Türkiye Cumhuriyetinde Diyanet’in müftülere talimatı: Ev ev gezin oy isteyin!
İddia dehşet verici, mide bulandırıcıydı…
Diyanet İşleri Başkanlığı, “acil” koduyla Ankara’ya çağırdığı il müftüleri ile gündemsiz ve acele bir toplantı yapmış, bu toplantıda basına açık bölüm ve sonuç bildirgesi yer almamıştı, iyi mi!
Cumhuriyet gazetesinden Sefa Uyar’ın haberine göre, yapılan konuşmaların dışarıya sızdırılmaması istenmiş, ardından da şöyle denilmişti:
–Konuşulanlardan biri dahi sızarsa hepiniz sorumlu olursunuz!
Tehdide bakar mısınız? Ama bu yalnızca başlangıç; asıl vahim olan, korkunç olan bundan sonrası…
Önce soralım: resmi bir makam, (örneğimizde bu makam görüldüğü üzere Diyanet İşleri Başkanlığı) tüm illerdeki görevlilerini acil olarak Ankara’ya çağırıp, gündemde olmayan, gündemi de açıklanmayan, basına açık bir bölümü dahi olmayan, resmi sonuç bildirgesi bile bulunmayan, adeta “çok gizli” bir toplantı yapar ve buradaki konuşmaların dışarı sızmamasını özellikle tembih eder, sızdığı takdirde ise amiyane tabirle “hepiniz yanarsınız” diye açıkça tehdit edebilir mi?
Peki, gizliliğin bu kadar üstüne titrendiği bu toplantıda ne konuşulmuştur ki, “zinhar duyulmasın” önlemlerine gerek duyulmuştur?
Diyanet şu ana kadar açıklama yapmadığı için, iddialar üzerinden devam edelim; çünkü toplantıda yapılan konuşmalarda hem anayasa suçu işlenmişse hem etik değerlerle taban tabana zıt istekler sıralanmışsa hem de iktidarın seçim kazanması yönünde seferberlik ilan edilmişse doğal olarak o konuşmalar “çok gizli”, “duyulursa skandal olacak” konuşmalardır da onun için!
–Başrolde ise Başkan Ali Erbaş ve yakın çevresi olduğu için!
Sahaya in oy iste!
Toplantıdaki konuşmalara geçelim…
İddiaya göre 81 ilin müftüsüne şu talimatlar verildi:
–Seçime 9 ay kaldı. Herkes sahaya insin. Kazanırsak hep beraber kazanırız, kaybedersek hep beraber kaybederiz!
Diyanet’in talimatı yalnızca müftüleri değil, yüz binin üzerindeki imam ve öğreticileri de kapsıyor!
Diyanet İşleri deyip geçmeyin; 130 bini aşkın personeli, ülkenin tüm kılcal damarlarına yayılmış 100 binin üzerindeki camide görev yapan imamları, Kuran kurslarındaki “öğreticileri”, devasa bütçesi ve kısacık geçmişte çok sayıda örneğine tanık olduğumuz şeriat söylemleri, iktidara adeta yapışık tavır ve davranışları ile bir dev kurumdan söz ediyoruz! Dini hassasiyetlerin kaşınmasının geçmişte ve günümüzde nelere mal olduğunu da göz önüne alırsak, yapılan eylemin ne derece büyük ve tehditkar olduğunu sanırım azıcık sağduyusu olan herkes görebilir…
Devam edelim; bizzat müftülere verilen talimat ise şöyle:
–Ev ev gezin, oy isteyin!
Gözünüzü kapatıp, hayal edin lütfen; o kentin en büyük dini temsilcisi kapınızı çalacak, oylarınızı iktidar partisi adına isteyecek, doğal olarak diğer partileri de kim bilir hangi gerekçelerle karalayacak!
Böyle bir din adamı, müftü olabilir mi? Daha da acısı anayasasında “Laiklik” maddesi yazan bir ülkede bu şekilde propaganda yapılabilir mi? İddialara göre, toplantıdaki konuşmalar üzerine “seçim propagandası mı yapacağız?” şeklinde rahatsızlık belirten müftüler olmuş. Gerçekten merak ediyorum; acaba kaç müftü rahatsızlığını açığa vurdu?
Kazanım ne demek? Beraber kaybederiz ne demek?
Gelelim şu kazanım ve kayıp meselesine…
Özellikle Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın şu sözleri çok dikkat çekici:
–Büyük kazanımlar elde ettik. Bu kazanımları önümüzdeki seçimde kaybetmemeliyiz!
Diyanet İşleri Başkanı için “Büyük kazanım” nedir acaba? Düşünüp bulabildiğim kazanımlar; hayır duası, saygınlık, topluma dini hizmetin en güzelini vermek, insanlara dini ve ahlakı en doğru şekilde öğretmekten başka ne olabilir?
Bu kazanımlar oyla mı alınmıştır ki, bir başka seçimde oyla kaybedilsin? Yoksa muhteremin “kazanım” dediği devasa bütçeler, yetmeyince ek bütçeler, son model arabalar filan mı? Eğer öyleyse korkmakta haklıdır! Bu fakir milletin vergileriyle hiç kimsenin “Saray hayatı” yaşamasına izin verilemez! Yalnızca küçük bir örnek vereyim sizlere; 2020 bütçesinde Meclis Başkanlığı dahil kaç bakanlığın üzerinde Diyanet bütçesi görün:
– 2020 yılı TBMM bütçesinin (1.747.789.000) yaklaşık on katı,
– 2020 yılı Dışişleri Bakanlığı bütçesinin (4.631.723.000) yaklaşık iki buçuk katı,
– 2020 yılı Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı bütçesinin (3.319.102.000) yaklaşık üç katı,
– 2020 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin (5.127.247.000) yaklaşık iki katı,
– 2020 yılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bütçesinin (2.827.733.000) yaklaşık üç katı
– 2020 yılı Ticaret Bakanlığı bütçesinin (5.752.364.000) yaklaşık iki katı
– 2020 yılı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinden (7.939.333.000) yaklaşık olarak üç milyar beş yüz milyon fazla.
2022 bütçesi 6 küsür milyar TL olan Diyanet, bu yıl ek bütçe istedi mi bilemiyorum!
Ümit Zileli – /TURKISHFORUM – ABDULLAH TÜRER YENER