Şimdi revaçta merak, altılı masanın Cumhurbaşkanı adayı kim?
Altılı masa neden cumhurbaşkanı adayını açıklamıyor?
Bunlar bir cumhurbaşkanı adayında buluşamadılar ise ülkeyi nasıl yönetecekler?
Seçim takvimi açıklandı mı?
Hayır.
Cumhur ittifakının kesin adayı belli mi?
Hayır.
Seçim tarihi netleşti mi, seçimler yeni seçim yasasına göre mi yapılacak belli değil.
Bütün bu soru, kaygı ve belirsizlikler ortada iken; asgari ücretli, emekli, memur ve işçi geçim derdindeyken. Esnaf elektrik, doğalgaz, kira sorunu ile boğuşurken, Yunanistan hukuksuzca 18 adayı işgal etmiş silahlandırırken altılı masanın adayı kim algısıyla uğraşmak da neyin nesidir? Buna topu taca atmak denir.
Altı uyuşmaz, bir masa etrafında buluşurken, cumhur ittifakını oluşturan Perinçek, Bahçeli, Destici, Erdoğan hangi ideolojide buluşuyorlardı? İttifak öncesi bir birlerine söyledikleri o ağır sözleri de unutmuş değiliz.
Ben altlı masanın ne avukatı nede sözcüsüyüm.
Bütün endişe ve kaygım ülkem, ülkem insanı ve torunlarımızın geleceği içindir.
Çok sayıda medya mensubundan, vatandaşlardan gelen soruyu, İyi Partili Aytun Çıray:
“6’lı masa üç temel konuda ittifak/ortaklık etmiştir:
1. Kazanacak tek aday çıkarmak
2. Güçlendirilmiş parlâmenter sistem
3. Sandık güvenliği
Bunun dışında her parti kendi söz ve eylemlerinden kendisi sorumludur. Biat yoktur.” Diyerek cevap vermiştir.
Acaba Sn. Erdoğan ve AKP kurmaylarının şapkayı önlerine koyup: “Biz nerede ne hata/yanlış yaptık da bu altı benzemezi bir masa etrafında buluşturduk” diye düşünmeleri gerekmez mi?
Şimdi gelelim düşünce ve yorumlarıma:
Altı masa altı ayrı tüzüğü, altı ayrı programı, altı ayrı ilkeleri ve hayat görüşü olan altı partinin bir araya gelmesidir.
Kutuplaşmanın, siyasallaşmanın, yandaşlığın prim yaptığı, muhalefete ve kendinden olmayanlara tepeden bakıldığı bir dönemde; bu altı birliktelik çok önem kazanmaktadır.
Altılı masadan tek bir SES ve tek bir görüş beklemek, eşyanın tabiatına aykırıdır. İstenen bu olsaydı altı benzemez bir parti çatısı altında birleşirlerdi.
Bu altılı masa, şartların ve sistemin zorunlu ön gördüğü bir KOALİSYONDUR. Tıpkı cumhur ittifakını oluşturan AKP, MHP, BBP koalisyonu gibi.
Temel prensip ve öncelik, Aytun Beyin belirttiği gibi GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEME geçmektir. Başta DİB, MB, TUİK ve HUKUK, olmak üzere yıpranan DEVLET KURUMLARINI eski bağımsız statülerine kavuşturmak ve güveni sağlamaktır. Değerli hâkim ve savcılarımıza değer vermektir.
Efendim şu şunu dedi, bu bunu dedi siyaseti ucuz siyasettir.
Seçim kazanılır ise bütün partiler oy oranlarınca: ortak bir icraat programında buluşacaklardır.
Yapım gereği, herkesin fikrine ve görüşüne saygılıyımdır. Elimizde 50+1 gibi bir ucube sistem varken; acaba altılı masa dağılırsa kimin yararına olur, en çok kimler sevinir ve kaybeden kimler olur?
Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler.
Benden bu kadar! Gerisi irfanı yüksek asil Türk milletinindir.
Zira PATRON onlardır.
Esen kalınız. Nazım PEKER
Bir yanıt yazın