Telefonu icat eden kişi Alexander Graham Bell olarak tarihe geçse de aslında Telgrafın icadından sonra birçok girişimci bu sistemi geliştirmek için çalışmalar yapmaya başlamıştı.
Bell’den beş yıl önce telefona çok benzeyen bir cihazın patentini alan Antonio Meucci patent haklarının yenilenmesi için ödenmesi gereken ücreti karşılayamayınca patent hakkını kaybetmişti.
1876 yılında Elisha Gray de benzer bir düzenek geliştirmiş ancak Bell’in yardımcısı Watson patent ofisine iki saat önce geldiği için patent alamamıştı.
Telefonun icadından sonra Meucci ve Gray gibi birçok girişimci telefonu ilk önce kendisinin icat ettiğini iddia ederek dava açsa da Bell açılan davaların hepsini kazandı.
Dünyada çığır açan bir icat gerçekleştirenler o sıralarda telefon santrali fikrini geliştiremediler ve her cihazın arasında bir kablo çekilmesi gerektiğini düşündüler. Bu inanılmaz sayıda kablo çekilmesi demekti.
1886’da İsveç’in başkenti Stockholm’de dünyadaki diğer tüm büyük şehirlerden daha fazla telefon vardı. Bir yıl sonra, Stockholms Allmänna Telefon AB, şehirde 5.500 telefon hattının bağlanmasına izin veren 80 metrelik bir telefon kulesinin inşasını emretti.
1913’e gelindiğinde, kentsel alanlarda yer altı kablolarının artan kullanımıyla kule modası geçmiş hale getirildi. Kule, 1952 yılının Temmuz ayında çıkan bir yangında ağır hasar gördü ve bir yıl sonra güvenlik gerekçesiyle yıkıldı.