Ermeni Faaliyetleri (15 Ağustos 2022)
1.. “Surmalu AVM” patlaması…“Surmalu” alışveriş merkezinde, yaklaşık 1 gündür yangınla mücadele edilmektedir Surmalu AVM’de dün meydana gelen şiddetli patlamanın yol açtığı yangını söndürme çalışmaları ve enkaz altında kalan vatandaşları arama çalışmaları sürüyor. Patlama sonucunda hayatını kaybedenlerden 6 kişinin isimleri belirlenmiştir…Sağlık Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, patlama sonucu 21 kişinin çeşitli tıp merkezlerinde tedavilerinin devam ettiğini, durumlarının orta düzeyde değerlendirildiğini duyurdu. Surmalu” alışveriş merkezinin bitişiğindeki tüm alışveriş merkezlerinin kapatıldığı bildirildi. İçişleri Bakan Yardımcısı Davit Hambaryan, depolama alanlarında meydana gelen patlamanın yol açtığı yangının tamamen kontrol altına alındığını, fakat depolarda bulunan son derece yanıcı maddelerle uğraştıklarını da kaydetti. (Not: Dışişleri Bakanımız Geçmiş Olsun mesajı yayımladı…,o.tan)
2. Türkiye’nin son Ermeni köyünde Meryem Ana Yortusu ve Üzüm Bayramı kutlandı… Hıristiyanlar için en kutsal günlerden biri olan Meryem Ana Yortusu ve Üzüm Bayramı, Türkiye’nin son Ermeni köyü Vakıflı’da kutlandı. Hıristiyanlar, kutlama için Samandağ’daki Ermeni Vakıflı köyünde bir araya geldi.15 Ağustos’a kadar üzüm orucu tutan Hristiyanlar, “Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü’ nü ve Üzüm Bayramı’nı kutladıktan sonra hep beraber orucu bozuyor, gelenlere üzüm ikram ediliyor.
3. İran’ın sınır vurgusu Karabağ’daki tırmanışla ilgili değil… bölgesel konular uzmanı Armen Petrosyan, Radar Ermenistan ile yaptığı görüşmede, “ Paşinyan-Reisi telefon görüşmesi sırasında, İran cumhurbaşkanının Ermenistan-İran sınırına yaptığı vurgu, Karabağ’daki son tırmanışla değil, Zangezur/Laçın Koridoru” sorununun etkinleştirilmesi ile ilgili ele alınmalıdır. İran, sorunun gelişimini takip ediyor ve durumu değerlendiriyor. Bu telefon görüşmesinde İran da bu önemli ve hassas konuda “kırmızı çizgilerini” belirtiyor, çünkü Ermenistan-İran sınırının dokunulmazlığı İran için önemli bir güvenlik rolüne sahip. Ermenistan-İran sınırının ihlal edilmesi veya ortadan kaldırılması, İran için, çeşitli yönlerde, ciddi güvenlik sorunlarına neden olabilir” diyor. Armen Petrosyan, Türk faktörünün İran için Kuzey ve Batı ile bağlantıların güvenliğini sağlama açısından kilit önemde olduğuna dikkat çekiyor.
Petrosyan’ın gözlemine göre “Zangezur Koridoru”nun oluşturulması, Büyük Turan’ı yaratma fikrinin gerçekleşmesine zemin hazırlayacak. Uygulanması İran’ın Türkçe konuşan halkların yaşadığı kuzeybatı bölgelerini hedef alacaktır. Bu doğrultuda Azerbaycan ve Türkiye uzun süredir konumlarını güçlendirme politikası izliyorlar.”
4. Ermenistan’ın Japonya Büyükelçiliği, Japonya Denizaşırı Yatırım Enstitüsü ile mutabakat zaptı imzaladı… Enterprise Armenia (Yatırım Destek Merkezi) ve Japonya Denizaşırı Yatırım Enstitüsü arasında bir mutabakat zaptı imzalandığı bildirildi.
İmza törenine Ermenistan’ın Japonya Büyükelçisi Areg Hovhannisyan, Enterprise Armenia CEO’su Levon Ohanesyan, Japonya Yurtdışı Yatırım Enstitüsü Direktörü Toshiyuki Kosugi ve Ermenistan’daki Japon büyükelçiliği temsilcileri katıldı.
Büyükelçi Hovhannisyan, mutabakatın yatırımlarda işbirliğini derinleştirmek, 2018 yılında imzalanan yatırım serbestleştirme, teşvik ve koruma anlaşmasının güçlendirilmesi ve mevcut potansiyelin ortaya çıkarılmasına katkıda bulunmak için bir araç olarak hareket etmesini umduğunu ifade etti. Taraflar yakında bir eylem planı geliştirme konusunda anlaştılar ve çeşitli yöntemler ile toplantılar da düzenlediler.
