Atatürk Dönemi Türk Dış Politikasına Toplu – Genel Bir Bakış
Türkiye, Milli Mücadele döneminde Atatürk’ün önderliğinde ilgili kişi ve kuruluşların da katkılarıyla oluşturulan son derece başarılı bir dış politika izledi. Bu politikanın Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntılarından modern Türkiye’nin yaratılmasında büyük rolü oldu. Türkiye savaştan sonra bu başarılı dış politikasını sürdürmeye devam etti. İkinci Dünya Savaşı öncesindeki soğuk savaş döneminde her iki blokta yer alan devletlerle kurduğu iyi ilişkileri korumayı başardı. Diğer ülkelerin kendisiyle ittifak yapmaya çalıştıkları bir ülke oldu. Türkiye’nin bu dönemde kazandığı başarılar, ustaca kullanıldığı takdirde dış politika ve diplomasinin ne kadar etkili bir araç olduğunu açıkça gösterdi. Türkiye’nin
Atatürk dönemindeki Türkiye’nin dış politikası, devreleri ve genel hatları itibariyle şöyleydi:
– 1919-1920 dönemi Türkiye’nin politik bir yalnızlığın içinde bulunduğu bir dönemdi. Bilindiği gibi İtilaf Devletleri Anadolu’nun direnişini kırmak için İstanbul Hükümeti’ni ve Yunan askeri gücünü kullanmışlardı. Atatürk buna karşı gerekli hazırlıkları yapar ve tedbirleri alırken, bir taraftan Sovyet Rusya ile diyaloğa girmiş,diğer taraftan da İtilaf Devletleri arasındaki görüş ayrılıklarını değerlendirmişti.
– 1920-1922 döneminde Türkiye askeri başarılarına paralel olarak, dış politikasında da başarılı sonuçlar elde etti. Sovyet Rusya ve Afganistan’la imzaladığı antlaşmalar büyük ölçüde yalnızlıktan kurtulmasını sağladı. Fransa’yla yaptığı antlaşmayla müttefik cephesini parçaladı.
– 1922-1923 döneminde askeri mücadelenin yerini siyaset ve diploması mücadelesi aldı. Özellikle Lozan görüşmeleri ve Barış Antlaşması gündemin esas maddesini oluşturdu.
– Türkiye Milli Mücadele sonrasının 1923 – 1930 döneminde esas olarak Lozan’dan kalan bazı pürüzlerin çözümü ile uğraştı.
– 1930 – 1935 döneminde batı ülkeleriyle olan sorunlarını büyük ölçüde çözmüş bulunuyordu. 1932’de Milletler Cemiyetine üye olması bir taraftan uluslararası işbirliğine verdiği önemi göstermiş, diğer taraftan Fransa ve İngiltere’nin etkili olduğu bir kuruluşa katılması batıya yaklaşmasının dolaylı bir işareti olmuştu. 1934 yılında Yunanistan’la birlikte Balkan Antantı’nın kuruluşuna öncülük etti.
– Türkiye 1935-1938 döneminde Avrupa’daki bloklaşma çabaları karşısında çok yönlü bir politika izledi. Bu politika Türkiye’yi yanına almak isteyen ülkeler arasında bir rekabet ortamı yarattı. Bu durum Montreux Sözleşmesi’nin fazla güçlük çekilmeden yapılmasını sağladı. Türkiye Balkan Antantı’ndan sonra 1937 yılında Sadabat Paktına katıldı.
Kaynak: www.ataturkinkilaplari.com – En Kapsamlı Atatürk Sitesi tarafından muhtelif TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Konulu Yardımcı Kitaplar ile Ders Kitaplarından derlenerek oluşturulmuştur.
ATATÜRK İNKİLAPLARI /TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER
Yazıları posta kutunda oku