Tayyip Erdoğan, Madrid zirvesinde ABD ile anlaştığı ( tekrar tam teslim olduğu) için, ABD’den iktidar olmak için destek bekleyen yuvarlak masadakilerin, bundan sonra yuvarlak avuçlarının içini yalayacaklar desek hiçte yanlış olmayacaktır.
PKK ise Madrid zirvesinden sonra, bu konuda da görüldüğü kadarıyla çok rahat bir durumdadır.
Bunun nedeni,
Finlandiya Cumhurbaşkanı’nın bir hafta önce basının önünde, Helsinki’de Madrid anlaşmasıyla ilgili olarak diplomatik bir dil kullanarak esası açık ettiği gibi, Suriye ve Irak’ta YPG’ye ( PKK’ya) İsveç ve Finladiya’nın yardımı devam edecek.
Yani Suriye’de ki ABD kontrolündeki PKK bölgelerine, TSK tarafından harekat yapılması konusu ise, ya Türk kamuoyunu ve gelecek seçimleri Tayyip Erdoğan lehine tekrar dizayn etmek için ve PKK’nın esas gücüne zarar vermeyecek şekilde anlaşmalı olarak yapılacak yada bir başka neden bulunup, Türk kamuoyu bununla manipüle edilip asla yapılmayacak.
ABD Türkiye ‘den bu istediğini, Türkiye’nin Madrid’de ki ‘NATO genişleme toplantısına’ katılan resmi temsilcisi olan RTE’den, toplantıya katılan birinci ağızdan, yani Finlandiya Cumhurbaşkanı’nın kamuoyuna diplomatik bir dilde açık ediş şeklinde de görüldüğü gibi, aldı anlamını taşımaktadır.
Peki bunun karşılığında Türkiye nemi aldı derseniz?
Hiç bir şey.
KKTC’mi tanındı?
Ege’de durum iyileşecekmi derseniz?
Yok tabiki.
Peki ne aldı.
Memlekete yeni bir Cumhurbaşkanı aldı.
O kimmi derseniz: ‘Yeniden Tayyip Erdoğan’
Tabiki bugünkü iktidar lehine vs vs …lerde cabası..
Peki bu durumda siyasi hayalperest yeni mandacı yuvarlak masacılar ne olacak şimdi derseniz?
Onlar perişanlar. Ama kendilerini mandacı başına hala acındırma ve sevdirmeyle uğraşıyorlar.
Gerçekten yeni gelişen ama beklenen bu durumun, önümüzdeki dönem ABD desteği ile, Cumhurbaşkanlığı ve iktidar hayali görenlerce de Tayyip Erdoğan’ın yeni iktidar bileti olarak algılandığı için, ki bu doğru, yuvarlak masada çok büyük hayal kırıklığına yol açtığını söyleyebiliriz.
Bu kesimden, kişilik yapısından ve bedavacı ihtiraslarından dolayı bir türlü kendini tutamayan ve son sıralarda ABD ve AB nin kesin desteğini aldığını zannedip ve kendini müstakbel Cumhurbaşkanı olarak gören ve neredeyse İstanbul Belediye Başkanı olduğunu unutup, kendini ‘Türkiye Belediye Başkanı’ olarak gören kişi olarak ilk dillendiren Ekrem İmamoğlu oldu.
Tayyip Erdoğan seçilirse beni görevden alacak diye ABD’ye serzenişte bulundu.
Bu mümkün.
Tayyip Erdoğan bunu yaptı ve yapabilir.
Ama ABD izin verdiği ve vereceği
için mümkün.
İşte bunu İmamoğlu ve yuvarlak masa anlamıyor.
Neyse,
Klasiktir, emperyalizm materyali kullanır ve çöpe atar.
Tayyip Erdoğan’a karşı baskı aracı olarak kullanılan yuvarlak masa ve İmamoğlu için de şimdiden, bu yüzden, bu kullanışlı siyasi materyaller de bundan sonraki süreçler içinde birer adet siyasi çöpler olarak emperyalizmin onlar için özel olarak ürettiği siyasi çöplükte yer alacaklar diyebiliriz.
Nedeni şu,
Şunu asla geçmiş ve şimdiki yeni örneklerden de Türkiye’de, emperyalizme bağlı hareket eden tüm sözde siyasiler vs lerden kimseler hiç unutmasın, emperyalizm ile bir iş tuttuğunda, yıldızlansan da, yaldızlansan da emperyalizm için tercih yapıldığında seçmediği kişi ve kurumlar bir süre sonra her zaman bir yük ve çöp muamelesi görür. Emperyalizm den medet umup da tercih edilemeyenlerin ise, emperyalizm tarafından bilindiği gibi son gönderilecekleri yerde her zamanki gibi bir siyasi çöplüktür.
Önümüzde ve ardımızda, dünümüzde ve günümüzde bile bunun çok çeşitli örnekleri vardır.
Vietnam, Afganistan, İran, Irak vs örneklerini, bu gibi durumlara ilişkin en bariz yaşanan örnekler olarak algılayabiliriz .
Kısaca durum budur.
Buda,
son sıralarda kendini şurda burda lüzümsuz yere Kaf dağı olarak görenlere de önemle duyurulur.
Her zaman olduğu gibi bağımsızlıkçılar:
Atatürk’le kalın
Cumhuriyetle kalın
Hoşçakalın
Sefa Yürükel