Tahran’da, şehrin hemen hemen ortasında bir hava alanı vardır, ancak bu hava alanındaki pist ilginçtir. Pistin konumu güney doğu ile kuzey batı ekseninde olup her iki ucun irtifa farkı yaklaşık 50 metre kadardır. Bu eğimde olan dünyanın ender hava alanıdır. Genelde uçaklar güney doğudan kuzey batı istikametine hem kalkış, hem de iniş gerçekleştirirler. Hiçbir zaman Kuzey Batıdan iniş yapmazlar. Bu hava alanından şehre yürüyerek gidebilirsiniz. İran’ın 2500 üncü yıl kutlamaları için yenilenen bu hava alanından, 2500 yıl anıtı olarak yapılan SHAHYAAD anıtına kadar, devrin Şeyh-in Şahı Rıza Şah Pehlevi, dünya liderlerini burada toplamıştı. 1966 yılında yapımına başlanan ve 1971 yılında inşaatı tamamlanan anıtın açılış toplantısına dünya liderleri, Devlet Başkanları, Cumhurbaşkanları, Başbakanlar ve Krallar çağırılmıştı. Mehrabat hava alanına gelen liderler SHAHYAAD abidesinin önüne kadar topluca yürümüşlerdi.
Açılışta konuşan Şeyh-in Şah Rıza Pehlevi 2500 yıllık mazisi bulunan Pers İmparatorluğun simgesi, tarihsel İmparator taçlarını andıran abidenin ihtişamını anlattı. Mimar Hossein Amanat in uyguladığı SASANİ mimarisine benzer ilginç yapıtı, yakından izlemek gerekir. Bu abidenin yüksekliği 45 metre ve 5000 metre kare alana oturan bu anıt, her açıdan izlenmesi gerekir. Bir de tam merkezinden yukarı baktığınızda ilginç bir ağ görüntüsü vardır. Yukarıya doğru baktığınızda ağ gibi görüntü, imparatorluğun gelişimini simgeler.
1978 senesinde Rıza Şah Pehlevi’nin CBS televizyonuna verdiği bir söyleşide, muhabir petrol fiyatlarını neden arttırdığını sormuştu kendisine. Şahın verdiği cevapta ‘Amerikan firmaları, bilhassa petrol üretimde kullanılan malzemelerin fiyat artışının nedenini siz soruyor musunuz ?‘ diye bir cevap verdiğini, bu gün gibi hatırlamaktayım. Kendi kendime ‘ eyvah ‘ dedim, bu ülke bir miktar karışacak diye düşünmüştüm.
Şah Rıza Pehlevi GÜLİSTAN sarayında , kimi zaman şehrin kuzeyinde bir başka yazlık sarayda hayatını sürdürürken, sırf petrol için koltuğundan olacak demiştim. Fazla sürmedi, bir tanıdık ülkenin istihbarat örgütü, halkı Şah rejimine karşı ayaklanmasını körükledi. Tahran’da üniversite öğrencileri Şah’a karşı nümayişler düzenleyip, büyük bir olasılıkla, haklı olarak sokaklara döküldüler.
Halkın bu isyanından korkan Şah, ailesini alarak ülkesini terk etti. 1 Şubat 1979 da ise, Amerika ve Fransa’nın beslediği ve desteklediği Ayetullah Humeyni, AirFrans uçağı ile Tahran’a geldi. Halk büyük coşkuyla yine Mahrabat hava alanında, Dini Lider Humeyni’yi karşıladı. Halkın Şah zamanında çok modern yaşamı vardı fakat, Humeyni’nin gelişi ile MOLLA kanunları hemen yürürlüğe girdi ve kadınların başları sıkma örtülerle kapandı. Kapatmayanlar falakaya yatırılması, gelecek yaşamda halkı daha nelerin beklediğinin habercisiydi. Humeyni rejimi idareyi ele alışının peşinden halk televizyonlarda sadece kuran dinlemeye başladı.
Şah ise büyük ümitlerle Önce Mısır’a gitti, daha sonra Fas‘a geçti ve bir süre burada yaşadı. Daha sonra Bahamalara, buradan Meksika ‘ya gitti. Hasta olan Şah Rıza Pehlevi aynı yıl pankreas kanseri tedavisi için Amerika’ya gitti. Humeyni rejimi dini devrimi geliştirirken, Şah’ın Amerika’ya gidişini protesto etmek amacı ile halk 4 Kasım 1979 da Amerikan Sefaretini işgal ederek 52 çalışanı rehin aldı ve elçilik talan edildi. Şah Pehlevi 2500 senelik bir Pers İmparatorluğun son Şah-ı olarak ülkesinden uzak 27 Temmuz 1980 de hayata gözlerini yumdu.
İran’da yaklaşık 40 senedir Molla Rejimi dediğimiz, tek adam rejimi, hem Dini lider hem de Ülke lideri olarak, ülkeyi yönetmeye başladılar. Evvelden Şah’a yakın insanlar petrol geliri ile zenginleşiyor, halk ise bu gelirden pay alamadığından yoksulluk çekmekteydi.
Bu gün İran’ın günlük petrol üretim kapasitesi yaklaşık 4 milyon varil olduğunu biliyoruz. Buna ek ciddi bir miktar olan günlük 1 milyar metreküp doğal gaz da üretilmekte. Bir varil petrolün 88 dolar olduğunu farz edelim, ülkenin günlük sadece petrolden geliri 500 milyon dolar. Buna doğalgaz gelirini de eklerseniz, yıllık ülke gelirinin bu ülkeyi uçurması gerekmektedir. Oysa ülke nüfusunun büyük bölümü Tahran ve civarında yaşar. Halkın yine büyük bir bölümü aç ve yoksul. Petrol geliri oranıyla sanayi yatırımı olmadığından işsizlik had safhada. Ancak Dini liderin etrafındaki MOLLA’ lar ise zenginliklerine zenginlik katmaktalar.
İran’da aslında değişen hiçbir şey olmadı. Şah’a yakın çevreler yerine, Dini Lidere yakın Mollalar oturdular. Amerika bu değişimden çok şey ümitli idi, ancak buda olmadı. Amerika’nın tek hedefi Irak, Suriye ve İran petrolünü kontrol etmek.
İran’daki dini Molla rejimini özümsemeyen genç nesil ve kadınlar, ülkelerini terk edip başka ülkelerde yaşamaya başladılar. Şimdi ise ülkede kalan kadınlar, İran’da insanca yaşamak istemekteler. Başındaki örtüyü açtı diye tutuklanan Masha AMİNİ adlı kadın, tutuklu olduğu süreçte dövülerek öldürülmesi, halkı isyana sürükledi. Aslında bu zahiri bir sebep, halk artık Molla rejimine isyan etmekte. Tıpkı 40 sene evvel Şah rejimine isyan eden halk gibi. Yine birileri toplumu kaşımakta.
İran’ı terk eden genç nesil acemler gibi, yirmi sene evvel ülkemize Adalet vaadi, Kalkınma vaadi ile göreve gelen bir yönetim, vaat edilen konularda olumlu gelişme gösteremedikleri bir yana, çok konuda ülkeyi geriye götürdüklerini izlemek, ülkemdeki genç nesli ümitsizliğe düşürmekte ve ülkeyi terk etmekteler, tıpkı İranlı Z kuşağı genç nesil gibi, diye bir sözüm geldi söyledim hem nalına hem mıhına .
Metin Atamer
Bir yanıt yazın