Dini nikahları varsa sorun olmazmış.
Kısaca ben buna çüş diyorum.
Yalancı iki şahit yeterli olacak yani.
Namertçe yaşanan gizli bir ilişki aklanmış olacak.
Bu ülkede medeni kanun artık geçerli değil mi?
Şeriat kanunları ile çelişki olunca şeriat kanunları mı geçerli sayılıyor artık.
Bir de şu dini nikah konusuna gelelim.
Denilene göre iki erkek, ya da bir erkek ve iki kadın şahit huzurunda İslami sözler ve uyarılar söylendikten sonra bir kağıda şahitler, gelin ve damat, ve nikahı kıyan kişinin adları yazılarak elde edilen bir senet yeterli olacakmış.
Peki ya devletin bu nikahı onaylaması, kayıt altına alması.
Buna gerek yok.
Devlet bu şahitler ve senet önüne getirilince nikahı resmi nikaha denk sayacakmış.
Saymalıymış.
Peki bunun Avrupa’da nikahsız yaşamadan ne farkı var.
Bana sorarsanız hiç farkı yok.
Hatta dini nikah şaklabanlığı ile yaşanan gizli ilişkiler söz konusu olunca çok daha üstün.
Avrupa’da resmi nikah olmadan yaşayanlar ilişkilerini saklı yaşamıyorlar.
Anaları, babaları, dost ve ahbapları biliyor.
Zannetmeyin ki, Avrupa’da nikahsız yaşayanlar her gün eş değiştiriyor, günübirlik yaşıyor.
Hayır.
Sadakatli şekilde yıllarca aynı eşle yaşıyorlar.
Babalar çocuklarını kabul ediyor.
Sizin anladığınız şekilde piç(!)ler pek az.
Şu söylediğim genellemeyen uymayanlar elbette vardır.
Bizim cemaat Müslümanlarından çok daha az eş değiştirdiklerinden emin olabilirsiniz.
Resmi işlemlerde bunların da şehadeti yeterli oluyor.
Resmi nikahı olsun olmasın, bütün çocukların hakları korunuyor.
Resmi nikah olsun olmasın, eşlerin hukuku da korunuyor.
Avrupa’da olunca fuhuş, ahlaksızlık, Müslüman yapınca hak ve helal öyle mi?
Bir yanıt yazın