Yıllardır yer bilimciler her deprem sonrasında uyarıyorlar,bir arpa boyu yol aldık mı bu konuda.
Türkiye deprem bölgesi?Yine sana …bana…ona…oluyor olan…Her depremden sonra tartışılır,konuşulur sonra unutulup gider…
Büyük depremler sonucunda deprem vergisi konulmuştu…Sahi ne oldu, nerelere harcandı o toplanan paralar…
Sonra depremde halkın korunabileceği boş alanlar oluşturulmuştu!Onlar nereye gitti?Hele İstanbul gibi büyük şehirlerde daha çok ihtiyacımız yok mu bu tür alanlara…Ben her geldiğimde adım atacak yer kalmadığını görüyorum İstanbul’da…
Unutmadık unutmak mümkün değil elbette ama olası bir felakette hazır mıyız devlet başta olmak üzere bizler ne kadar önlem alabildik bunu sorguladık mı?
En acısı ne biliyor musunuz! Hala akıllanmamışız…Ülkem insanı insanca yaşamayı hak etmiyor mu?Mademki deprem ülkesiyiz neden depreme dayanıklı binalar yapılmıyor?
Depremde yıkılan binaları görüyorum televizyonlarda,inanın kullanılan demirler tel gibi incecik.Yapılan binalar neden gerektiği gibi kontrol edilmiyor da ülkem insanı bir avuç müteahhitin kazancına kurban veriliyor.
1999-17 Ağustos ‘da 17 bin 480 insan yaşamını yitirdi. 23 Bin 781 insan yaralandı, 505 insan sakat kaldı. Binlerce yapı yıkıldı, hasar gördü; yüz binin üzerinde insan evsiz kaldı…
Felaketin üzerinden tam 24 yıl geçti ama sanki dün yaşanmış gibi …
Deprem, bu ülkenin bir gerçeği ve biz toplum olarak depreme hazırlıklı olmalıyız?
6 Şubat 1923 te Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinin merkez üssü olarak belirlendiği 7,4 şiddetinde saat 04.17’de meydana gelen deprem: Hatay, Osmaniye, Adıyaman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Antep, Adana, Malatya, Van, Muş, Bitlis, Kilis, Mersin,Elazığ,Siirt,Kayseri,Sivas,Bingöl,Erzincan’daHissedildi.
Mısır,Lübnan,Irak Suriye’de de hissedildi.
Daha sonra 7.6 ve 7.7 şiddetindeki depremin ardından bölgeden acı haberler gelmeye ve artçı depremler devam ediyor.
Ailesi birlikte kar yağışına aldırış etmeden dışarı çıkan vatandaşlar depremi çok şiddetli bir şekilde hissettiklerini söylediler.
Bir devletin en önemli görevi vatandaşlarının can güvenliğini sağlamaktır. İnsanlar sokakta battaniyelere sarınmış,naylonlarla barınak yapmaya çalışıyor, çadır yok,allah bilsin yıkılan binalarından ve sokaktan topladıkları tahta parçalarını yakıp ısınmaya çalışıyorlar,afattan ve devletten kimse yok açız,üşüyoruz diyorlar.
“sesimi duyan var mı,bizi duyuyorsan bir yere vur,vuramıyorsan birşeyleri birbirine sürt”diyor kurtarmaya çalışanlar,bir tıkırtı duyanca herkesin umudu canlanıyor,bir canlı daha var diye.İnsanlar ölüyor.Şu an hiçbir şey normal değil, normal gibi göstermeyin. Ne yazıkki ağlamaktan başka bir şey elimden gelmiyor.Benim ağlamamın kimseye bir faydası yokki.Dış ülkelerden geçmiş olsun dilekleri yanında yardım teklifleri geliyor.Okullar bir hafta tatil edildi ve ülkede bir hafta yas ilan edildi.
Ahmet Tursun, “Allah’ın taktiri yüce rabbimize sığınıyoruz. Depremi korkunç hissettik. Psikolojimiz bozuldu. Depremin ardından sokağa çıktık burada ateş yakmışlardı yeğenimle birlikte buraya geldik korkuyoruz evimize gitmeye” dedi.
Songül Nas, “Binamız bayağı bir hasar görmüş şuan da içeri girmek mümkün değil. Eşim, çocuğum ve ben dışarı çıktık. Ateş yaktık başında bekliyoruz”dedi.
Hüseyin Aygün adlı vatandaş, “Saat 04.30 civarlarında çok şiddetli bir şekilde sallanarak uyandık. Ne yapacağımızı şaşırdık bir an. Çok sallandık bir dakika boyunca sürdü. Korktu çocuklar ağlamaya başladı. Deprem durunca çocukları alıp dışarı çıktık”.dedi.
Haberlerden dinlediğim kadarıyla deprem bölgesindeki binalar tahliye edildi ve halk oradan uzaklaştırıldı.Umutla enkaz altındaki yakınlarına ulaşmaya çalışıyorlar ama kurtarma ekipleri yetersiz,kurtulanlara yemek ve çadır dağıtılmamış,halk kendi imkanlarıyla hayatta kalmaya çalışıyor,kimsesiz ve terkedilmişlik duygusuyla…
16 546 kişinin hayatını kaybettiğini,66 132 kişinin yaralandığını,6 binden fazla binanın yıkıldığını bildirdi.Ölü sayısının artmasından korkuluyor.
