Bugün göründüğü kadarıyla Türkiye’de hırsızlık, rüşvet, kara para, yolsuzluk, kaçakçılık, devlet gücünü iktidar için kullanma terörü, hukuksuzluk, kumpas, yüz kızartıcı tüm suçlar tehdit devleti yönetme ve iktidar olma vasıfları arasına girmiştir.
Ama Türkiye’de Milletin önemli bir kısmı ekonomik, siyasi, hukuki, sosyal olarak çok zor durumda olmalarına rağmen hala bunu sorgulamamaktadır.
Kayıtsızlaşmıştır.
Sürüleşmiştir.
Kadercileşmiştir.
Bunun bu şekilde olmasının tanımı ise adı üstünde devlet ve millet erozyonudur.
Devlet ve Millet olarak sanallaşmadır.
Bunun tersine çevrilmesi için ise, Anayasa’sını bilen ve Anayasa’sını ne pahasına olursa olsun savunan ve iktidara bedel ödetmeyi kabul eden ve bunun için harekete geçen, devleti tekrar Atatürk’ün yaptığı gibi yerine oturtmayı amaç edinen bilinçli vatandaş ile olur.
Olmalıdır da!
Aksi taktirde bu yapılmaz ise, bundan Türkiye görüntüde, bir sanal millet ve devlet olma ve Devlet’in ve Millet’in yıkılma aşamasına girmiş olduğu anlamına çıkar.
Eğer Türkler uluslararası arenada var olmak ve yeniden tarih sahnesine kuvvetli bir biçimde çıkmak istiyorlarsa, Anadolu coğrafyasından silinmek istemiyorlarsa, mevcut yöneticilerin Anayasa’ya aykırı olan gayrı meşru iktidarını değiştirmesi ve iktidardaki yöneticilerden en ağır biçimde hesap sorması gerekmektedir.
Bu konuda Türkler Türkiye’de milli, ideolojik, örgütlü, doğru program ve liderlikli demokratik bir oluşumu ve gücü bir an önce yaratmak zorundadır.
Bugün içinde bulunulan süreçte, bunun için, Anayasa dışı hareket eden, mevcut gayrı meşru bir iktidarı değiştirmek için kullanılacak her türlü Anayasal ve demokratik yol ve adım meşrudur.
Bilindiği gibi bir iktidarın ve siyasi partinin meşrutiyeti aldığı oy oranı kadar değil, toplumsal pakt (sözleşme) olan Anayasa’ya uyduğu kadardır.
Ve Anayasa’yı hiçe sayan hiç bir iktidar, demokratik ve hukuki prensiplere göre meşru değildir.
Bu iktidar kesinlikle en kısa zaman içinde milli bir oluşum tarafından değiştirilmeli ve tarihin çöplüğüne gönderilmelidir.
Bundan, bilindik şucu bucu suçlamalarından dolayı, yapılacak olan propaganda dolayısı ile geri adım atılmamalı ve korkulmamalıdır.
Bu Milletin ve Devletin bekası için kesinlikle yapılmalıdır!
Kısacasıda, Türk tarihine, töresine ve çağdaş yaşam tarzına da uygun olanı ve yakışanı da budur.
Her zaman olduğu gibi bağımsızlıkçılar:
Atatürk’le kalın
Cumhuriyetle kalın
Hoşçakalın
Sefa Yürükel
Bir yanıt yazın