ABD merkezli Freedom House’un her yıl yayımladığı “Freedom on the Net” (İnternette Özgürlük) Raporu’na göre Türkiye 72 ülke arasında internet özgürlüğünün kötüleştiği 28 ülke arasında yer almıştır. Sansür Yasası’nada yer verilen raporda, yasanın hükümetin sosyal medyada kontrolünü artıracağına ve seçim öncesi muhalefeti bastıracağına dikkat çekilmiştir. Bu kapsamda CHP, Sansür Yasası olarak adlandırılan, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu işleyenlere hapis cezasını öngören Yasa’nın 29’ncu maddesinin yürütmesinin durdurulması için AYM’ye başvurmuştur.CHP Grup Başkanvekili Engin Altay başvuru dilekçesinin tesliminin ardından şu açıklamayı yapmıştır:
“Bu bir Stalin yasasıdır. Bu yasa muhalefeti, medyayı, basını, sosyal medyayı susturmaktır. Kendi yalanlarını gerçek gibi sunmak, gerçekleri yalan diye nitelemek yasasıdır ve kabulü mümkün değildir. Yüksek Mahkeme’nin kararı var. 153’e ve kararın bağlayıcılığına aykırı. 29. madde ile ilgili başvuruyu bekletmeksizin yürürlüğün durması bakımından bir an önce ele alınmasını yüce mahkemeden talep ediyorum. Bu kanun, Türkiye’de demokrasiyi tahrip etmekle kalmaz, Türkiye’yi dünya milletler ailesi içinde demokrasi liginden düşürmez, kategori dışında tutar.”
Freedom House’un araştırması, teknolojik proje, çığır açan araştırma, gerçeklere dayalı savunuculuk ve yerinde kapasite geliştirmeden oluşmaktadır. Araştırmanın ayırt edici özelliği, yıllık İnternette Özgürlük raporu olmasıdır. Rapor, özgürlüğün ülke bazında değerlendirmesini ve küresel bakışın yanı sıra ayrıntılı ülke raporlarını da içermektedir.
Rapora göre en fazla not indirimleri Rusya, Myanmar, Sudan ve Libya‘da kaydedilmiştir. Rus ordusunun yasadışı Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından Kremlin, iç muhalefeti bastırmak için çabalarını yoğunlaştırmış ve ülkenin kalan bağımsız medya kuruluşlarının kapatılmasını veya sürgün edilmesini hızlandırmıştır. 53 ülkede, kullanıcılar kendilerini çevrimiçi olarak ifade ettikleri için yasal sorunlarla karşılaşmışlar, bu durum ağır hapis cezalarına yol açmıştır.
Çin, son sekiz yıl boyunca internet özgürlüğünde dünyanın en kötü ülkesi olup, sansür 2022 Pekin Olimpiyatları sırasında yoğunlaşmıştır. 26 ülkede internet özgürlüğünde iyileştirmeler olmuştur. Genel küresel düşüşe rağmen birçok ülkede sivil toplum kuruluşları yasaları iyileştirmek, medya direncini geliştirmek ve teknoloji şirketleri arasında hesap verebilirliği sağlamak için işbirliğine dayalı çaba harcamışlardır.
Artan sayıda kullanıcı, sadece hükümetlerinin görüşlerini yansıtan çevrimiçi alana erişebilmektedir. Freedom on the Net kapsamındaki 70 ülkenin 47’sindeki yetkililer, kullanıcıların sınırlarının dışında bulunan bilgi kaynaklarına erişimini sınırlandırmıştır. Kısıtlamaların tamamı, “sınırlar gözetmeksizin herhangi bir medya aracılığıyla bilgi ve fikirleri arama, alma ve iletme” hakkını düzenleyen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi‘nin açık ihlallerini oluşturmaktadır. Çoğu durumda otoriter liderler, vatandaşlarının medya özgürlüğüne sahip ülkelerdeki bilgi kaynaklarına ulaşmasını engelleyerek çevrimiçi muhalefeti kontrol altına almaya çalışmışlardır.
