Evlilik yaşı(?!)-KUR’AN!
Meydanı çoooktan beridir bomboş bulduklarından; doğaya, hayvana, kadına, çocuğa tüm zulümlerine rağmen, dinin sahibiymiş gibi davranan/dinî tekellerine almış, işlerine gelmeyen herkesi ‘kâfir-cehennemlik- ilân eden, din satıp saltanat kuran gerici, kapkara yobazların eğitildikleri târikatlara, siyasetçilerin tek laf etmeye niyetleri olmadığı gibi güçleri de yetmiyor. Oy hesabıyla(kitlesel oylar deposu), sustukları bu târikatlar, zâlim yetiştiriyorlar. Çünkü, KUR’AN, (Zümer,32) ayette: “ALLAH hakkında yalan söyleyenler en zâlimlerdir.” der. Ne yaman çelişki; bu yobazlar olmasın diye KUR’AN var!!! Onlar da KUR’AN’ı kullanarak var olmaya çalışıyor, zulümlerine KUR’AN’ı kalkan/perde/kılıf yapıyorlar.
Okur-yazarlıkları şüpheli, ağızlarından salya akan yobazların, sapıklıkları ve kötü amaçları için kullandıkları KUR’AN; bu ahlâk yoksunlarının ellerinden, dillerinden, iftiralarından kurtarılmalı.
Bakın İran’a; özgürlüklerini kara-kapkara yobazların ellerinden alabilmek için nasıl da canları pahasına mücadele ediyorlar. Türkiye’nin uyanması için, zamanlama müthiş! Tanrı’nın akış sistemi; ‘kaybetmeden mücadele et, cesur ol, şimdi mücadeleni vermezsen gör başına gelecekleri’ diyor.
Tanrı’nın inanılmaz uyarıları var; hem KUR’AN’da hem de hayatın akış sisteminde, görebilene!.
(Lokman,33):”Dikkat edin sizi ALLAH ile aldatmasınlar.”
KUR’AN; (Âlî-İmran sûresi,7) ‘ayetler, muhkem ve müteşâbih olmak üzere ikiye ayrılır’ der ve;
“Muhkem ayetler, kesin anlamlıdır/ açık-net-anlaşılır hükümler içerir/herkes tarafindan kolaylıkla anlaşılır. Müteşâbih ayetleri bilgi sahibi olmayanlar kavrayamaz. Kalpleri ve düşünceleri kötü niyetli olanlar, kafaları karıştırmak ve kendi görüşlerine uygun yorumlamayı diledikleri için, öncelik tanıdıkları müteşâbih/çok/çeşitli anlamı olan ayetleri bile bile yanlış anlamlandırırlar.”
bilgisiyle muhteşem uyarılarından birini yapar.
Rüşvet vermeyin!(Bakara,188)
Verdiğiniz sözleri yerine getirin!(İsrâ,34)
Sorumlulukları ehline verin,
sorumluluklarınızı yerine getirirken adil olun/adalete uyun!(Nisa,58)
Yap(a)mayacaklarınızı söylemeyin!(Saff,2)
Sakın dengeyi bozmayın. Dengeyi titizlikle ve adaletle koruyun.(Rahman,8)
İşte muhkem ayetler böyle açık-net-anlaşılır ve evrensel ilkeler içerir.
Ayrıca ve en önemlisi, bu hüküm içeren ayetler sadece öğüt-uyarı-öneri-tavsiyedir! Çünkü;
(Müddessir,54-55): “KUR’AN, kesinlikle bir öğütler Kitabıdır, dileyen öğüt alır.” der!
Evlilik yaşı ile ilgili muhkem ayet arayışına gelince;
KUR’AN’da; açık olarak ‘evlilik yaşı’ hükmü içeren ayet yoktur; ‘evlenme yaşı şudur’ gibi.
(Nisa,6) ayette ‘nikâh yaşından’ söz etse de, tam yaş vermediği gibi, KUR’AN’ın HAK kavramına verdiği önemin gereği; vurgu yapılan, Vahyin indiği dönemde, insan sayılmayan kadınların ve ‘yetimin/çocuğun hakkı’ dır. Yetimin, rüşd/olgunluk hâli oluşana kadar malını yani haklarını koruma altına almanın yollarından birini gösterir.
