1
ELİÇİBEY’İ NASIL, NE ÇABUK UNUTTUK?
HÜSEYİN MÜMTAZ
Elçibey;
1.Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk yurt dışı ziyaretini 24-27 Haziran 1992’de Türkiye’ye gerçekleştirip Ankara’ya geldiğinde uçaktan inince eğilip toprağı öpmüştür.
2.TBMM’de yaptığı konuşmada, takip ettiği yolun “Mustafa Kemal’in yolu” olduğunu vurgulamış; ziyaret ettiği Anıtkabir defterine “Ey büyük Türk, büyük komutan. Sizi ziyaret etmekle kendim ve milletim adına onur duydum. Senin askerin Elçibey” diye yazmıştır.
3.Mezar taşında; “Burada şerefli bir Türk askeri yatır” yazmaktadır.
Sovyet döneminde Türkçülük ve bağımsızlık duygusu aşılamaya çalışan Elçibey’in faaliyetleri KGB’nin dikkatinden kaçmadı ve gözaltına alındı. 1975’te Sovyetler Birliği karşıtı propaganda yapmak suçundan tutuklandı. Bir yıl 7 ay siyasi tutuklu olarak hapis hayatı yaşadı ve taş ocakları gibi ağır işlerde çalıştırıldı.
1988’de Azerbaycan’da Sovyetler Birliği karşıtı halk hareketi başladı ve Elçibey bu hareketin önderleri arasında yer aldı. Halk hareketi 1989’da Azerbaycan Halk Cephesi (AHC) ismi altında kurumsallaştı ve Elçibey AHC başkanı oldu.
Tam bu arada “komünizmin tamamen kendi iç çelişkileri yüzünden” Sovyet ülkelerinde bir çöküş başladı.
Bütün Sovyet ülkeleri içinde bir tek Azeriler silaha sarıldı. Bağımsızlıklarını savaşarak aldılar. Diğerleri ise ortada Sovyetler kalmadığından “kendiliğinden” bağımsız hâle geldiler.
Azerbaycan’daki iç rahatsızlıklar (yeni milliyetçilik, eski komünizm) zaten sıcak çatışmalara dönüşmüştü ve bu çatışmalar bağımsızlık ve ayrılık çağrısına yol açtı; olaylar Bakü’de yaşanan Kara Ocak’ta doruğa çıktı. 1990 yılından sonra, Azerbaycan SSC Yüksek Konseyi, başlıktaki “Sovyet Sosyalist” kelimesini kaldırdı, Azerbaycan Cumhuriyeti Bağımsızlık Bildirisi’ni kabul etti ve devlet bayrağı olarak Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin bayrağını kullanmaya başladı. 18 Ekim 1991’de Azerbaycan Yüksek Konseyi, ülkede yapılan referandum yoluyla Bağımsızlık Bildirisi’ni doğrulattı ve Aralık 1991’de Sovyetler Birliği resmen dağıldı.
Kara Ocak (Azerbaycanca: Qara Yanvar), Kara Cumartesi veya 20 Ocak faciası, 1990 Ocağında 19’unu 20’sine bağlayan gece Sovyet Ordusu’nun Azerbaycan SSC’nin başkenti Bakü’ye girmesiyle gerçekleştirilen katliamdır.
Bu katliama “Kara Ocak” denmektedir ve asıl neden ise Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti talepleri ile alakalıdır. Ermenilerin artan toprak talepleri karşısında büyük bir Azerbaycanlı kitlesi tepki göstermiş ve “Ermeniler Dışarı” sloganları atarak yürüyüşler tertiplemişlerdi. Buna misilleme olarak Ermenistan’da yaşayan çok sayıda Azerbaycanlı kovulmuştu.
13 Ocak 1990’da başlatılan isyanları durdurmak için Sovyet Ordusu Bakü’ye girerek isyanı kanlı bir biçimde bastırdı. Sovyet birlikleri, 20 Ocak 1990’da Ermenileri korumak iddiası ile Bakü’ye giderek 143 kişiyi öldürdü. Sovyet Ordusunun sert müdahalesi Azerbaycan halkında büyük tepkilere sebep oldu. Bu işgal, bastırmayı protesto eden Azerbaycanlıları cezalandırmaktan öte, artan milliyetçi akımları ve bağımsızlık girişiminde bulunabilecek tüm Sovyet cumhuriyetlerine bir gözdağı niteliğindeydi. Ancak bu taktik geri tepti ve Sovyet yönetimi altındaki Azerbaycan’da, diğer Sovyet Cumhuriyetlerinde de olduğu gibi, milliyetçilik akımını ve bağımsızlık talebini hızlandırarak, Azerbaycan halkında Sovyet yönetiminin topluca reddine neden oldu ve Sovyetler Birliği’nin çöküşünü hızlandırdı.
7 Haziran 1992 tarihinde 2’inci Azerbaycan cumhurbaşkanlığı seçimini düzenledi. Seçimlerde geçerli oyların %59,4 alan Elçibey 2’inci Azerbaycan cumhurbaşkanı seçildi (birincisi kim?) ve 16 Haziran 1992 günü Azerbaycan Millî Meclisi’nde düzenlenen yemin töreninde cumhurbaşkanlığı yemini etti.
Elçibey, Birinci Karabağ Savaşı’ndaki yanlış adımları sebebiyle cephe komutanı Suret Hüseynov’u 1993’te görevden almıştır. Fakat Rusya’nın Azerbaycan’ı terk ederken bıraktığı silahları alan Suret Hüseynov Gence’de darbe girişimini başlatmış ve tanklarını Bakü’ye yöneltmiştir. Elçibey’in istifasını talep eden Suret Hüseynov Gence Darbesinin lideri olarak cumhurbaşkanıyla görüş talep ediyordu. Elçibey yardım için dönemin Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Yüksek Meclis Başkanı Haydar Aliyev’i Nahçıvan’dan Bakü’ye davet etti. Haydar Aliyev’in Bakü’ye gelip Elçibey’le görüşmesinin ardından Elçibey, iç savaşı önlemek sebebiyle bir grup insanla Bakü’yü terk ederek doğduğu Keleki köyüne gitmişti.
Sonrası malûm…
1993-2003 arası Haydar Aliyev;
(Haydar Aliyev: 1944’te KGB’de görevlendirilmiştir. O zamandan itibaren Sovyet devlet istihbaratı dâhilinde farklı görevlerde çalışan Haydar Aliyev, general rütbesine kadar yükselmiş ve 1967 yılında Azerbaycan SSC Devlet Güvenlik Komitesinin başkanı olarak görevlendirilmiştir.
1982 Aralık ayında Sovyet İttifakı Komünist Partisi Merkezi Komitesi Siyasi Bürosu’nun üyesi seçilmiş, SSCB Bakanlar Kurulu başkanının birinci yardımcısı vazifesine yükseltilmiş ve SSCB’nin rehberlerinden biri olmuştur. Haydar Aliyev yirmi yıl süresince SSCB milletvekili olmuş, 5 yıl ise SSCB Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcılığı yapmıştır).
Ve…2003’den günümüze oğlu İlham Aliyev… 2023’de tam 20 yıl olacak.
Bütün Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde olduğu gibi babadan oğula geçen iktidar veraseti geleneği…
…
Azerbaycan’a “savaşarak” istiklalini kazandıran Elçibey ortalıkta hiç yok, unutuldu.
Adını anan yok.
Ama Elçibey’in mezarında; “Burada şerefli bir Türk askeri yatır!” yazar(dı).
SEN HEP VÂR OLASIN CAN AZERBAYCAN!
Yazıları posta kutunda oku