ŞEREFELER GERDANLIK,
KUBBELER KOLYE SANKİ…
Bu yazımda sizlere, Dubai’de gördüğüm “minyatür şık” camilerden söz etmek istiyorum.
Hepimizin bildiği gibi camiler, İslam aleminin Allah’a el açıp dua ettiği, iyi dileklerde bulunduğu, Yüce Yaradan ile baş başa kaldığı, huzur bulduğu, derdini, sıkıntısını, arzusunu dile getirdiği ibadet yerlerdir.
Birlik ve beraberliğin var olduğu, zengin ve fakir gözetmeksizin herkesin aynı safta yer tuttuğu aynı amaç için el açtığı Allah’ımızın evidir camiler.
Dubai seyahatimde gözlemlediğim ve
kaleme almak istediğim camiler;
olağanüstü şık mimarileriyle adeta bulunduğu şehre anlam ve zerafet katan, bir birinden zarif ve özenle tasarlanmış, adeta “minyatür camiler” olarak yapılmış.
Evet evet yanlış duymadınız her biri “küçük ve sevimli camiler” olarak inşa edilmiş.
Bizdeki alışık olduğunuz türden değil, çok farklı. Üzerinde çalışılmış adeta nakış nakış işlenmiş en ince ayrıntısına kadar. Tabi ki bizim de muhteşem camilerimiz var.
Buradakilerin farkı şu:
Her biri nerdeyse bir ev büyüklüğünü geçmeyen, kiminde İslam mimarisi örnekleri, kiminde Hint mimarisi esintileri, kiminde İran sanatından örnekler yer alıyor.
Bunun yanı sıra her biri sizi şaşırtacak derecede mütevazi ve de modern tarzın örneklerini taşıyor.
Gördüğünüz zaman bir anda kalakalıyorsunuz, “Bu gerçekten cami mi?” der gibi.
Kimi bir müzeyi, kimi bir uzay istasyonunu, kimi de bir sanat galerisini andırıyor çünkü.
Görmekten de gezmekten de ayrı bir
keyif alıyorsunuz.
Öyle şık ve öyle de zarif yani.
Ben en çok şerefelerine ve kubbelerine
hayran kaldım.
Nasıl mı?
Şerefeleri öyle zarif ki, boynunuza taktığınız gerdanlık kadar şık adeta.
Kubbeleri desen o da öyle;
Bazıları renkli cam ile bezenmiş, bazıları metal işçilik ya da altın renkli figürlerle kaplanmış, her birinin üzerleri de mutlaka usta ellerle işlenmiş.
Müthiş zarif bir işçilik olduğunu zaten ilk bakışta görüyorsunuz.
Yapan, çizen, tasarlayan mimarlarına ve ter döken işçilerine hayran olmamak elde değil.
Kesin olan şu ki, şehrin içinde sizi yoran rahatsız eden bir görüntü veya bir gürültü yok.
Ses düzeyi dikkatlice ayarlanmış, sadece hitap ettiği yakın çevresinin duyabileceği kadar ayarlanmış bir ton dikkatinizi çekiyor.
AVM’lerde de aynı şekilde; aynı
güzel ses tonuyla dinleyenleri hayran bırakan, “Tekrar okunsa da bir daha dinlesek” diyebileceğiniz türde, sizi alıp uhrevi aleme götüren muhteşem ezanlar okunuyor.
Haksızlık yapmak istemem ama böyle güzel ezan sesi çok nadir duyuyorum desem, inanın abartmış sayılmam.
Aslında pandemi öncesi gittiğim Katar’da da hemen hemen
aynı küçük ve zarif camileri görmüştüm.
Bir kaç yıl önce Beyrut seyahatimde de aynı camilerdeki aynı mütevazi özellikler dikkatimi çekmişti.
Ancak Dubai’dekiler çok başka gerçekten.
Oralardayken, bir de her ezan duyuşumda şunu düşündüm:
İyi ki camilerimiz var, iyi ki ülkemizin dört bir yanında da bugün ezanlarımız rahatça okunuyor, ibadetlerimiz özgürce yapılıyor dedim.
SEVGİ ERDOĞAN AKYÜZ / TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER