Turgut Özal’ın bir kitap yazdığını bugüne kadar duymamış olabilir miyim?
Olabilir, zaten birçok şeyi bilmiyor olabilirim.
Kitap özetle Anadolu tarihini ve kültürünü, bu kültürün Avrupa’yla ilişkisini anlatıyor.
Fakat kitabı incelemeye giriştikçe sorularım artmaya başladı: Özal, bazen yarım sayfayı bulan dipnotlarla, hayli titiz düzenlenmiş bir kaynakçayla desteklenmiş hayli akademik böyle bir çalışmayı ne zaman vakit bulup da yazmış? Gerçekten tek başına mı toparlamış tüm bu bilgileri?
Önsözü, arka kapağı iyice inceledim, Özal dışında herhangi birinden ya da ne bileyim Özal’ın kurmuş olabileceği bir araştırma ekibinden söz etmiyordu. Vay be dedim, demek ki Cumhurbaşkanı’yken oturmuş, internetin bile olmadığı bir dönemde kütüphanesine gömülmüş, yazmış. Öyle mi acaba? Öğrenmek için kitabı basan Yakın Plan Yayınları’nın yönetmeni Selman Kayabaşı’yı aradım.
Kayabaşı, büyük bir açık yüreklilikle kitabı nasıl keşfettiğini ve basılma sürecini anlattı: “Boğaziçi’nde tezimi yazarken Turgut Özal imzalı Fransızcası ve İngilizcesi olan ama Türkiye’de hiç basılmamış bir kitapla karşılaştım. Araştırmalarım sonucu Özal’ın bu kitabı 1989’da yazdığını ve aralarında Margaret Thatcher’ın da bulunduğu Avrupalı siyasetçilere hediye ettiğini öğrendim. Altı ay kadar önce Ahmet Özal’ı aradım ve kitabı Türkçe’ye tercüme ettirip basmak istediğimi söyledim, çok hoşuna gitti, çok yardımcı oldu. Semra Hanımefendi’ye telif ücretini ödeyip sürece başladık.”
TARİHÇİ Mİ AKADEMİSYEN Mİ
Peki Selman Bey, bir akademisyen olarak baktığınızda kitabın dilinin ve analizlerinin Turgut Özal gibi bir siyasetçinin kalemine göre fazla mesafeli ve akademik kaçtığını siz de düşünmediniz mi?
“Düşünmez olur muyum” dedi Selman Bey, “Sizin gibi ben de bunu sorguladım birkaç kez ama kitabın Fransızca baskısında yazar olarak Özal’ın adı geçtiği için kitabı öyle bastım… Ama Semra Hanım’a bu konuyu sordum bir defasında…” Semra Hanım bir süre önce yayıncı Selman Bey’e laf arasında bir akademisyenin kitabın hazırlanmasında Özal’a yardım ettiğini söylemiş.
Bir diğer tez, Başbakan Erdoğan’ın danışmanlarından Savaş Barçın’dan: Özal, 1989’da Avrupalı parlamenterlere Türkiye’nin AB’ye girmesinin ne kadar faydalı olacağını anlatmak için böyle bir kitap hazırlamaya karar veriyor. Amaç, “Hey Avrupa biz ortak bir kaderi paylaşıyoruz” diyebilmek. Bunun için de Devlet Planlama Teşkilatı’nda bir araştırma grubu oluşturuyor, söz konusu grubun başında da tarihçi bir akademisyen var. Fakat Barçın da bu tarihçinin adını hatırlamıyor.
Israrlarım üzerine Selman Bey, gizli kahraman tarihçinin ismini öğrenmek için bir kez daha Semra Hanım’la irtibata geçti fakat nafile… Hatta işler iyice karıştı çünkü Semra Hanım bu kez de Özal’a yardımcı olan kişinin bir tarihçi değil, hariciyeci olduğunu, şimdilik ismini açıklamak istemediğini söyledi.
Aile isim vermekten kaçınıyor, yayıncı sorularına cevap bulamıyor… Bu arada 2007’de Fehmi Koru’nun MHP’ye aday olan rahmetli Gündüz Aktan’ın Türkiye tarihiyle ilgili fikirlerini eleştirmek için bu kitabı referans gösterdiğini, Aktan’a “Sen o kitapta böyle böyle yazmıştın” dediğine de şahit olmuştuk. Yani Özal ailesi ve yayıncı tarafından olay bir sır, bir muamma gibi takdim edilse de ‘Özal’ın yazdığı tek kitabın’ Gündüz Aktan tarafından yazıldığı kabul edilmiş, üstünden tartışmalar yürütülen bir gerçek… Bu durumda kitabın gelirlerinin nasıl paylaşılması gerektiği asıl soru herhalde…
Ezgi Başaran’ın Hürriyet gazetesindeki 4 Temmuz 2010 tarihli köşesinden
Yazıları posta kutunda oku