Tüm dünyada temel eğitim sisteminin amacı çağı, toplumsal koşulları özümseyerek gerektiğinde onlara karşı çıkabilen, üretim biçimlerine uygun beceriler kazandırılan aydınlanmış, özgür, nitelikli yurttaşlar, daha doğrusu yurtseverler toplumu oluşturmaktır. Kindar değil ama “dindar” olmak demokrasilerde özgür bireylerin seçimi değil midir?
Neyse, asıl konumuz bu değil. Asıl konu: 8, 12 ya da 4+4+4 olsun, temel eğitim sistemimizden aydınlanmış, özgür, nitelikli yurttaşlar çıkıyor mu? Amacından sapmış bir öğretimi kaça bölerseniz bölün sonuç değişmez. Bu sistemden çıkan öğrencilerin binlercesi sınavlarda sıfır çekiyor. Gerisi hikaye…
Asıl analiz edilmesi gereken konu bu…
Dolabınızda ekmek yoksa ziyafet hayali kurmak zordur.(1) Temel eğitimi bitiren öğrenci bir konuyu mantıklı bir düzen içinde anlatamıyor, yazamıyorsa, güzelim Türkçeyi kullanamıyorsa, bilimsel kavramları içi boş sözcükler olarak anımsıyorsa, beceri fakiriyse, okumanın, sanatın erdeminin farkında değilse bu dolabında ekmek olmayandır. İmamın da, mühendisin de, şairin de güzel yazı yazmaya, hesap yapmaya, ülkesinin tarihini, coğrafyasını, maddi koşullarını doğru bilmeye ve aklını kullanmaya gereksinimi vardır. Yolunu kaybeden toplumlar çıkmaz sokaklara ad takarak oyalanırlar.
Büyük bir üzüntüyle izleniyor ki; Cumhuriyetin ilk döneminde, tüm güçlüklere karşın o dönemin koşullarına uygun olarak oluşturulan ve tüm dünyaya örnek olan “Milli Eğitim Sistemi”, sistemin gözbebeği Köy Enstitülerinin kapatılmasıyla başlayan süreçte kan kaybede kaybede, nihayet bugün çökmektedir. Kafa yerine başlık değiştiren biri, bu dünyada zorluk çekecektir. Tevhid-i Tedrisat yasasının son kalıntıları ile Türkiye çöküşe direniyor… (2)
Üİkenin devrimci, aydınlanmacı, halkçı, plancı, kamucu karma ekonomi sisteminden 1950’lerden itibaren kurbağanın sıcak suda yavaş yavaş haşlanması gibi ve 1980’lerden itibaren aynı yöntemle beyaz ve mavi yakalı emekçilerin temel hak özgürlüklerinin iyice kısıtlanması, eşitsiz bölüşüm, sadaka demokrasisi ve de tüm bunlar ilave olarak ” köşeyi dönme” ideolojisinin aşılanması ile sınıf bilincinden uzaklaştırılan kitlelerin hızla lümpenleşme sürecine girmesine yol açtı. Marx’gil bir tanım olan lümpen tanımı sınıf bilinci ve toplumsal değerlerden uzak bilgisiz, görgüsüz yığınları ifade ediyor. Giderek haksız- nedensiz zenginleşme ile hızla oluşan kesim de “Lümpen Burjuvazi” olarak nitelendiriliyor.
Bu sürecin daha ileri aşamalarını tanımayanlar da var. İnsanı insan yapan değerlerin hızla yitirilmesi sürecini, Alev Alatlı, “Beyaz Türkler Küstüler” adlı kitabında hızlandırılmış kapitalizmle birlikte bir eblehleşme, “Paçozlaşma” dönemi yaşanıyor biçiminde yorumluyor.
Paçoz, sözcüğünü ise şöyle tanımlıyor:” Paçoz, kendi çıkarları için her yolu mübah sayan, küstah, beş para etmez, sokak kurnazı, zevzek, müptezel, basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz, pespaye, nekes, terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş. Dostoyevski ise bu olgu için ‘Puşlost’ (Poshlost) sözcüğünü kullanıyor. Topluma musallat olan, iblis ayarlı, paçozluktur, Puşlost. Puşlost tüm bu kavramları içinde toplayan tanımlama. Bizde de Ömer Seyfettin’in Efruz Bey tiplemesi, Nesin’in Zübük’ü kısmen buna yakındır. Ama benim ele aldığım paçozluk süreci Puşlost’a daha yakın ve korkum o ki, bu iblis Türkiye’ye yerleşmektedir. Paçozluğun dini, ırkı, sınıfı, cinsiyeti yoktur ve giderek Türkiye’ye yerleşiyor…”(3)
Ve bakın bu paçozlaşma sürecine Memduh Şevket Eygi gibi bir islamcı bile Milli Gazetede nasıl isyan etmişti:
“İSLAMCILIĞIN cıcığını çıkarttınız, Allah belânızı versin!.. Ben çoğunuzun o eski mücahitlik günlerini de bilirim, ne nutuklar atıyor, mangallarda kül bırakmıyordunuz. Sonra mücahitlik postunu çıkardınız müteahhit oldunuz…
Bre uğursuzlar!..
İslam’da devlet ve belediye bütçelerini hortumlamak var mıdır?
Rüşvet almak var mıdır?
Haram yemek var mıdır?
Her türlü emanete hıyanet etmek var mıdır?
Yalan söylemek, halkı aldatmak var mıdır?
Arsa ve arazileri yapılaşmaya açarak, binalara fazla kat çıkma izni sağlayarak haram komisyonlar almak var mıdır?
İhalelere fesat karıştırmak var mıdır?
Haram yollarla süper zengin olmak var mıdır?
Size beddua ediyorum. Allah belanızı versin!.. İki yakanız bir araya gelmesin!.. Haram servetlerinizi huzur içinde yiyemeyin emi!..
Müslümanların yüzünü kara çıkarttınız.. Başınız belâdan kurtulmasın…”
Başkası söylese maazallah…
Bize söyleyecek bir söz kalmadı…
Değerler ve aydınlanma üzerine kurulu Cumhuriyet dönemi eğitim sistemini çağın koşullarına göre geliştirileceği yıllara özlem ve sağlıklı bir yeni yıl ve de ikinci yüzyıl dileği ile…
(1)Doğan,KUBAN;”Çöküntü Senaryoları”, Cumhutiyet Bilim-Teknik, 13.04.2012
(2)a.g.y.; a.g.m.
(3) Şenay YILDIZ/ [email protected]
Bir yanıt yazın