Sivas Cer Atelyesi’nde 1939 – 1953 yılları arasında demiryolu araçlarının sadece bakım ve onarımları yapılır. Kuruluşundan tam 14 yıl sonra, Sivas Demiryolu Fabrikası adını alarak yerli lokomotif ve yük vagonu üretmek üzere yeniden organize edilmiştir.
Hedeflerini büyüterek, bakımını yaptıkları buharlı lokomotifi yüzde yüz yerli parçalarla imal etmek için hazırlıklara başlarlar. 1959 yılında yapım çalışmalarına başlanan ve tamamı Türk işçi ve mühendislerinden oluşan ekip tarafından çok kısa bir sürede bitirilen Bozkurt Lokomotifi 29 Ekim1961 yılında hizmete girmiştir. Karakurt’un ikizi olarak, 1961 yılında Sivas Cer Atölyesi’nde 56202 seri numarasıyla imal edilen Bozkurt lokomotifi de 25 yıl dolu dolu hizmet ettikten sonra, 1994 yılında emekliye ayrıldı.
Bozkurt da Karakurt gibi doğduğu yerde Sivas’ta üretildiği fabrika önünde, Türk sanayisinin gelişimini gösteren bir abide olarak sergileniyor. Bozkurt, teknik özelliklerinin de yer aldığı tabelada, üretildiği günden bugüne kadar geçen zamanı, duygularını anlatır gibidir:
“Ben Sivas demiryolu fabrikalarında Türk işçi ve mühendisinin el birliğiyle imal ettiği Bozkurt isimli 56202 nolu, tamamen yerli ilk lokomotifim. 20 Kasım 1961 tarihinde TCDD’nin hizmetine girdim. Güzel yurdumu arkamda binlerce ton yükle doğudan, batıya, kuzeyden güneye yüzlerce kez geçtim. Hizmet sırasında geçirdiğim sayısız hastalık demiryolu personelince iyileştirildi. Yaklaşık 25 yıllık hizmetin sonunda ekonomik ve teknik ömrümü doldurduğum gerekçesiyle emekliğe ayırdılar. İmal edildiğim, adı sonra değiştirilen ve gelişen TÜDEMSAŞ’ta 25 yıl hizmet ettiğim raylarımın üzerine oturttular, boyadılar, bir gelin gibi süslediler. Etrafım çiçek ve çimenlerle donatıldı. Bulunduğum yerden kuşların cıvıltısı içinde, üretimi ve onarımı yapılan vagonların servise verilişini mutlulukla izliyorum. Rahatım, mutluyum, ilginize teşekkür ediyorum. “
Kaynak: Rayların Unutulan İkizleri Karakurt-Bozkurt, S. Melih Şahin, bülten, tmmob makina mühendisleri odası ankara şubesi, Kasım – Aralık 2018, Yıl: 27, Sayı: 142, s. 26