Rusya Tuna vilayetini işgal etmiş, Müslümanları doğramış Bulgaristan’ı kurmuştu. Robert Koleji olmasa Bulgaristan olmazdı. Bulgaristan Robert Kolejinde eğitilmiş Bulgar isyancılar ve militanlar sayesinde kuruldu. Robert Koleji, Bulgaristan devletini kurmak için hazırlanan Bulgar talebelerini de Hıristiyan terbiyesi ve Hıristiyan maneviyatı ile yetiştirdi. Robert Koleji müdürlerinden E. Porter Gold ve George Washburn: Türkleri kuşkulandırmamak için silik bir isim koymaya karar verdik. Bunun içindir ki teşebbüsümüze en çok yardım eden ve birçok para bulan misyoner Dr. Robert’in (Fransız kökenli New Yorklu tacir Christopher Rhinelander Robert) ismini verdik. Mektebin adı Robert Koleji oldu.” demiştir.
Amerikan Kolejleri Osmanlı içindeki azınlıkların ayaklandırılması ve devlete isyan ettirilmeleri için militanlaştırma faaliyetleri merkezi olmuştur. Bu kolejlerin yetiştirdiği militanların yıllarca örgütlü isyanları neticesinde Bulgaristan Osmanlı’dan ayrılıp bağımsızlığını kazandı. Robert Koleji’nin ilk mezunları arasındaki Bulgarlardan beşi Bulgaristan’da başbakanlık yaptı.
Ardından Anadolu’nun doğu ve güneyinde Ermenilerin yoğun yaşadığı bölgelerde açılan yüzlerce misyoner koleji Ermeni çocuklarını eğitmeyi sürdürdü. Birçok ilçe ve köylerde dahi bu kolejler açıldı, Ermeni öğrencileri devlete karşı eğitti. Doğudaki Ermeni ayaklanmalarının merkezi bu okullardı. Tarsus’ta, Erzincan’da ilk açılan Robert Koleji acaba neyin planıydı. Yine merak edilen; Ermeni bir kadının elindeki haritada Tarsus’taki kazı yapılan evi nereden bildiğiydi ve “Sadece bir kitabı alacağım gerisi sizin olsun” demişti.
Amerikan Kolejlerinin ülkeye verdiği büyük zararların farkında olan II. Abdülhamit bu kolejleri kapatmak istediğinde, karşısına doğrudan ABD Başkanı Theodore Roosevelt çıktı. Derhal savaş gemilerini İzmir limanımıza doğru yola çıkardı. Hatta ‘İzmir’i bombalayın yıkın” dedi.
II. Abdülhamit’e de telgraf çekerek tehdit etti. “Misyoner okullarımızı kapatamazsın” dedi.
5 gemi yola çıkardı, ancak yardımcısı buna engel oldu: “Seçimler yaklaştı, gemiler bize burada lazım.” dedi. Yine de bir gemi İzmir limanı yakınlarında bekletildi. II. Abdülhamit’ten taviz beklediler. Abdülhamit çok direndiyse de ABD ile savaşı göze alamadı. Kolejler devam etti.
ABD savaş gemileri 1897,1903 ve 1904 tarihlerinde de İzmir limanına gelmişlerdi. Uzun görüşmelerden sonra orta yol bulundu. Kolejler devam etti. Ancak Abdülhamit ABD’nin ikinci isteği olan, orta elçiliği, büyükelçiliğe dönüştürme teklifini kabul etmedi.
Tüm misyoner kolejlerinin kapatılması ancak Lozan Antlaşması ve Atatürk sayesinde gerçekleşebildi. Sadece bilim öğretmek, asla siyasi ve dini propaganda yapmamak ve tamamen Türk müdür yardımcılarının kontrolünde olmak şartıyla birkaç tanesi serbest bırakıldı. Tüm bu yaşanılanlara rağmen ne yazık ki Atatürk’ten sonra yönetime gelen idareciler tarafından değiştirildi. 27 Aralık 1949’da Türk milli eğitimi yeniden bir antlaşma ile ABD’ye teslim edildi. Halen geçerli olan bu anlaşmanın devam ettiği belirtilmektedir. Anonim