Türkiye’nin her anlamda durumu göründüğü gibi gerçekten vahimdir.
Türkiye gerçekte her anlamda hastadır.
Türkiye bu yüzden de doktorunu aramalıdır.
Bugün Türkiye’de ki gerçek bir değişimi gerçekleştirmek için hedefi iktidar, bunuda yapacak olan bir Halk ayaklanması olmadan, TC bundan sonra devletler ve milletler mezarlığını boylamaya mahkumdur.
Bu durumda Türkiye’de ki,
tüm düşmanca oyunları bozacak olan tek şey ise Halkın iktidar değişikliğini sağlayacak olan, gücünü ve hakkını Türk tarihinden, törelerinden ve anayasasından alan meşru bir direnişi yaparak toplu eyleme geçmesidir.
Çünkü gerçek bir değişimde sadece güç yani zor tüm oyunları bozacaktır.
Bu durumda da ne istediğini bilen bir Halkın önünde de kimse duramayacaktır.
Ve bu yüzden de göründüğü gibi, Türkiye’de ki mevcut durum vehametiyle o kadar aciliyet göstermektedirki, bugün Türkiye’de örgütlü, doğru önderlikli, programlı, eylemli bir halk ayaklanması olmadan ve ülkedeki nüfusun onda birini yitirme pahasına olda bile ülkede bir eylemlilik olmadan, TC’nin kurtuluşu bundan sonra imkansız haldedir.
Bugünden sonra da zaten bu yönde, Türkiye’nin her yanında etkenli eylemi olmayan söylemlerin hiç bir değeride yoktur. Kalmamıştırda..
Bilindiği gibi, Halk her zaman söyleme değil eyleme bakar.
Halkı gerçekte de toparlayacak ve yönlendirecek olan şey de her zaman olduğu gibi, hakı harekete geçirecek, hedefi belli olan haklı ve doğru eylemlerdir, söylemler değildir.
Burada da klasik olarak dikkat edilmesi gerken en önemli şeylerden birisi ise, böylesi bir eylemliliği engellemek için her zaman olduğu gibi, Halk’a aman bunu yapmayın, provakasyon olur diyen ‘mendebur şeyler’ ortaya çıkacaktır ve bunlarda tarihten de bilindiği gibi düşmanın halkta yılgınlık yaratmak için kullandığı psikolojik savaş elemanlarıdır. Bu yüzden de bunlara uyulmamalıdır.
Çünkü bunların görevi, Halkın güç olmasını ve doğru eylem yapmasını yani İhtilal yapmasını engellemektir.
Bugüne kadar da bu anlamda, Türkiye’de gerçek bir değişim için sadece sandığı gösterenlerde esasında mevcut iktidara ve onun destekçilerine çalışmaktadır.
Bu yatih boyuncada her zaman böyle olmuştur.
Görünen köy, maalesef bu konu da da kılavız istememektedir.
Çünkü herşey artık açıkça ortadadır.
Bu bakımdan şunu herkes kafasına, bu konuda, bundan sonra ve bir kere daha yazmalıdır ki: bir kere TC sandıkta kurulmamıştır .
Günümüzdeki bu çok vahim durumdan kurtuluşuda sandıkta olmayacaktır.
Çünkü Demokrasiyi bilmeyen milletler sandıkta doğru değişimi sağlayamazlar.
Maalesef Türk Milleti’de bugüne kadar demokrasiyi idrak etmemiş bir millettir.
Demokrasiyi bilmemektedir.
Bu yüzden de, Türklerin kaderini yazan ve çizen hep örgütlü ve İhtilaci Türkler olmuştur.
Bundan sonrada öyle olacaktır.
Arşivler bu tür sebep ve sonuçlarla doludur.
İsteyenler bu bilgileri arşivlerden istediği zaman bulabilir.
O arşiv bilgileri içinde de, yukarıda ki söylenenler unutulmaz ise, en büyük ihtilalci olan Türk’ün de Atatürk olduğunu kendi gözleriyle göreceklerdir. . . Ve yukarıdaki bu yazılanlara da o yüzden hak vereceklerdir.
Bu bakımdan da kısacası, artık değişim konusunda ve neler yapılması konusunda, sebepler ve buna karşı çözüm ve alınması gereken esasen bellidir. Bu yüzdende, herkes bundan sonra, bu minvalde, safını seçmeli ve değişim istiyorsa ihtilalci olarak ve doğru eylem yapmak için alana inmelidir.
Her zaman olduğu gibi bağımsızlıkçılar:
Atatürk’le kalın
Cumhuriyetle kalın
Bilimle kalın
Akılla kalın
Hoşçakalın
Sefa Yürükel