5. Enterprise Armenia’nın İspanya ofisi, yatırım ortamını ve iş avantajlarını sunacak… Enterprise Armenia’nın İspanya ofisi, Ermenistan’daki yabancı yatırımları teşvik etmek ve kolaylaştırmak için tüm fırsatları kullanacak ve Enterprise Armenia’yı yatırımcılar için tek durak noktası olarak konumlandıracak, Enterprise Ermenistan Temsilcisi İspanya’da Levon Grigorian, yaptığı röportajda şunları söyledi; “Enterprise Armenia’nın İspanya’daki temsilcisi olarak atanmak benim için bir onurdu. Haziran sonundaki atamadan bu yana, İspanya’daki Enterprise Armenia ekibinin tamamı, Ermeni pazarıyla ilgilenen İspanyol şirketlerine şimdiden yardım ediyor. Barselona’ daki Avenida Diagonal’ in ikonik binası Casa Comalat’ta yer alacak ofisin halka açılışı 1 Eylül’de yapılacak. Bu nedenle, Eylül ayından itibaren, Ermeni pazarıyla ilgilenen herhangi bir yabancı girişimin veya girişimcinin veya faaliyetlerini yurtdışında genişletmek isteyen şirketlerin ziyaretini memnuniyetle karşılıyor ve bekliyoruz.”
6. Ermenistan-Türkiye ve Ermenistan-Azerbaycan normalleşmesinin paralel süreçlerine ilişkin gözlemler….Davit Safaryan imzalı yazı özetle şöyle; “Ermeni halkı, Erivan’daki turist akışının önemli ölçüde büyümesini dikkatle ve ihtiyatla takip ediyor. Otelcilerin hepsi sanki bu yıl rekor sayıda Türk vatandaşının yanı sıra çoğunluğu İran Azerbaycan’ından gelen rekor sayıda İran vatandaşının da Ermenistan’ı ziyaret etmesinin beklendiğini söylüyor. Dolayısıyla Erivan sakinleri, orada büyüyen Türk ve İranlı (Azerbaycan) varlığının muhtemel durumunu anlamak istiyor. Ermenistan’daki pek çok kişi, olası Türk-Azerbaycan genişlemesinin giderek daha gerçekçi göründüğünde ısrar ediyor. Rusya’nın aracılık ettiği Ermeni-Azeri çözümünün diplomatik süreçlerine ve Ermenistan-Türkiye normalleşmesine dair en ufak bir bilgiye çok dikkat ediliyor. Moskova’da Ermeni-Azerbaycan kamu diplomasisinin ilk girişimine pek tepki gelmedi. Bu, o toplantıyla ilgili beklentilerin yüksek olmadığı ve tarafların görevlerinin oldukça mütevazı olduğu anlamına gelir. Türkiye’nin, Erivan’daki sıradan bir temsilcisinin, insanlara Türkiye’nin Ermeni <sözde> soykırımını tanıma yönündeki Ermeni taleplerine karşı savaşmaktan asla vazgeçmeyeceğini hatırlatan internetteki hareketlilik, bunun göstergesiydi. İstanbul’a düzenli olarak uçan uçaklar, Ermeniler ve Türkler arasındaki ticaret, turizm, insani ve diğer temasların, asırlık nefret ve güvensizliğin mevcut hatırlatıcılarından daha güçlü ve daha verimli/etkili olup olmayacağını, resmi politikanın uzun vadeli hedefleri merak etmemize neden oluyor.”
7. Ermenistan-Türkiye ilişkileri karanlıkta sürükleniyor… Ermeni-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesine yönelik potansiyel bir adımla ilgili tartışmalara tanık olurken, Ermenilerin, hangi stratejinin Ermenistan’ın çıkarına olduğu konusunda zıt görüşler konusunda bölünmüş olduğunu görüyoruz. Umuttan korkuya ve öfkeye kadar aşırı duyguları harekete geçirdikleri için, duyguların gerçek durumu oldukça dogmatik, ikili anlatılar tarafından gizleniyor gibi görünüyor. Ermeni hükümeti, ön koşulsuz bir politika izleyerek, simgesel olanın pratikten ayrılmasını, ekonomi ve siyasete odaklanmasını ve eski zararlar ve suçlamalar olarak görünen her şeyi bir kenara bırakmasını önermektedir. Ermenistan-Türkiye uzlaşma sürecinde yer alan birçok kişi ve kurumun, normalleşmenin uzlaşma sürecinin başlangıcı olduğunu varsayarak son gelişmelere coşkuyla tepki verdiğini fark ettim. Teknik olarak doğrulanabilir olsa da, bu varsayım daha çok umut ve isteklere dayanmaktadır. Bugün tanık olduğumuz şey aslında belirsiz bir gelecekte daha fazla uzlaşma umuduyla yüzeysel bir normalleşme girişimidir. Hem bağışlamanın hem de tövbenin doğal olarak, yalnızca insandan insana temas yoluyla gerçekleşeceği beklentisi, son derece idealisttir ve gerçekçi değildir.