Binlerce insanımızın yaşamını kaybettiği Deprem Felaketinden gereken önlemler geciktirilmeden alınmalıdır!
Türkiye Halkı, 6 Şubat Güney Doğu illerini ve komşu ülke Suriye sınır bölgesini de içine alan büyük bir deprem yaşadı. Saat 4,17 de uyku saatinde 7,7 büyüklüğündeki depremi daha sonra 6,4 büyüklüğündeki ikinci deprem ve sayısız artçı depremler izledi.
Hatay, İskenderun, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adıyaman, Malatya illerimizde ve komşu Suriye bölgesinde yardım kuruluşları, yıkılan binalar altında bulunan binlerce kişinin kurtarılmasına çalışılıyorlar.
Çok büyük bir alanı kapsayan ve Türkiye`de 3432 kişinin, Suriye`de 1600 kişinin ölümüne neden olan bu depremden, sadece Türkiye’de 10 milyon insanın doğrudan etkilendiği belirtiyor.
Türk Halkına ve komşu ülke Suriye Halkına başsağlığı diliyorum. Hayatını kaybedenlere Allah`tan rahmet, tüm yakınlarına başsağlığı ve yaralananlara ivedi sağlıklar diliyorum.
Türkiye`nin etkin olabilen bir deprem bölgesinde bulunduğunu biliyoruz. Türkiye son büyük deprem felaketini 17 Ağustos 1999’da 17 000 kişinin hayatını kaybettiği Marmara` bölgesinde yaşadı. Türkiye en büyük deprem felaketini 27 Aralık 1939 da 7,8 büyüklüğündeki depremle Erzincan`da yaşadı. Erzincan’ı yerle bir eden bu depremde 32.962 kişi yaşamını kaybetti. Türkiye belli aralıklarla bu denli büyük olmasa da binlerce kişinin hayatını kaybettiği depremleri yaşamaktadır.
Öteden beri yaşayarak gördüğümüz gibi, Türkiye Japonya gibi bir deprem bölgesinde bulunmaktadır. Bu nedenle konunun uzmanı bilim insanları ivedilikle alınması gereken önlemler konusunda, öncelikle hükümet olmak üzere siyasi yetkilileri uyarmaktadırlar.
Öncelikli çözüm, depreme dayanıklı alanlarda, yüksek depremlere de dayanıklı binaların yapılması sağlanmalıdır. 1999 Marmara depreminden sonra bu yönde yasal düzenleme yapılmış olmasına karşın, gerekli denetim mekanizması yapılmamakta ve bazanda rüşvet mekanizması devreye girerek, kurallara uyulmadığı görülmektedir. Oysa bu durum Türkiye`nin asla ödün verilmemesi gereken kırmızı çizgisi olmalı, kurallara uymayan mimar, mühendis ve inşaat sahiplerine çok ağır caydırıcı cezalar verilmelidir.
Millet İttifakı ve muhalefet deki siyasi partiler, bu konuyu öncelikle görev olarak ele almalı ve gerekli yasal düzenlemeleri yapmalıdırlar.
Japonya’da inşaatlar belirlenen kesin kurallara göre yapıldığından, büyük ölçülü depremlerde bile binalar sağlam kalmakta ve can kaybı önlenmektedir. Japonya`da kaldığım otelde sıkça hissettiğim sarsıntılarda, bu nedenle hiç kimse endişelenmemekte ve kendini güvende hissetmektedir.
Bir yanıt yazın