2022 yılına ilişkin verilerin paylaşıldığı “İnternette Özgürlük 2022: İnternetin Otoriter Revizyonu ile Mücadele” başlıklı raporda Freedom House, 70 ülkeyi değerlendirmiştir. İnternetin 17 ülkede “özgür“, 32 ülkede “kısmen özgür” ve 21 ülkede “özgür olmadığını” açıklamıştır.
Türkiye, “internetin özgür olmadığı ülkeler” listesinde 62’nci sırada, 100 puan üzerinden 34 puandan 32 puana inerek kötüleşen ülkeler arasındadır. Rapor’da; “yanıltıcı bilgiyi” savcılar ve hakimlerin takdirine bırakıldığına ve hapis cezası öngörüldüğüne dikkat çekilmiş, son düzenlemenin hükümetin sosyal medyada kontrolünü arttıracağı ve seçim öncesi muhalefetin sesini kısacağına yer verilmiştir. Rapor’un Türkiye bölümünde internet özgürlüğünün azalmaya devam ettiğine dikkat çekilmiştir.
“2020 Sosyal Medya Yasası bağımsız ve eleştirel medya kuruluşlarının web sitelerinden içerik kaldırmaya zorlamak için kullanıldı. Binlerce çevrimiçi kullanıcı, sosyal medya faaliyetleri sebebiyle suçlamalarla karşılaştı. Otosansür, hükümet yanlısı kuruluşların çoğalması ve bağımsız medya sitelerinin engellenmesi, ülkede daha az çeşitli bir çevrimiçi alan yarattı. Hükümet yanlısı trol ağları, aktivistlere karşı karalama kampanyaları düzenledi ve önde gelen gazeteciler çevrimiçi haberleri sebebiyle fiziksel şiddetle karşı karşıya kaldı.”
AKP’nin 2002 yılında iktidara geldikten sonra ilk yıllarda özgürlükçü reformlar getirdiği, daha sonra sosyal ve siyasi hakları daralttığına dikkat çekilmiştir: “AKP, 2016’daki darbe girişiminden sonra muhalifler üzerinde geniş bir baskı uyguladı. 2017 yılında kabul edilen anayasa değişiklikleri gücü cumhurbaşkanının elinde topladı. Erdoğan büyük güç kullanmaya devam ederken 2019 belediye seçimlerindeki muhalefet zaferlerinin ve Covid-19 salgınının ekonomi üzerindeki etkisi, hükümete muhalefeti bastırmak ve kamusal söylemi sınırlamak için yeni imkanlar sağladı. Dezenformasyon tasarısının kabul edilmesi, iktidar ittifakına Haziran 2023 cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri öncesinde muhalefet partilerini ve eleştirel medya haberlerini susturma imkanı yarattı. Raporun kapsadığı dönemde potansiyel muhalefet adaylarının Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan daha yüksek oy aldığı tespit edildi.”
Freedom House Çin için, “Dünyanın en baskıcı çevrimiçi ortamı” tespitini yapmıştır. Çin’i Myanmar ve İran izlemiştir. İzlanda bu yılda en iyi performansı sergileyerek “en özgür ülke” statüsünde yer almıştır. İzlanda’nın altında ise Estonya ve Kosta Rika bulunmaktadır. 26 ülkede internet özgürlüğünde iyileştirmeleri olurken, 28 ülkede de kötüleşme gerçekleşmiştir. Küresel internet özgürlüğünde son 12 yıldır düşüş yaşanmış, en büyük düşüşler Rusya, Myanmar, Sudan ve Libya‘da gerçekleşmiştir. 53 ülkede internet kullanıcıları sorunlarla karşılaşmışlardır.
Rekor sayıda ülke şiddet içermeyen siyasi, sosyal veya dini içerikli web siteleri engellenmiş, ifade özgürlüğü ve bilgiye erişim kısıtlanmıştır. Hükümetlerin çoğu, ülke dışındaki yayınları hedef almıştır. Sosyal medya platformlarına ve kullanıcı verilerine yönelik düzenlemeler serbest bilginin akışına tehdit oluşturmuştur.
Bir yanıt yazın