Siz bana çok kötülük yaptınız. Mahkeme mahkeme 20 yıl dolaştırdınız beni. Açmadığınız dava kalmadı. Okulumu kundaklattınız. Yurtdışına çıkıp hasta kızımı görmemi engellediniz. Hiçbir televizyon kanalına çıkarmadınız. Yıllarca emek verdiğim TRT bana yasak koydu.
Adımı ve resmimi bulmacalardan çıkardınız. İzmir’de, Bursa’da okullarımı kapattırdınız. Beyoğlu’ndaki okulumu mühürlettiniz. Bakırköy’deki okuluma ruhsat vermediniz. Kala kala bir tek eski okuluma kaldım. Çünkü Kadıköy Belediyesi’ne bağlı olduğu için dokunamadınız.
Evime polis yolladınız, o adliye senin, bu adliye benim onlarla birlikte dolaştık durduk. Maliye Bakanı Nebati’ye şaka yazısı yazdım diye müfettiş gönderdiniz. Daha çok derdim var ama kısacası hayatımdan 20 yılı yiyip bitirdiniz. Sonunda halk size dedi ki:
“Belki sizin 20 milyon oyunuz var ama bu adamın da 50 milyon seyircisi var.” Beni size yedirmediler. Zaten midenize otururdum, bunu siz de biliyorsunuz. Ben bir mizah sanatçısı, oyuncuyum. Kenan Evren devrinde bile bu kadar ağır baskı görmedim ben.
Bir kitabımdan dolayı içeri attılar, ilk duruşmamda yargılanıp çıktım. Bana o devirleri bile arattınız. Sonunda baktınız ki olmayacak, gidicisiniz, bari gönül alalım mı dediniz, nedir, beni aradınız. Avukatım Celal Ülgen’e telefon edip durumu anlattım. “Sakın arama hocam” dedi.
Geri dönüp aramadım ben de. Kin, nefret, intikam kepenklerimi kapatalı yıllar oluyor. İnanın size bile kırgın değilim. Affetmek Allah’a mahsus derler ama ben sizi affettim. Haşa… Küçük bir kul olarak tabii… Hiçbirinize kin duymuyorum… Amaaa… Bir tek isteğim var…
Allah ömür verirse, ben o yargılamalarda bulunmak istiyorum…
Bazı hayatlar kısadır… Bazılarının boyu kısadır… Bazı oyunlar kısadır… Bazı pantolonlar… Bazı basketbolcular kısadır… Bazı yazılar da kısadır.Mesela bu kısa bir yazıdır. İçeriğinde de hiçbir özellik yoktur.
Ama belki size şunu düşündürebilir: “Tamam, bazı hayatlar kısadır ama o kısa hayata insan neler sığdırılabilir?”
Yanıtı için fazla uzağa gitmeden Atatürk’e bakabilirsiniz. 57 yıl.
Müjdat GEZEN