Toplum ve devlet yaşamının akla ve bilime dayandırılması, laiklik ilkesini oluşturur. Laiklik ilkesi dini fikirlerle dünya işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Toplumun binlerce yıl önce konmuş, o günün sorunlarına çözüm getiren kurallara göre yönetilme zorunluluğunun kaldırılmasıdır. Din adına yapılan baskı ve zorbalığın devre dışı bırakılmasıdır. Laiklik aydınlanmanın gerekli ilkesidir, çağdaşlaşmanın olmazsa olmazıdır.
Anayasa Mahkemesi tarafından 30 Temmuz 2008 tarihinde AKP’nin “laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin odağı olduğu” karara bağlanmıştır. Laik ve demokratik cumhuriyetimizi, “laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin odağı olduğu” tescillenen bir partinin yönetmesinin üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Çünkü son yıllarda laiklik ilkesi yok edilmektedir.
Diyanet Akademisi’nin kurulması laiklik ilkesine de, öğrenim birliği yasasına da aykırıdır. Ama parlamentodan hiç red oyu almadan kabul edilmiştir. Bu akademi açıkça bir medresedir. Ülkemizde tarikat ve cemaatlerce işletilen birçok sıbyan mektebi ve medrese bu düzenlemeyle yasal ve meşru bir konuma getirilmeye çalışılacaktır. Ayasofya’nın yanında Fatih Medresesi açılması, Atatürk’ün kapattığı medreselerin hortlatılmaya çalışılmasıdır. Açılışta konuşan AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan; “Bugün bu açılışla, emanete sahip çıkmıyoruz, tek parti zihniyetinin tarihimize sürdüğü bir utanç lekesini daha ortadan kaldırıyoruz” sözleriyle aklı sıra Atatürk’ten, cumhuriyetten ve laiklikten intikam almaktadır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 6 Haziran 2022 tarihinde Ankara Adliyesi’nde yaz Kuran kursu açılacağını açıkladı ve çalışanlara mesaj gönderdi. Mesajda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yaz kursları kapsamında Ankara Adliyesi’nde görev yapan hâkim, Cumhuriyet Savcısı ve personel ile çocukları için adliyenin merkez bina mescidinde 27 Haziran’dan itibaren Kuran Elifbası, Sureler ve Dini Bilgiler Kursu açılacağı bildirilmiş, kadın, erkek, kız ve erkek çocuklarının ayrı ayrı kursa alınacağı belirtilmiştir.
10 Haziran 2022 tarihinde İzmir’in Bornova ilçesinde bulunan imam hatip ortaokulunda harem selamlık eğitim başladığını ve kız-erkek öğrencilerin okulun ayrı katlarına alındığı haberini duyduk. 12 Haziran 2022 tarihinde Isparta’da Mekke Yatılı Kuran Kursu ve Barla Yatılı Kuran kurslarında hafızlığını tamamlayan 167 öğrenci için hafızlık icazet töreni yapıldı. Törende; “Beklediğimiz istikbali kurmamız için, iman tohumlarını etrafa yaymak için, İslamın destanını bayraklaştırmak için, hakkı tutup kaldırmak için, talimi Kuran geliyor. Tevhidi yaymak sevdasıyla, Allah-u ekber edasıyla onlar geliyor” denildi.
Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, 13 Haziran 2022 tarihinde ilkokul 4. sınıf öğretmenlerini, ilkokul rehberlik öğretmenlerini, ilkokul din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenlerini Eskişehir İl Müftülüğü’nde toplantıya çağırdı. “Okul-Kuran Kursu İş Birliğine Dayalı Örgün Eğitimle Birlikte Hafızlık Projesi” tanıtım toplantısında, öğretmenlerden öğrencilerini projeye yönlendirmeleri talep edildi. Toplantıda bu projenin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından uygulandığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından desteklendiği açıklandı. Eskişehir’de üç okulda toplam 187 öğrenciye bu proje kapsamında eğitim verildiği bildirildi.
Ülkemizde ilkokul, ortaokul ve lise sayısı yaklaşık 56 bindir ve toplam 1200 kütüphane bulunmaktadır. Buna karşılık cami sayısı 90 binin üzerindedir; bu hesap bile laik eğitimin neresinde olduğumuzu göstermektedir. Oysa eğitimin temeli bilimdir; bu gerçek, laik bir ülkede unutturulmak, ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bu uygulamalar ülke genelinde yaygınlaşarak sürmektedir ve siyasi iktidar tarafından bilinçli olarak yapılmaktadır. Laiklik konusunda muhalefetin sessizliği siyasi iktidara cesaret vermektedir.
93 yaşında hayata veda eden Nakşibendi tarikatına bağlı İsmailağa cemaatinin şeyhi denilen Mahmut Ustaosmanoğlu için 24 Haziran 2022 tarihinde Fatih Camisi’nde cenaze töreni düzenlendi. AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere devlet yetkililerinin de katıldığı cenaze töreni, laiklik karşıtı bir gösteriye döndü. Ciddi bir eğitimi olmamasına karşın 1954 yılında İsmailağa Camisi’nin imamlığına başlayan ve görev yaptığı caminin adıyla anılan bu cemaatin başı olan Mahmut Ustaosmanoğlu, tarikat içi birçok adli olayın yanı sıra çocuk istismarları ve suikast haberleri ile gündeme geldi, birçok siyasi ile ilişkiler kurdu.
AKP genel başkanı Tayyip Erdoğan ve pek çok siyasi kişinin mesaj yayınladığı ve cenazeye katılmak için yarıştığı bir ortamda, gazetelere başsağlığı ilanı veren AKP genel başkanı, cenazede yaptığı konuşmada da “önderimizdir” ifadesini kullandı.
İsmailağa cemaati, Ustaosmanoğlu’nun cenazesiyle ilgili gerici bir açıklama paylaştı ve “Mahmut Efendi Hazretlerimizin hanımların cenazelere katılmalarına razı olmadığı kesin olarak bilinen bir husustur. Dolayısıyla hanım kardeşlerimizin, bu hassasiyeti dikkate alıp cenazeye katılmamalarını rica ederiz” ifadelerine yer verildi.
Cemaatçi Mahmut Ustaosmanoğlu’nun “Hikmetli Sözler” adlı kitabında kadınlar hakkında yazdıkları ürkütücüdür ve böyle birinin cenazesine katılanlar da sorgulanmalıdır. ”Ben kadınların dükkân açmasını asla helal görmüyorum. Kadından memur olmaz, kadınlar mektebe gitmez. Duymadık demeyin. Kız çocuğunun orta mektepte, lisede işi yoktur. Benî İsrail’in ilk yıkılışı kadınlar yüzünden oldu. Kadın sokakta gezecek bir şey değildir, erkeğe gözükecek bir şey değildir. Kadın en dayanılmaz şeydir, onu görmeyeceksin. Zaruret olmadan kadınlar alışverişe çıkıyorlar, direksiz kubbeleri yıkacak bunlar. Hemşirelik, subaylık karı işi değildir. Kızını doktor yapmak Allah’a harp açmaktır. Bu karıları kendi başına bırakırsan uçurumdan aşağıya her gün uçarlar. Bir baldız eniştesine gözükmemelidir. Beraber bir sofrada yemek yememelidir. Yalnız olarak bir yolda yürümemelidir. Ey kadınlar; altınlarınızı öttürmeyin, erkeklerin nefsi uyanır. Kadınların vazifesi; ev işleri yapmak, efendisine itaat etmek ve millete, memlekete hayırlı evlat, asker yetiştirmek. Budur kadının vazifesi, başka yok.”
Kadınlara büyük değer veren eşsiz önderimiz Atatürk’ün 30 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu’daki sözlerini anımsamak gerekir: “Bugün ilmin, fennin, tüm kapsamıyla uygarlığın saçtığı ışık önünde filan ya da falan şeyhin yol göstermesiyle maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye uygar topluluğunda varlığını kesinlikle kabul etmiyorum.”
Günümüzde Devrim Yasaları yürürlüktedir ama tarikatlara, cemaatlere ve şeyhlik kandırmacasına siyasilerin oy uğruna prim vermeleri, laikliğe aykırı olduğu gibi ülkemizin çıkarlarına da aykırıdır. Bu yol karanlıktır; aydınlık yol ise akıl, bilim, cumhuriyet ve laikliktir.
Yeni CHP genel başkanının 21 Eylül 2010 tarihindeki “laiklik tehlikede değildir” söyleminden, bugünlere geldik. AKP’nin ülkemizi getirdiği durum ortadayken, şeriata doğru gidilirken CHP ve ortaklık yaptığı partilerden laikliğin korunması hakkında hiçbir açıklama yoktur. Laikliğe karşı yapılanlara tepki vermeyenler cumhuriyetçi de olamazlar, Atatürkçü de olamazlar. Bugün laiklik tehlikededir. İşte bu yüzden laikliği korumak, cumhuriyetimizi korumak, ülkemizi korumak gibi çok önemli görev ve sorumluluklarımız bulunmaktadır.
Suay Karaman
Azim ve Karar, 27 Haziran 2022.