AKP MKYK üyesi Metin Külünk, partisini ‘serbest piyasa’ ilkelerini esas alan ekonomi politikalarını değiştirmeye çağırdı. Külünk, “İsteyen istediği etiket fiyatını koyuyor, devlet de bunu seyredecek. O zaman devleti geri çağırmalıyız. Yeni bir modeli geliştirmemiz gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere iktidarın temsilcileri Türkiye ekonomisinin serbest piyasa ilkelerine bağlılığını sıklıkla ifade ederken AKP MKYK üyesi Metin Külünk’ten ilginç bir çıkış geldi.
Radyo Sputnik’te yayınlanan “Ankara Farkı” programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Külünk, neo-liberal politikaların terk edilmesi ve ekonomide devletin geri çağırılması gerektiğini dile getirdi.
Külünk şunları kaydetti:
“Gelir dağılımındaki hatların birbirinden uzaklaşmasını engelleyecek yeni bir ekosisteme ihtiyacımız var. Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler temelli Neo-liberal politikaları terk etmeliyiz. Artık çok ciddi anlamda küresel ölçekte de ‘Devleti geri çağırmalıyız’ tartışması var. Devlet geri gelmeli tartışmasının dışında kalamayız. İsteyen istediği etiket fiyatını koyuyor, devlet de bunu seyredecek. Neden? Çünkü serbest piyasa koşulları var. Peki devlet kendi vatandaşının serbest piyasa koşullarının karşısında mutsuzluğunun artarak bu mutsuzluğun devletle bağını koparacak bir modellemeye dönüşmesine izin verir mi? O zaman devleti geri çağırmalıyız. Tarladan itibaren bütün zincir stanttaki fiyatların oluşumuna göre planlanmış. Şimdi devlet bunu gördüğüne göre buraya yoğunlaşmak mecburiyetinde. Yeni bir modeli geliştirmemiz gerekiyor. İnsansız üretimle beraber dünyada dijitalin iktisadi hayatta merkeze oturmasıyla beraber önümüzdeki süreç gelir dağılımındaki uçurumu derinleştirecek. Burada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde var olan bizlere, yani iktisatçılarımıza, sosyologlarımıza, uluslararası ilişkiler uzmanlarımıza çok ciddi bir ödev düşüyor. Biz dünyanın önüne bir model koyabiliriz. Yani dijital ve yapay zeka ile ortaya çıkacak uçurumun derinleşmesinin nasıl engellenebileceğine dair, dijital üzerinden yeni bir ekosistem inşası noktasında ve bu sistemde orta sınıfın yok olmasını engelleyici bir modeli düşünmeliyiz. Böyle bir modeli sahip olduğumuz değerlerle ortaya koyabilmeliyiz. Tarıma, üretime ve dijitale dayalı bir orta sınıf nasıl başarırız sorusunun cevabını vermek zorundayız. Amerika da, Avrupa da bunu arıyor. Çünkü Amerika ve Avrupa’nın da orta sınıfı kayboluyor ciddi anlamda. Bu perspektifte sizin mutlaka devlet mevhumunuzu bu küresel yeni dalga karşısında vatandaşımızın huzurunu sükunetini esas alacak vatandaşlık hukukunun korunması noktasında bir yeni modellemeye ihtiyacımızın olduğunu söylüyorum. Onun için mutlak surette orta sınıfı ayakta ve güçlü tutmak mecburiyetindeyiz.”