EKMEĞİNİZE SAHİP ÇIKIN ARTIK

        Benim candan aziz okurlarım. Dünya modernleştikçe (!), teknoloji ilerledikçe (!) bazı önemli şeylerimiz bozulma göstermektedir.

        Bunların başında, hayatımızı tehdit eden unsurlar vardır. Ağzımızın tadını bozan, genetiğiyle oynanmış ürünler, daha ticari olsun diye içlerine çeşitli kimyasallar katılan; yiyecek ve gıdalarımız gelmektedir.

        Benim küçüklüğümde evimizde, normal değirmenlerde öğütülmüş unlardan yapılan yufkalar,  kömbeler, saç börekleri yapılır ve yenirdi. Hem börekler lezzetli ve sağlıklıydı hem de içlerine konan katkıları (patates, peynir, soğan, biber vs.).

        Günümüz dünyasına bakınca öyle inanılmaz olaylarla karşı karşıyayız ki; gebe kalamayan kadınlarımız, sperm sayısı azalan erkeklerimiz, sakat doğan bebelerimiz.

        Peki, bunların nedenleri nedir diye hiç kafa yorduk mu, araştırdık mı?

        Yoksa başkaları araştırsın bulsun; bizde işimize gelirse uygulayalım, uyalım mı demekteyiz?

        Fakir ve zenginin ayırt etmeksizin sofralarımızın olmazsa olmazı olan EKMEK.

        Ekmeklerimiz neden bembeyaz?

        Ekmeklerimiz neden bembeyaz yapılıyor?

        Hiç sorduk mu, neden acaba dedik mi?

        Ekmek undan, un buğdaydan yapılıyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Buğdaylarımız böylesine bembeyaz mı da ekmeklerimiz bembeyaz?

        Hakiki buğdaydan yapılan ekmekler esmer olur, kepekli olur. Acaba esmer ve kepekli ekmeğin; ne günahı, ne mahsuru, ne zararı var da beyazlatılıyor?

        Ben anlamış değilim.

        Oysa esmer ve kepekli ekmek yediğimde, tadını seviyorum, bağırsaklarım daha güzel çalışıyor.

        Kepeksiz ve beyazlatılmış ekmek yediğimde, ne tadını alabiliyorum nede bağırsaklarım doğru-dürüst çalışıyor.

        Onkoloji doktorları, ısrarla kepekli ve esmer ekmek yenilmesini salık veriyor ve tavsiye ediyorlar. Bu insanların beyaz ekmekle bir sorunları mı var?

        O değerli bilim insanları, bizleri düşünüyorlar, ülkemizin geleceğini düşünüyorlar, asil Türk evlatlarının sağlığını, sağlıklı gelişmesini düşünüyorlar. Bütün gayret ve çabaları bunun içindir.

        Beyazlatılan unların içine, çeşitli kimyasallar karıştırılıyor. Bu kimyasalların birçoğu, sağlığımız açısından zararlı imişler.

        ABD’de yeni doğan bir çocuğun göbek bağı kanını incelemişler. Ne görseler beğenirsiniz? Tam tamına 37 çeşit kimyasala rastlamışlar. (Annenin aldığı gıdalardan)

        Bütün bunları yazdıktan sonra, demem şu olacak; ne olur esmer ve kepekli ekmek tüketiniz.

        Girdiğiniz lokantadan esmer ve kepekli ekmek isteyiniz, bakkalınızdan, marketinizden özellikle kepekli, esmer tam buğday ekmeği talep ediniz.

        Talep ediniz ve isteyiniz ki, geleceğimiz olan çocuklarımız ve torunlarımız sağlıklı olsunlar. Genç evliler “TÜP BEBEK” istasyonlarında beklemesinler. Doğum yapacak anneler, ille de “SEZERYAN” diye ısrarcı olmasınlar.

        Sakın ola yanlış anlaşılmasın. Ne un fabrikalarına ne de fırıncı kardeşlerimizin ticaretlerine sakat bir kastımız yoktur. Benim vurgulamak istediğim şey; sağlıklı olana yönlendirmek ve teşvik etmektir.

        Biz talep etsek değirmenler, kepekli un yaparlar fırınlar, kepekli ekmek yaparlar.

        Onun için diyorum ki, EKMEĞİNİZE SAHİP ÇIKIN ve sağlıklı ürünler isteyiniz.                 

Mikro dalga fırınları da evlerinizden kovunuz.

        Esen kalınız.                                                          Nazım PEKER

            NOT: Bu yazı 2011 yılında yazılmış ve 13.500 kez okunmuştur. Ekmekler tam pişmiyor. Pişen ekmek sıkıştırılınca tekrar açılır. Deneyin ekmeğiniz açılıyor mu?

        Benim candan aziz okurlarım. Dünya modernleştikçe (!), teknoloji ilerledikçe (!) bazı önemli şeylerimiz bozulma göstermektedir. - z ekmek

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir