İsveç Göteborg Üniversitesi V-Dem Enstitüsü‘nün her yıl açıkladığı 2022 Demokrasi Raporu’nda Türkiye, en çok otorikleşen 5 ülkeden biri olmuştur. İfade özgürlüğü, medyaya baskı, iş dünyasının özgürlüğüne kısıtlama gibi farklı parametrelerde 3700 uzman ve akademisyenin katkı yaptığı, 1789’dan 2021 yılına kadar 202 ülkeden 30 milyon veriye dayanan V-Dem Demokrasi Raporu alanında saygın bir çalışmadır. V-Dem Enstitüsü, 2014 yılında Profesör Staffan I. Lindberg tarafından kurulan bağımsız bir araştırma enstitüsüdür. (https://v-dem.net/media/publications/dr_2022.pdf) Göteborg Üniversitesi siyaset bilimi bölümünde yer almaktadır.
Demokrasi Çeşitleri, (Varieties of Democracy: V-Dem) 1900’den günümüze dünyadaki tüm ülkelerde yeni demokrasi göstergeleri geliştirmeyi amaçlayan uluslararası bir araştırma projesidir. Proje iki kurum tarafından yönetilmektedir: Göteborg Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’ndeki V-Dem Enstitüsü ve Notre Dame Üniversitesi’ndeki Kellogg Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü. Demokrasinin yeni göstergeleri, yeni bir veri tabanında toplanmıştır. Veri tabanının karakteri, demokrasinin doğası, büyüme ve hayatta kalma hakkında daha önce mümkün olmayan bir şekilde test edilecek yeni soruları ortaya çıkarmaktadır.
Demokrasi Çeşitleri, dünya çapında demokrasiyi kavramsallaştırmak ve ölçmek için yeni bir yaklaşımdır. (https://www.v-dem.net/en/) V-Dem Projesi, beş üst düzey demokrasi ilkesini birbirinden ayırır: “seçimli, liberal, katılımcı, müzakereci ve eşitlikçi” Bu ilkeleri ölçmek için veri toplar. (V-Dem Methodology v10. Varieties of Democracy (V-Dem) Project) Veri kümesi her yıl güncellenir, genişletilir ve yayınlanır. )
V-Dem her yıl dünyadaki demokrasinin durumunu açıklayan Demokrasi Raporu yayınlamaktadır. Rapor; veri seti, bilimsel makaleler, çalışma belgeleri, Enstitü’nün etkileşimli grafik araçlarını içeren web sitesinde yayınlanır. V-Dem Enstitüsü’nün demokrasi kriterleri, Freedom House’un Dünya Özgürlük Raporu arasında en ayrıntılı olanıdır. (Varieties of Democracy: Measuring Two Centuries of Political Change. By Michael Coppedge, John Gerring, Adam Glynn, Carl Henrik Knutsen, Staffan I. Lindberg, Daniel Pemstein, Brigitte Seim, Svend-Erik Skaaning, and Jan Teorell. Cambridge: Cambridge University Press, 2020)
V-Dem,1789–2019 döneminden günümüze kadar olan siyasi alanı kapsayan 470’ten fazla gösterge, 82 orta düzey endeks ve 5 üst düzey endekse sahiptir. Her gösterge, en az beş ülke uzmanı tarafından bağımsız olarak kodlanmıştır. V-Dem, uzman derecelendirmelerinde derecelendirme güvenilirliği ve güven aralıklarıyla başa çıkmak için metodolojik araçlar kullanır. Siyaset bilimci Daniel Hegedus, V-Dem’i “bilimsel araştırmalar için nicel demokrasi verilerinin en önemli sağlayıcısı” olarak tanımlamıştır.
V-Dem Enstitüsü, 2020 yılında yayınladığı Rapor’da, ABD’de Cumhuriyetçi Parti’nin 2000 yılından beri demokratik normlardan uzaklaşarak Macaristan ve Türkiye’deki otokratik iktidar partilerine benzer bir çizgi izlemeye başladığını açıklamıştır. Enstitü, dünya demokrasilerinin İlliberalizm Endeksi’nde, “Cumhuriyetçi Parti, Macaristan, Hindistan, Polonya ve Türkiye’de iktidardaki milliyetçi partilerinkine benzer bir tutum ve taktik benimseyerek rakiplerini şeytanlaştırmaya ve onlara karşı şiddeti özendirmeye başladı” ifadelerini kullanmıştır.