Açık hüküm içeren ayet olmayınca; ALLAH’ın uyarısını (Âlî-İmran,7)’de çok net ortaya koyduğu gibi; “müteşâbih/çok/çeşitli anlamı olan ayetleri bile bile yanlış anlamlandırırlar.” yolunu seçiyorlar. Zorlama yorumlarla, kendi düşüncelerini KUR’AN’a onaylaytırmak istiyorlar. Demek ki açık hüküm olmayınca; müteşâbih ayeti sapkın anlayışları ile dayatıyorlar. Hâlbuki, müteşâbih ayetin anlaşılma şartını da ayetin içine yerleştirmiş Yaradan.
İlim/bilgi/derin araştırma!
‘Müteşâbih ayetleri bilgi sahibi olmayanlar kavrayamaz’ diyor. Ne muhteşem bir uyarı!
Evlilik yaşı temelinde; âyette sözü edilen, ‘bilgi sahibi’ olma; yasalar-sosyoloji-psikoloji-pedagoji-psikiyatri-anatomi-hukuk-insan hakları-çocuk hakları- gibi bilimsel disiplinler arası bilgilere basvurularak en iyi, en faydalı çözüm ortaya konularak, temel asgari yaş insanlara sunulacak.
Müteşâbih Ayetler; zamana, çağa, şartlara göre değişen durumlara çözüm üreten, kavram-kök anlam ve bilimsel araştırmalarla, ulaşılacak anlam boyutlarıyla KUR’AN’ın zamanlar üstülüğünün, evrensel çözüm yollarının muhteşemliğini ortaya koyuyor.
Ayetler, her dâim KUR’AN içinde aranarak anlamlandırılacak.
Gereklilik ayeti;
(Yunus,37): “KUR’AN kendini tefsir eder/detaylandırır/açıklar.”
Yobazlar, KUR’AN’da bulamayınca; son çare, kutsallaştırdıkları(?!) Peygamberin (hikaye-rivayet) hadis-sünnetine bakarız diyorlar. Ki öyle yaparak, KUR’AN’a eksiklik izafe ediyorlar. O zaman da şu ayete çarpıyorlar.
(En’âm,38):”Biz Kitap’ta/KUR’AN’da hiçbir eksik bırakmadık.”
Peygamberi ALLAH’a ortak ederek önce, ALLAH’a iftira ediyorlar; yanına ortak koydukları/TEVHİD(Teklik-ALLAH’tan başka ilâh yoktur) bozulduğu, şirk kapısı açıldığı için.
ALLAH’ın muhteşemliğini-mükemmeliğini anlamak, görmek için, bırakın dünyayı ve tüm içindekileri; kafanızı kaldırıp gökyüzüne, uzaya, evrene, kâinata bakmak yeter.
Sonra da peygambere iftira ediyorlar; ALLAH’ın ortağı yaparak. ALLAH, Onu zaten insanlığın en üst mertebesi peygamberliğe yüceltmiş ama KUR’AN’ı iletme görevi, elçilik dışı hiçbir yetki vermemişken!
Dinin sahibi ALLAH, sözün sahibi de ALLAH. Ayeti/maksadını çoook iyi araştırmak ama sadece KUR’AN içinde araştırmak/ kavramaya çalışmak ALLAH’a ve Sözü olan Ayetlere sonsuz saygının gereği ŞART!!!
Dar kalıplara, kopyala-yapıştır yöntemlere hapsedilmiş evrenin Kitabı KUR’AN’ın, bilimsel yöntemlerle(kök anlam, etimoloji, epistemoloji, dilbilim, çeviribilim vb.) özenle-titizlikle yapılmış Türkçe çevirilerine çok ihtiyaç var.
‘Açıp da KUR’AN’a bir bakalım; ALLAH böyle mi söylemiş’ diyen, araştıran, anlamaya çalışan, KUR’AN’a gereken önemi-saygıyı gösteren, sahip çıkan YOK!!!
Yasemin Çin
Yazıları posta kutunda oku