AFAD sosyal medya hesabından vatandaşlara önemli çağrılarda bulundu: Deprem bölgesine sevk edilen arama kurtarma ekipleri ve acil yardım araçlarının ulaşımı ve çalışmaların aksamaması için yolları boş bırakın, zorunlu olmadıkça trafiğe çıkmayın. Haberleşmelerinizi kısa mesaj servisi (SMS) ve internet tabanlı mesajlaşma yazılımları üzerinden yapın. Vatandaşlarımızın sosyal medya başta olmak üzere çeşitli mecralarda kasıtlı ya da kasıtsız olarak paylaşılan asılsız bilgilere itibar etmemeleri, doğru bilgi için resmî kaynakları takip etmeleri büyük önem arz etmektedir.
Yaşanan deprem sonrası kent merkezinin değişik bölgelerinde çok sayıda bina çöktü. AFAD ve itfaiye ekipleri enkazda kalanları kurtarmak için çalışma başlatırken, ekiplerin yetersiz kaldığı yerlerde vatandaşlar kendi imkanları ile yaralıları kurtarmak için mücadele ediyor.
Şimdiye kadar devlet yetkililerinden kimsenin gelmediği söyleniyor.Şu ana kadar enkazlardan çok sayıda yaralı vatandaşta kurtarılırken, evlerine giremeyen depremzedeler aç,susuz,soğukta geceyi dışarıda geçiriyor.
10 ilde değil tüm Tüm illerimizde Ordu teyakkuza geçmelidir Havaalanları kapalı yollarda ve köprülerde göçükler var,Deprem bölgelerine ancak TSK hızlı ve etkinşekilde ulaşabilir.48 Saat önemli,enkaz altındakiler soğuktan hayatını kaybedebilir.
TV lerde.İnsanlar çırpınıyor açız,susuzuz,üşüyoruz,yardıma gelen yok,geceyi dışarıda geçirdik,bir çay,bir çorba veren yok diye.Devlet görevlleri bütün imkanları seferber edildiğini söylüyor.Dış ülkelerden geçmiş olsun dilekleri yanında yardım teklifleri geliyor.Okullar bir hafta tatil edildi ve ülkede bir hafta yas ilan edildi
Türker Ertürk:Türk Slahlı Kuvvetlerinin sağlık imkan yetenekleri ve kapsamda seyyar sahra hastaneleri yok edilmeseydi bugün deprem bölgesinde halka derman olacaktı!
Merdan yanardağ:Deprem gibi afetlerde TSK devreye girerdi.. Gerçekten TSK nerede? TSK’nın gücü neden devreye girmedi? Orduya ne oldu?
Uğur Dündar:Lâpa lapa kar altında yardım beklemenin ne kadar acı verici olduğunu,henüz 10 yaşındayken yaşamış ve bir kardeşini de o nedenle kaybetmiş bir depremzede olarak, iliklerime kadar hissediyorum. Allah enkaz altındakilere dayanma gücü,yardım ekiplerine de kuvvet ve şans versin…
Muharrem İNCE:Yüreğimizi yakan depremden etkilenen insanlarımızın yaralarını bir nebze olsun sarabilmek adına deprem bölgesine doğru yoldayız. Dualarımız, göçük altındaki yurttaşlarımızla.
Naci Görür: Bu ülkenin yönetimine bilim nüfus etmemiş. Bilim ancak sanki bir üst tabakanın bir kısım atfının ilgilendiği bir şey olarak görülmüş
CHP Hatay Milletvekili İsmet Tokdemir:”Ne su istiyoruz ne yemek. Arama kurtarma ekibi istiyoruz. Arama kurtarma ekibi yok. Dünyanın neresinde varsa talep ediyoruz”
Kemal Öztürk:Deprem yönetmeliğine göre yapılan çok sayıda hastane, okul, belediye binası, kamu binaları bu depremde yine yıkıldı. Bunların ihalesinde, yapımında usulsüzlük olup olmadığını şu enkaz kalkıp, yaralılarımızı kurtardıktan sonra tartışmak üzere şimdilik buraya kayıt düşelim
Uğur Dündar:Felâket çok büyük, bilânço tahmin edilenden de ağır. O nedenle şimdi siyasi görüşlerimizi bir yana bırakıp, birbirimize el verme, destek olma zamanı… Kenetlenelim ve hep birlikte depremzede kardeşlerimizin yardımına koşalım.
İskenderun Devlet Hastanesi, deprem sonrasında yıkıldı.
Yaşadığımız evler depreme ne kadar dayanıklı!Deprem olduğunda halk ne yapacağını biliyor mu?Ne kadar bilinçlendirebildik…Deprem olduğunda halk nereye sığınacak,böyle bölgeler oluşturup halk panik yapmadan buralara nasıl sığınacak,uygulama yapıldı mı?
Bütün ülkede 6-12 şubat arası okullar tatil edildi.
Allah 17 Ağustos 1999’da yaşadığımız acı tecrübeyi bir daha bizlere yaşatmasın demiştim ama halkımız yeniden yeniden yaşıyor bu acıları…
Ölenlerin Mekanı cennet olsun…Ülkemin ve bu acıları yaşayanların geride kalanların başı sağolsun.
Bir yanıt yazın