Araştırmada Türkiye için şu ifadelere yer verilmiştir: “Polonya’daki Hukuk ve Adalet Partisi (PiS), Macaristan’daki Fidesz Partisi ve Türkiye’deki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), illiberalizm endeksinde, milenyuma tipik bir demokrasideki iktidar partileri gibi başladı. Hindistan’daki Bharatiya Janata Partisi (PJP) 1999’da bazı illiberalizm işaretleri vermeye başlamıştı. Ama son 20 yıl içinde bu dört partinin tümü giderek daha fazla illiberal oldu. Şimdi bu partiler, illiberalizm açısından tipik bir otokrasideki iktidar partilerine çok yakın.” )
Dünya Demokrasi Ligi’nde Türkiye, Ruanda ve Bangladeş gibi ülkelerin gerisine düşerek son 10 yılda en fazla anti-demokratik duruma gelen ülkeler arasında yer almış, 179 ülke arasında ancak 147’nci olabilmiştir. Bunun sebebi, Türkiye’nin “toksik kutuplaşma” içinde olduğudur. Türkiye’nin altında yer alan ülkeler aşağıdadır.
Bu listede NATO, OECD, AVRUPA KONSEYİ üyesi olan ve de AB’ye aday hiçbir ülke yoktur. Bu duruma acaba siyasetçilerimiz ne diyecekler merak etmekteyim. Çünkü, şimdiye kadar hiçbir ziyaretçiden bu konuda bir açıklama gelmemiştir. Bizimkiler havanda su dövmeye devam etmektedirler. Bu, demokrasimiz açısından utanç vericidir. Bir aydın olarak bana düşen görevi yaptım. Gerisini siyasetçilerimize bırakıyorum.
Türkiye, en çok otorikleşen 5 ülkeden biridir ve anti-demokratik hale gelen ülkeler arasındadır. Listenin 2 alt sırasında nerede olduğunu kimsenin bilmediği ve adını da duymadığı 1.1 milyon nüfulu Eswatini Krallığı ( eski Svaziland) ile Gine yer almıştır. Ben merak edip bu krallığın yerini haritada buldum. Türkiye, çoğulcu olmayan partiler tarafından yönetilerek en çok otoriterleşen 6 ülke arasındadır. Türkiye’nin “seçimli otokrasi” (diğerleri liberal, katılımcı, müzakereci ve eşitlikçi) olarak tanımlandığı 2022 raporundaki şu tespit çok ilginçtir:
“Türkiye’de kutuplaşma AK Parti’nin 2002 yılında seçilmesi ile başladı ve demokrasiye karşı stratejik bir araç olarak kullanıldı. Kutuplaşma toksik hale geldiğinde farklı kamplar birbirlerini kendi yaşam tarzlarına ya da ülkelerinin var oluşuna karşı bir tehdit olarak algılamaya başlarlar. Araştırma, vatandaşların çok kutuplaştırıldığında demokrasiyi terk etme eğiliminin arttığını gösteriyor.” Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde (MENA) otoritekleşen iki ülke Yemen ve Türkiye’dir.
- 32 ülkede önemli ölçüde artmıştır.
)
Türkiye, demokrasiye ilişkin alt açılımlardan ‘müzakereci demokrasiler’ sıralamasında Myanmar ve Sudan gibi ülkelerin bile gerisindedir. Bu durum Türkiye gibi bir ülke için kabul edilemez bir durumdur. Siyasetçilerimiz sadece içeriye dönük değerlendirmeler yapmak yerine bu durumu kamuoyunun gündemine getirmelidirler. Şimdiye kadar, belki atlamış olabilirim, hiçbir siyasetçimizin ağzından bu durumla ilgili bir yorum duymadım. Belki bundan sonra duyabilirim. Çünkü seçimler yaklaşıyor.
Bir yanıt yazın