Türklerin Tarihin’ den 2-3 dakika !
Attila’nın Roma akınlarının sebebi neydi? Cevabı ağaç gövdeleri verdi…
Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasında anahtar etkenlerden biriydi…
Yeni bir araştırmadan çarpıcı sonuçlar çıktı
Attila ve Hunların Roma İmparatorluğu’na saldırılarının ardında yatan sebep, yapılan yeni bir araştırmaya göre Tuna Nehri’nde yaşanan KURAKLIK olabilir…!
Araştırmacılar, geçtiğimiz 2 bin yıla dair iklim verilerini, ağaçların gövdelerindeki halkalardan edindikleri bilgiler ışığında inceledi. Sonuçlar Doğu Avrupa’daki Hun bölgesinde 430 ve 450’li yıllar arasında sıra dışı geçen yaz mevsimleri ile ciddi kuraklık dönemleri yaşandığını gösteriyor.
Bu kurak dönemlerin, Hunların Romalılara karşı düzenli akınların sebebi olabileceği düşünülüyor. Bu dönemlerde Hunların, Roma İmparatorluğu’nun işlenmeye uygun topraklarını ve çiftlik hayvanlarını ele geçirmek için akınlar düzenlediği tahmin ediliyor.
Tarihteki en güçlü savaşçılardan biri olarak değerlendirilen Attila, Hunları Milattan sonra 434 yılından, öldüğü 453 yılına kadar yönetti. Tanrının Kırbacı olarak da bilinen Attila, günümüz Almanya ve Avusturya’sında yaşayan Gotlara saldırmasının ardından, Roma İmparatorluğu’na sefer düzenledi.
Temelde yatan sebep iklim değişiklikleri mi?
Bu yeni araştırma Cambridge Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütüldü ve Roma Arkeolojisi Dergisi’nde yayınlandı. Araştırmacılar, Hun İmparatorluğu’nun, Romalılara yönelik saldırgan tutumunun temelinde, aşırı iklim değişiklikleriyle başa çıkabilme stratejisinin olabileceğini düşünüyor.
Yayınlanan araştırma sonuçlarında şu ifadeler kullanılıyor: “4. ve 5. yüzyılda, Doğu ile Merkez Avrupa’ya düzenlenen Hun akınları, Roma İmparatorluğu’nun sonunu getiren anahtar etkenlerden biri olarak değerlendiriliyor. Geç dönem yazılı Roma kaynaklarında bahsedilen Hunların gösterdiği saldırganlık, iklimde yaşanan dalgalanmaların sonucu olabilir.”
Attila kimdir?
Dünya tarihinin en güçlü savaşçılarından biri olarak değerlendirilen Attila, MS 434 ile 453 yılları arasında Hunlara liderlik etmiştir. Attila, Almanya’dan, Hazar Denizi’ne kadar uzanan topraklarda egemen oldu ve Mart 453’te, 4o’lı yaşlarının ortasındayken yaşamını yitirdi. Attila’nın ölüm sebebine dair kesin bilgi olmamakla birlikte, evlilik gecesinde burun kanaması sebebiyle boğulduğu ya da yeni eşi Ildico tarafından öldürülmüş olabileceği iddiaları bulunmakta. Bedenine ne olduğu ve mezarının yeri bilinmemekle birlikte, cenazesiyle ilgili günümüze ulaşan tek yazılı kaynak, mezarının bir krala yakışır seviyede olduğunu belirtiyor. 6. yüzyılda yaşayan Jordanes adlı antik yazar, Attila’nın üç tabuta birden gömüldüğünü söylüyor: “En içteki tabut altından, onun üzerindeki gümüşten ve en üstteki tabut demirden yapılmıştı.” Budapeşte’de yer alan Pázmány Péter Katolik Üniversitesi’nden Profesör László Veszprémy, mezarın yerinin Büyük Macar Ovası olabileceğini söylüyor.
Tek bir ağaç bile kritik bilgiler barındırabilir
Ekibin çalışması arkeolojik, tarihi ve ağaç halkalarından alınan izotop örneklerinin analizini de içeren ekolojik kanıtları bir araya getiriyor. Bir ağacın halkalarının kimyasal karakteristiği, ağacın yaşamı boyunca geçirdiği her yılın mevsimsel koşulları hakkında bilgi verebiliyor. Araştırma, günümüz Çek Cumhuriyeti ve Güneydoğu Bavyera’sında 21 yaşayan ve 126 kurumuş meşe ağacı kalıntısı üzerinde, 27 bin 80 ayrı ölçümleme ile yapıldı. Karbon ve oksijenin izotopik imzalarının analizi, geçmiş dönemlerdeki iklim şartlarının görülebilmesini sağladı.
Şimdiye dek Hunların Roma’ya saldırılarının sebebiyle ilgili yazılı kaynak yetersizliğinden doları belirsizlik bulunurken, yapılan araştırma saldırıları iklimsel değişikliklere bağlıyor. Sonuçlar, Milattan sonra 420 ile 450 arasında yaşanan kuru dönemler sebebiyle iklimsel dalgalanmaların Hunların yaşadığı Tuna ve Tisza nehirlerinin ötesindeki arazilerin çoraklaşmasına, buradan alınan mahsüllerin de insan ve hayvanların beslenmesi için yetersiz kalmasına sebep olabileceğini gösteriyor.
