Türkiye ve Yunanistan arasında son aylarda tırmanan gerilimin yanı sıra şimdi de bir film ülkeler arasında gerilime yol açmıştır. Yunanistan’da devlet desteği ile çekilen “Sevgili İzmir” adlı filmde, tarihi gerçekler saptırılarak Türkler ve Türkiye kötü gösterilmektedir. Bu kapsamda iç politikadaki gelişmeler önemli olmakla beraber, yurt dışında Türkiye aleyhine olan gelişmeleri de dikkate almak ve izlemek gerekir.
ABD’de vizyona girecek olan ABD-Yunan ortak yapımı film, İzmir’de Türkiye’nin soykırım uyguladığı iddiaları üzerine kurulu ve kara propaganda amaçlıdır. Filme destek olanlar ve filmi izleyenler Yunan araştırmacı yazar-gazeteci Tasos Kostopulos’un (tkostop1965@gmail.com) “1912-1922 Savaş ve Etnik Temizlik” adlı kitabını okumaları gerekir. (War and Ethnic Cleansing. The Forgotten Aspect of a Ten-Year National Campaign, 1912-1922, 2007. Kitapta Yunan askerinin Anadolu’da işlediği cinayetler ve barbarlıklar, tanıkların ifadeleri ve belgelerle kaleme alınmıştır.
Kostopulos, Yunan ordusunun Yunanistan sınırları içinde, Balkanlarda ve Anadolu seferindeki askeri operasyonlarda uyguladığı şiddete odaklanmaktadır. Kitabında başıbozuk çetelerin Müslüman ve Slav kökenli halkı nasıl kılıçtan geçirdiğini, geride bıraktıkları arazilerin gasp edilişini belgeleriyle ortaya koymaktadır. Yurtlarından edilen Müslümanlar, gidecekleri başka bir yurt olmadığı için dil ve dinlerini paylaştıkları Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Ancak intikam için bu defa oradaki Rum halkı taciz etmeye başlamaları, dönemin Yunanistan lideri Venizelos’un ülkesinin sınırlarını genişleterek Anadolu’ya taşıma arzusu için ideal bir fırsat oluşturmuştur.
Filmin ABD’de gösterime girmesi sebebiyle Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, İzmir filmine dikkat çekerek, Yunan ordusunun 1919’da yakıp yıkarak, kan dökerek işgal ettiği Türk topraklarında yaşattığı mezalimi yok saydığını, aksine Türk ordusunu kötülediğini açıklamıştır. Kaymakçı, filmin iki ülke arasında dostluğa değil, düşmanlığa hizmet ettiğini ve Yunan halkını da gerçeklikten uzaklaştırmak amacıyla çekildiğini açıklamıştır. 9 Eylül 1922 tarihinde işgalci Yunan ordusunun kalıntıları ile işbirlikçi Yunanların İzmir’i terk etmek zorunda kalması, Türkleri kötüleme olarak gösterilmektedir.
“Smyrna”, 8 Aralık Perşembe günü Amerika Birleşik Devletleri’ndeki 700 sinemada vizyona girecek, ülke genelinde bir gecelik bir prömiyer yapılacak.
Film, 1922’de Smyrna’nın Türk ordusu tarafından kurtulması öncesinde ve sırasında, yerel Rum ve Ermeni nüfusun katledilmesi de dahil olmak üzere, tarihsel olayları ve gerçekleri çarpıtarak anlatıyor. Özel gösterim, röportajlar da dahil olmak üzere kamera arkası görüntüleri içeren bir bonus özelliği içermektedir. Görüntülerde; ünlü şarkıcı Alkistis Protopsalti ve diğer sanatçılarla birlikte orijinal “Smyrna” film müziğinden seçilmiş şarkıların canlı olarak kaydedilmiş performansı da olacaktır. Grigoris Karantinakis’in yönettiği filmin kadrosunda Mimi Denissi, Leonidas Kakouris, Burak Hakkı, Katerina Geronikolou, Jane Lapotaire, Susan Hampshire, Rupert Graves, Christos Stergioglou ve Daphne Alexander yer alıyor.
Atom Egoyan filmi, “Ağzı ile anlatılamaz bir vahşetin acil ve çok katmanlı bir incelemesi, büyük bir tutkuyla anlatılmış ve öfkeyle dolup taşıyor” olarak tanımlamıştır. Anadolu’nun Yunan işgalinden kurtarılmasının 100’ncü yıl dönümü için çekilen filmin 29 Kasım’da New York’taki Metropolitan Sanat Müzesi’nde Yunanistan’ın Birleşmiş Milletler Daimi Misyonu himayesinde gala gösterimi yapılmıştır. 11 Ocak 2023’te Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu’nda da gösterilecektir.
Türkiye’nin buna engel olması mümkün değildir ama İzmir’in Yunanlılar tarafından yakılışının aynı tarihlerde gösterilmesi sağlanmalıdır. Daha öncede ünlü yönetmen Steven Spielberg ve Tom Hanks‘in ortak yapımı “The Pacific“ isimli dizide, İzmir’in Yunan işgalinden kurtarılması sırasında Türkler’in İzmir’i yakıp yıktığı ve Yunan ailelerin canlarını zor kurtardığı iddiaları yer almıştı. Suçlamalar, Yunanistan’dan kaçarak Avustralya’nın Melbourne kentine yerleşen Yunanlı bir ailenin hikayesini anlatıyordu. Ailenin Avustralya’ya geliş hikayesini anlatan anne, 1922 yılında İzmir’in üç yıl süren Yunan işgalinden kurtuluşu sırasında Türklerin kenti yakıp yıktığını ve kendilerinin de ancak kaçarak canlarını kurtardıklarını açıklıyordu.
Hürriyet’ten Yorgo Kırbaki’nin haberine göre Yunanistan’ın ünlü tiyatro ve sinema sanatçılarından Mimi Denisi’nin yazdığı 7 yıl önce, üst üste 3 yıl tiyatroda sahnelenen ‘Sevgili İzmirim’in beyazperdeye aktarılması, 5 milyon Euro’ya mal olmuştur. Film, Yunanistan’da 23 Aralık 2021’de vizyona, Mayıs ayında ise iki kısa bölüm çıkartılarak yeniden gösterime girmiştir.
Film, İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşunu Yunan bakış açısıyla beyaz perdeye aktarmıştır. Filmde, Baltacis ailesi kendi aralarında Atatürk aleyhine de konuşuyorlar. Burak Hakkı, filmde Baltacis ailesinin şoförü ve uşağı Halil’i canlandırıyor. Ailenin gelinine aşık olan Halil, duygularını belli etmiyor. Baltacis ailesini İzmir’i terk etmesi için uyarıyor. Bir sahnede “Yunanlara kim yardım ediyorsa başlarına neler gelecek sen de göreceksin” diyor. Daha sonra Türk ordusunun saflarında yer alıyor. Burak Hakkı, “Sevgili İzmirim”in galasında bu filmde yer almaktan iftihar ettiğini söylemiştir.
Türkiye’nin 8 Aralıkta Tasos Kostopulos’un “1912-1922 Savaş ve Etnik Temizlik” adlı kitabından Türklerle ilgili bölümleri çoğaltarak seyircilere sunması, onların tek taraflı etkilenmelerinin önüne geçebilmesi açısından yararlı olur düşüncesindeyim.
Yazıları posta kutunda oku