Şurası kesin:
Seçim takvimi öne alınıyor.
Soru şu:
Seçim sonrası ekonomi nasıl şekillenecek?
Bugünkü yazımızda bu soruya da yanıt arayacağız.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında genel seçimlerle ilgili en net tarihi verdi. 14 Mayıs’ı işaret eden Erdoğan, “Rahmetli Menderes 14 Mayıs’ta ‘Yeter söz milletin’ diyerek sandıktan ezici bir zaferle çıkmıştır. Milletimiz 73 yıl sonra aynı gün altılı masaya yanıtını verecek.” ifadelerini kullandı.
İngiltere merkezli uluslararası haber ajansı Reuters, yaklaşan genel seçimlerle ilgili analiz yayımladı. Analizde, genel seçimlerin sonuçlarının Türkiye’deki ekonomi piyasalarına etkileri ele alındı.
Ekonominin Erdoğan iktidarının aşil tendonu olduğunun belirtildiği analizde, yükselen enflasyon ve dövizdeki düşüşün vatandaşları zorladığına dikkat çekildi. Analizde, “Genel seçimler, Cumhuriyet’in yüzyıllık tarihinde belki de en önemli seçim olacağını ve enflasyon kaynaklı hayat pahalılığı kriziyle sarsılan Türkler için bir yol ayrımına işaret ediyor” ifadelerine yer verildi.
Jonathan Spicer, Marc Jones ve Canan Sevgili imzalı analizde, artan enflasyon ve TL’deki değer kayıplarına karşı, Türklerin yakın zamanda “Erdoğan ile devam” ya da “liberal geleneksel politikalara dönüş” kararı vereceği belirtildi.
Analizde görüşlerine yer verilen ABD merkezli varlık yönetim firması TCW’nin başkanı Blaise Antin, “Erdoğan kaybetse bile” dövizin değer kazanmasının hızlı bir şekilde gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor. Ancak orta vadede, aşırı değerlenmiş bir para birimini ele alma ve faiz oranlarını ‘çok daha yüksek bir seviyeye’ yeniden ayarlama ihtiyacı göz önüne alındığında, piyasaların sürdürülebilir bir şekilde yükselişe geçebilir” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden seçilmesi, buna karşılık AK Parti’nin Meclis’teki çoğunluğu kaybetmesi ihtimaliyle ilgili Antin, “Bu en kötü sonuç olabilir ve kısa vadeli politika belirsizliğine ve piyasa oynaklığına yol açabilir” şeklinde konuştu.
Analizde, “Kendisini faiz oranlarının ‘düşmanı’ olarak tanımlayan Erdoğan’ın faiz oranlarını yüzde 19’dan yüzde 9’a düşürme kararlılığı, TL’nin 2021’in sonlarında düşmesine ve geçen yıl yüzde 30 daha gerilemesine neden oldu. Gıda, yakıt ve kira maliyetlerinin aniden yükselmesiyle enflasyon Ekim ayında yüzde 85 ile 24 yılın zirvesine çıktı.” ifadeleri kullanıldı.
Asgari ücret zammı ve EYT müjdesinin yıllık bütçenin yüzde 1.4’üne denk geldiği belirtilirken, Chatham House araştırmacısı Galip Dalay bununla ilgili, “Erdoğan birbiri ardına (destek) paketleri sunuyor. Bu durum kamu hazinesinde ciddi baskı yaratacak. Ancak seçimi kaybederse bu başkasının sorunu olacak” diye konuştu.