Araştırmaya göre Hun saldırılarının en yıkıcı olanları, 447, 451 ve 452 yıllarında gerçekleşti ve bu yıllarda Avrupa’nın Karpatya Havzası’nda aşırı kuru yaz mevsimleri yaşandı.
Cambridge’den araştırmanın yazarı Dr. Susanne Hakenbeck’in MailOnline’a verdiği bilgilere göre, bu iklimsel değişiklikler bölgedeki Romalılara karşı düzenlenen akınları artırmış olabilir.
“Kuraklık, büyük hayvan sürülerine sahip Hunların, bu sürüleri koruyabilmelerine engel oldu. Hunlar büyük oranda bu sürülere bağımlıydı” diyen Hakenbeck, sözlerine şöyle devam ediyor: “Saldırıların hedeflerinden birinin yiyecek ve canlı hayvan kazanmak olması muhtemel, ancak buna dair bir kanıtımız yok. Hayvancılıkla uğraşan toplumlarda canlı hayvanlar için akınlar düzenlenmesi sık rastlanan bir durum.”
Hunlar Romalıları nasıl yendi?
Hunlar Merkez Asya’dan gelen göçmen bir topluluktu. Avrupa’ya göç ettiler ve Roma İmparatorluğu’nu tehdit ettiler. Asya’daki kurak dönemden kaçtıkları, yemek ve su peşinde geçtikleri toprakları bir yandan fethettiler. MS 216’dan itibaren Hunların kontrolündeki topraklar kuzeyde Sibirya, güneyde Tibet, doğuda Pasifik Okyanusu ve batıda Hazar Denizi’ne kadar uzandı. Beslenmeleri daha çok et ve balığa dayanıyordu. Ayrıca Hunların çok fazla akdarı tükettiği de, kemikleri üzerinde görülen belirgin kimyasallar ile ortaya çıktı. Göçebe hunlar, ekildikten sadece bir kaç hafta içerisinde hasat edilebildiği için akdarı yetiştiriyordu.
Roma uygarlığının temeli tarım olarak değerlendirilir. Romalılar da tarımla uğraşmak yerine göçebe bir hayat süren Hunlarla büyük sorun yaşadılar. Dördüncü yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırlarına düzenlenen sürekli Hun akınları, imparatorluğun yıkımını da hazırlamış oldu. At sırtında uzun yaylar ile düşmanlarına saldıran Hunlar, Romalılar için büyük dehşet ve yıkım kaynağı oldu.
Beş günlük yolculuk genişliğinde’ toprak talep etti
Hunların altın talebinde bulunduğunu ve bir noktada da Tuna Nehri boyunca ‘beş günlük yolculuk genişliğinde’ toprak talep ettiğini söyleyen Dr. Hakenbeck, “Attila’nın altın talebinin sebebi bu altınlarla savaşçılarının bağlılığını güçlendirmekti. Ancak Tuna kıyısında istediği topraklar iklimle başa çıkma stratejisinin sonucu olarak görülebilir, sonuçta nehre yakın topraklar kuraklık dönemlerinde daha iyi otlaklar sunuyor” diyor.
Her ne kadar Avrupa’da Hun İmparatorluğu “Barbar” olarak adlandırılsa da, araştırma yaşanan olayları belgeleyen tarihi kaynakların, olaylara ilk elden şahit olmamış elit tabakadan Romalılar tarafından yazıldığına dikkat çekiyor.
Başta Roma ve Hunlar arasındaki diplomasi oldukça karmaşık ancak her iki taraf için de yararlıydı ve bu da Hunların bolca altına sahip olabilmesine yol açtı. Ancak iklim değişikliği bu durumu değiştirmiş olabilir.
Araştırmada, bununla ilgili şu ifadeler yer alıyor: “Bu işbirliği sistemi 440’larda bozuldu ve Hunların Roma topraklarına düzenli akınlar düzenleyip, altın taleplerini yükseltti. Sonunda bir kaç on yıl boyunca süren saldırıların ardından, MS 453 yılında Attila burun kanamasının yol açtığı boğulma sebebiyle ölünce, oğullarının taht kavgası ile Hunlar Roma için tehdit olmaktan çıkıp, topraklarının çoğunu kaybetti.”
Macarlar ve Hunlar
İngilizcede “Hungary” olarak isimlendirilen ülkenin, Hunlara bu ismin verilmesi ile bir ilgisi olduğu düşüncesi bilindik bir yanılgıdır. Hun ismi, Yunanca Ounnoi kelimesinden gelmektedir ve günümüzde kullanılan “Hungary” kelimesinden bağımsızdır. Cambridge’den Dr. Susanne Hakenbeck şöyle diyor: “Bu konuda yazılı kaynaklar çok detaylı değil ancak bildiğimiz kadarıyla Hunlar beşinci yüzyılda aşağı Tuna’nın kuzeyinde yer alan, günümüz Romanya’sına yerleşmiş ve sonrasında bugün Macaristan – Hungary – olarak bildiğimiz ülkeye göç etmişlerdir.”
Iyi pazar’ lar,
S Atasoy.
DailyMail’ haberi türkceye cevrildi.