Bu dünyada din ve dinler olduğu müddetçe ‘siyaseti de’olur.
Çünkü din bir inanç halinde insanlığa yutturulsa da, esasında din bir yönetim ve sömürü sistemidir.
Din, belgesiz, delilsiz ve ispatsız şeylerle, yani Allah, Cennet, Cehennem, Melek ve Ahiret gibi adresi belli olmayan, kimsenin gidip gelmediği ve görmediği efsanelerle, insanlığın zayıflığından ve korkusundan yararlanır, insanlığı yönetir ve güder.
Yani din esasında yönetme, yönlendirme ve insana iç ve dış biçim verme ve bir sömürüyü hoş gördürme, aldatıcı, bilim ve akıl dışı yalan üreten ve sorgulamayan, yeniliğe kapalı bir yaşam şekli sanatıdır.
Din bu bakımdan çok büyük bir gericilik ve sömürcü sistemdir.
Adına din denilen bu sömürü sitemini kullananlarda sömürüden aslan payını alan, yöneticiler ve o misyonu halk içinde yayanlardır.
Ve dinler bu dünyada bugüne kadar var olduğu müddetçe de, insanları tek tek ya da toplu olarak, kendine has terapilerle korkutma metodu olarak sömürücü sınıf tarafından kullanılanıldığı içinde, insanları tedavi etmez , sorunlarını çözmez, hayalle gerçeği bir birine karıştırtır, yani şizofren ve daha da hasta yapar.
Bu böyle olduğu için de bütün din adlı çıkışlar, kuram ve kurumlar, sosyolojik ve kültürel olarak siyasaldır.
Bunu bir tek saf insanlar körü körüne sorgulamadan inandığı için bilmemekte ve de anlamamaktadır. Bunu anlamamakta ısrar eden insanlar ise hala dini bugüne kadar yutturulduğu ve de olduğu gibi bir inanç sistemi olarak görürler ve görmektedirler.
Yani bu dünyada din ve dinler var olduğu ve dine inanlar var olduğu müddetçe de insanlık daha çok aptallaştırılacak, bir birine düşman yapılacak, kandırılacak, yanlışlar yapacak, korkutulacak, sömürülecek ve kan ağlayacaktır.
Bunun ispatı ne derseniz? Bunu da tüm insanlık tarihine bakarsanız görürsünüz.
Örneğin, Türkiye’de, Lozan konusunda ‘dincilerin’ dahada iyi sömürü düzeni kurmak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin esasında sona erdiğini bildirmek ve kendi din idaresini ilan etmek için hiç ara vermeden attıkları ;2023’de T.C. olmayacak, anlaşma sona eriyor, gizli maddeler var yalanına, bir dine inanan insanların milyonlarcasını zihnen, sözlü, yazılı ve eylem olarak inandırması ve fikren yönlendirip seferber etmesi, insanların bunu sorgulamadan kabul etmesi bunun ispatıdır.
Yani birilerinin icadı olan siyasal islam kavramı dini kurtarmaz.
Çünkü dinin kendisi zaten siyasidir.
Yani dinin kendisi bu işin merkezindeki esas sorumludur.
Burada kimse kusura bakmasın ama, bu sözüm insanların hoşuna gitsede gitmesede burada söylemekte de yarar var, bugüne kadar bir dinin siyasal bir sistem olduğunu Türkiye’de en iyi anlayan ve uygulayan kişi de Recep Tayyip Erdoğan’dır.
O bu sistemin adamıdır.
Ve Recep Tayyip Erdoğan dinin esasını uygulaması konusunda da söyledikleri ve yaptıklarıyla çok tutarlıdır.
Adam dinin gereğini yapmaktadır. Daha ne yapsın…!
Dinin esas olarak siyasal bir sistem olduğunu anlamayan ve de yanlış anlayan, anlatan ve tanımlayanlar ise konuyu hala anlamayan, bir kısım aydın, yönetici ve halktır.
Din sisteminin yöneticileri değil…
Demedi demeyin..
Her zaman olduğu gibi bağımsızlıkçılar:
Atatürk’le kalın.
Cumhuriyetle kalın .
Bilimle kalın .
Akılla kalın .
Hoşçakalın.
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın