Türkiye dışında Bilinçli Türk Olmanın Zorluğu ve Gerçekliği ile İlgili Gerekli Bir Çift Söz.
Avrupa’da, Avusturalya’da yada ABD’de Türk olmak,Türkiye’yi ve Atatürk’ü savunmak, uzaktan, Türkiye dışındaki Türklere karşı Türkiye’den gazel okunduğu gibi değildir. Türkiye’de ki bazı insanlar, belkide kendi içinde bulundukları zor koşullardan ve bilgisizlikten dolayı, Anavatanları Türkiye dışında yaşayan ama Türkiye’ye karşı sorumluluk duyan insanların, Türkiye için bugüne kadar büyük çabalarla yaptıkları mücadelelerini ve katkılarını ısrarla küçümsemekteler.
Bizleri, uzaktan gazel okumakla ve rahat olmakla itham etmekteler. Gelinde burada sözlerinizi söyleyin ve yaşayın diye alay etmekte ve serzenişte bulunmaktalar.
Zamanı geldiği için artık O insanlara karşı zorunlu bir çift sözüm var: Ey Türkiyedekiler, ön yargılarla hakkımızda idda ettiğiniz gibi, biz Türkiye dışında yaşayan Türkler olarak asla ve hiç bir zaman uzaktan gazel okumadık.
Ve buralarda Türk olarak yaşadığımız içinde öyle sanıldığı gibide hiç rahatta olmadık. Yaşadığımız ülkelerde karşılaştığımız olumluluk ve olumsuzluklarla birlikte yaşadık.
Yaşıyoruz da.
Türk olduğumuzdan dolayı var olan Irkçılık, ön yargı, ayrımcılık bazen günlük karşılaştığımız olayın ve yaşamımızın birer parçası oldu.
Buralarda günlük anlamda yaşamımızı idame ettirmek için büyük çabalar gösterirken, bir yandanda Türkiye’yi aklımızdan çıkarmadık. Orada ki gündemi takip ettik.
Anavatanımıza karşı karşılıksız sevgi ve ilgimizi kaybetmedik. Bir çoğumuz Türkiye’ye ömrümüz boyunca, gerek yatırım yaparak ve gereksede kendi ailelerimiz üzerinden bir döviz ve ekonomik birikim ve yatırım kaynağı olduk.
Türk ekonomisine görünür ve hissedilir ölçüde büyük katkılar yaptık.
Diğer yandanda tarihsel ve konjektürel nedenlerle Türkiye karşıtlığına karşı bedeler ödeyerek buralarda bir baraj olduk.
Halada olmaktayız.
Buralar öyle Türkiye’den okunan gazeller gibi Türkler için çok rahat bir alan değildir.
Çünkü, Avrupa, Avusturalya ve ABD alanı; FETÖ, ‘Ermeni Diasporası’, gerici tarikatlar, PKK, istihbaratlar, siyasiler, vakıflar, dernekler, araştırma merkezleri, medya vs gibi Türkiye karşıtı değişik güçlerle çok çetin bir mücadele hatta bilenler için ise adeta bir çeşit savaş alanıdır.
Burada Türkiye konusunda Türkiye’ye olumlu anlamda destek vermek ve Türkiye’nin haklı davaları için mücadele etmek, bilinenin aksine çok bilinmezli, dar, sayısız dehlizli, zifiri karanlık sokaklarda, labirentlerde, el yordamıyla, korumasız, desteksiz, arkasız, korunaksız savaşmaya benzer. Bu süreçleri her anlamda bugüne kadar bizler yaşadık ve halada yaşamaya devam ediyoruz. Ve Türkiye’yi savunduğumuzdan dolayıda sürekli, maddi, manevi ve psikolojik olarak kuşatılıyoruz, kuşatılıyoruz ve kuşatılıyoruz.
Darbe üstüne darbe yiyoruz.
Ama yine insiyatif alıyoruz.
Mücadele ediyoruz. Yine darbe yiyor yine ayağa kalkıp direniyoruz. Türkiye’de değil başka mekanda olduğumuzu biliyoruz. Ama biz bu konularda hiç sızlanmadık ve bu konuları hiç dillendirmedik.
Dillendirmeyide hiç düşünmedik. Türkiye’de kiler şunu iyi bilinki, bizler yıllarca sırf Türkiye’yi savunduğumuz için zaman zaman bu konuda işimizi kaybetmede dahil, işsiz bırakılmada dahil, yalnızlaştırılmada dahil, aşağılanmada dahil, akademik ve siyasi kariyerlerimizle oynanmasıda dahil, okullarda ve imtihanlarda baskılar görmede dahil, fiili saldırılar ve tehditler almalarda dahil vb gibi bir çok ağır bedeller ödedik.
Halada ödüyoruz.
Bunun Türkiyedekiler tarafından çok iyi bilinmesi lazım.
Avrupa’da, Avusturalya’da yada ABD’de Türk olmak,TC’ni ve Atatürk’ü savunmak, inanın yüzbinlerce Türk güvenlik gücünün, Türk kanunlarının ve bayrağının gölgesinde yaşayan Türkiye’de ki Türk olmaya benzemez.
Bu dışarda çok ama çok zordur.
Bunu bilinçli yaşayanlar olarak biz çok iyi biliyoruz.
Zorlukları günlük yaşıyoruz.
Ama bundan hayıflanmadık ve hayıflanmıyoruzda.
Çünkü konumumuzu, şartları ve mevcut konuların zorunluluklarını ve zorluklarını biliyoruz.
Bugüne kadar bu konuda bilmeden konuşanlara biz şimdiye kadar genellikle bir şey demedik.
Ama ey bugüne kadar Türkiye dışında yaşayan Türkler üzerine bilmeden konuşanlar şimde bunu artık biliyorsunuz.
Türkiyedekiler, sizlere bu konuda tek bir önerim ve önemli bir ricam olacak, bundan sonra bu konuda bizim hakkımızda artık uzaktan bedavadan gazel okumayı bırakın.
Bizsiz, ekonomik ve siyasi olarak yurtdışında akıncısız ve kalkansız olduğunuzun biraz farkına varın.
Ve bu konuda uyarı olarak çok gerekli bir söz olarak şunuda belirtmek istiyorum: bundan sonra Yurt dışındaki Türkler hakkında konuşurken, herkes nerede olduğunu, bulunduğu yerdeki sorumluluğunu ve yükünü bilmelidir.
Bize karşı tuzunuz kuru öyle konuşmak kolay yakıştırmalarını bitirmelidir.
Ve kimse şunuda unutmasın ki Türkiye’nin sahipleri sadece Türkiyedekiler değiller.
Hepimiziz.
çBir yerde tesadüfen doğmak, büyümek ve biliçsiz yaşamak ve O ülkenin bedavadan sahibi olduğunu zannetmek başka, oranın bilinçli müdafacısı, yurtseveri ve asıl sahibi olmak başkadır.
Bizim bugüne kadar olduğu gibi Anavatan hakkında, Anavatana olan karşılıksız sevgimiz, görevlerimiz, sözümüz, yükümlülüklerimiz, eleştirilerimiz, Anavatan üzerindeki olan hakkımız ve başka devletlerdeki yeminli Türkiye karşıtlarına karşı; sözümüz, mücadelemiz, taleplerimiz ve görevlerimiz doğal olarak hiç bitmeyecektir.
Ve ayrıca, şu da irili ufaklı dost ve düşman tarafındanda iyi bilinmelidirki, biz Türkiye dışında yaşayan Türkler, Türkiye ile ilgili yapılması gereken konularda ve sorumluluk almalarda, bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonrada asla ve kata, hiç bir merci, kuruluş, kurum ve kimseden icazet almadık, almayacağız.
Çünkü biz her dönem kendi kafasını kendi omuzlarında taşıyan ve sorumluluk almaktanda kaçmayan insanlar olduk.
Böylede devam edeceğiz. Yani biz esasen bugüne kadar ne yapacağımızı bildik ve bundan sonrada biliyoruz.
Son söz olarak bu konuda şunu belirtmek istiyorum, uyarıyorum ve yarar görüyorum.
Ey Türkiyedekiler, bundan sonra benim bu uyarı ve görüşlerimi dikkate alır ve Türkiye dışında yaşayan biz Türkler hakkındaki itham ve düşüncelerinizi bundan sonra değiştirirsiniz ve bu konudaki sözlerinizi de çok ama çok iyi tartarak dile getirirsiniz.
Kısaca, Türkiye’nin sahipleri sadece Türkiyedekiler değiller.
Hepimiziz.
Bunu Türkiye’de kilerin bundan sonra çok iyi idrak etmesi lazım.
Son söz olarakta şunun altını çizerek Türkiye’dekilere tekrar ve tekrar belirtmekte gerekiyor: Türkiye dışında Türk olmanın zorluğu ve uzaktan gazel okumaya benzemez. Bunu biz Anavatan dışında yaşayarak öğrendik. Uzaktan değil.
Anavatan dışında TÜRK OLMAK, TÜRKİYE’DE TÜRK OLMAYA BENZEMEZ. Dirayet, bilgili ve bilinçli bir yaşam gerektirir. Ya işte böyle Türkiye’dekiler sayın Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma….