım. Ama senin aklın kirlenmiş, sen git aklını, vicdanını temizle ve ağzını çalkala.
Sen, ilk değil son da olmayacaksın! Senin gibi Araz akıllar, kindar kalpler, ve tam da kendisi gibi söylemeyeni, kendisi gibi düşünmeyeni tu kaka ilan eden, anlamadan yorum yazan bir sürü insan var şu dünyada.
Şaşırdım mı?
Şaşırmadım tabiki.
Keşke gerçek bir eleştiri getirseydin, keşke akıllı bir yorum getirseydin!
Keşke!
Ama nerde.
Senin zihniyetinde birinden yapıcı ve akıllı bir eleştiri beklemek Bülent Ersoy’dan çocuk beklemek gibi bir şey olsa gerek.
Sana bu kadarı yeter Erdoğan fazlası mürekkep israfı.
Bir yanıt yazın