BÜLBÜL: “AKP İKTİDARINDA KADINA ŞİDDET İHBARLARINDA REKOR ARTIŞ YAŞANDI”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, İçişleri Bakanlığının 24 Mart 2018’de hayata geçirdiği Kadın Acil Destek Uygulamasına (KADES) başvurularının her geçen gün arttığını söyledi. Bülbül, KADES’i kullanan kişi sayısının 3 milyonu geçtiğini ve 4 yılda 355 bin ihbar yapıldığına ilişkin Meclise soru önergesi sunmasıyla, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan yanıt geldi.
“KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇİLEMEDİ”
Soru önergesini yanıtlayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, KADES uygulamasını 3 milyon 690 bin 120 kişinin indirdiğini ve 409 bin 178 kadının uygulama aracılığı ile ihbarda bulunduğunu belirtmesi üzerine açıklamada bulunan Bülbül, “Türkiye’de Covid-19 ile mücadelenin beraberinde getirdiği kapanma tedbirleri ile başlayarak, İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ile devam eden süreçte aile içi ve kadına yönelik şiddette artış yaşandı. 2021 yılı içerisinde 206 bin 526 ihbar gelirken 2022’nin ilk 5 ayında 134 bin 656 ihbar geldi. 2021 yılında ayda ortalama 17 bin 210 kadın ihbarda bulundu. 2022’nin ilk 5 ayında ise bu rakam ayda 26 bin 931’e yükseldi. Hükümet tarafından her ne kadar iç hukukun, “kadına yönelik şiddetle mücadelede yeterli” olduğu ifade edilse de bu süre zarfında kadın cinayetlerinin de önüne geçilemedi.”dedi.
“AKP KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRMAK”
AKP iktidarının şiddeti var eden bütün temelleri derinleştirerek kadının toplumsal hayattaki varlığını tehdit etmekte olduğunu belirten Bülbül, “Cumhuriyet’ten günümüze kadınların kazanılmış bütün haklarını hedef alan AKP, yaratılan cezasızlık kültürü ile kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en ağır sonuçlarından biri olan kadına yönelik şiddet dünyada da önemli bir sorun olmakla birlikte Türkiye’de gün geçtikçe kadınların yaşamını daha fazla kuşatma altına alıyor. Devlete önleme, koruma, etkin soruşturma sorumluluğu yükleyen İstanbul Sözleşmesinin feshiyle erkek egemen zihniyetin hâkim kılınması sistematik erkek şiddetini daha da tırmandırdı. Kadın katliamına varan kadın cinayetlerinin en önemli nedenlerinden biri, koruyucu ve önleyici tedbirleri hayata geçirme yükümlülüğü bulunan iktidarın sorumluluklarını yerine getirmesidir. Erkek şiddetine yönelik cezai ve başka hukuki yaptırımları önlemeyi zorunlu kılan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek ağır yaptırımlar içeren suçların önünü açmıştır.”şeklinde konuştu.