Bir utanç alanında daha dünya dünya birincisi olduk.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Temmuz 2022 enflasyon oranları ile hazırladığı rapora göre Türkiye, yeni ekonomi modelinin uygulanmaya başlandığı Eylül 2021’den itibaren olağanüstü bir hızla ilerleyerek yıllardır ekonomik krizlerle boğuşan Arjantin’i de sollayıp dünyada en yüksek enflasyonu yaşayan ülke oldu.
Türkiye artık ışık hızı ile yoksullaşan bir ülkedir ve bu bizlere gayet müstehak bir sonuçtur.
Neden mi?
Tarihi Bir İtiraf:
“Seçim kampanyalarında söylenen ile sorumluluk omuzlarınıza yüklenince söylemleriniz hiçbir zaman aynı olmaz. Hiçbir ülkede de aynı olmaz. Bu siyasetin gereğidir. Siyaset ile hakikat her zaman birbiriyle örtüşmez.”
Binali Yıldırım 2018
(Türkiye’nin 27. ve son başbakanı, 28. Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanı)
İtirafın Açıklaması:
Biz siyasetçiler seçimler öncesi yalan söyler, sözler verir, vaatlerde bulunuruz. Amacımıza ulaşıp istediğimizi aldığımızda vaatleri yerine getirmez, verdiğimiz sözleri unuturuz. Seçmeni aptal yerine koyarak aldatmak siyasetin kuralı ve siyasetçinin işidir.
E daha başka ne desin ki
Açıklama AKP iktidarının vazgeçilmez bir seçim politikası olsa da, aynı zamanda Cumhuriyet tarihinin en büyük itirafı ve seçmene yapılmış olan en büyük hakaretidir.
“Demokrasi bizim için amaç değil araçtır. (Recep Tayyip Erdoğan 1997)
Türkiye’de siyaset budur.
Siyasetçi budur.
Sistem budur.
Amaç nedir diye merak ederek düşünen, soran, araştırma gereği duyan bir seçmen oldu mu?
Tüm bunları gözlerimizin içine bakarak açık açık söyleyen siyasi parti 21 yıl boyunca tam yetkiyle tek başına iktidarda kalarak, ülkeyi iflasın eşine getirmiş, halkı sefalete mahkum etmiş, anayasal haklarını gasp etmiş ve tüm bunlara rağmen kamuoyu yoklamalarında halen daha %30 a yakın oy almış ise, bunun suçlusu siyaset veya siyasiler değil onlara oy veren seçmenin bizatihi kendisidir.
Ne emeklinin, ne çiftçinin, ne esnafın, ne memurun ne de işçinin şikayet etmeye, ağlayıp sızlanmaya hakkı yoktur.
Şimdi seçim vaadi düşük gelirli her aileye bir konut
240 ay vadeli
Bu yemi de yutar mıyız?
Hiç şüphesiz yutarız. Çünkü bu bizim alışkanlığımız ve yaşam tarzımız
Bu yüzden 100 yıldır ileriye doğru 100 adım bile atamadık
Avrupa ve Asya kıtasında 2. Dünya savaşının yıkıcı ekonomik çöküşünü yaşamayan tek ülkeyiz.
Buna rağmen bu gün itibarıyla Avrupa, Asya ve dünyanın ekonomik alanda en hızlı çöküşünü yaşayan tek ülkesiyiz.
Bilinen tüm tarihi boyunca hanlık, hakanlık, padişahlık ile yönetilmiş ve huzura kabul edildiğinde el etek öpmeyi saygı gösterisi olarak kabul etmiş bir topluluktan demokrasiyi anlamasını beklemek olabildiğince ütopik bir yaklaşımdır.
Sözümün arkasındayım
Müstehaktır.
Yazıları posta kutunda oku